12 Mart 2017 Pazar

PARALEL DİN (35. YAZI)
Paralel devlet yapılanması Fetö ile Diyanet İşleri başkanlığının din anlayışı arasında herhangi bir farkın olmadığını söylemiştim.
MESELA, 34 yazımızda F Gülen'den alıntı yaptığımız
Kur'an'a aykırı inançlarla bugün Diyanet İşleri Başkanı Mehmet GÖRMEZ'IN yardımcılığını yapan  Prof Dr Hasan Kamil Yılmaz'ın şu inancı arasında bir fark varmı?
" Kutup en büyük velidir.
 Bütün erenlerin başı, Allah'ın izni ile kainatta tasarruf  sahibidir.
 Gavs, darda kalındığında sığınılan ve istimdat  edilen yani yardım istenilen kutuptur.
 Darda kalan süfiler "yetiş ya Gavs" diyerek gavsa sığınırlar.
 Gavs,  istimdat edene yardım elini uzatır. Abdulkadir Geylani Gavs ı Azam lakabı ile ünlüdür.
 Ancak bütün bu sığınma ve istimdatlar zahirde gavsa  ise de hakikatte Allah'adır.
Çünkü alemde yegane mutasarrıf Allahu Teala'dır.
 Ondan başka faili mutlak yoktur.
 Gavs olarak bilinenler esma ve sıfatı ilahi mazharıdırlar"
(Hasan Kamil Yılmaz, Ricalul Gayb Altın oluk mecmuası, Aralık, 1995)
Dolayısıyla hangi ekolden olursa olsun  paralel dinlerin ortak özelliği ya  din ve hüküm olarak  Kur'an'ın yanında başka kaynakları din yapacak veya Allah'a şirk koşarak  insanı  ilahlaştıracak Allah  ile kul arasında birtakım makamlar veya kitaplar  uydurarak birilerini veya bazı kurumları o makamlara layık görecektir.
 Bu durum ne yazık ki Allah'ın ayetlerinin meallerine kadar uzanmıştır.
MESELA,  ülkemizin en tanınmış İlahiyatçıları  tarafından hazırlanmış Türkiye Diyanet Vakfı'nın mealinde Bakara suresinin 30.ayetinin mealinde parantez içinde  şu açıklamayı yer verilmiştir.
( Halife, vekil, temsilci demektir. Allah yeryüzünde iradesini temsil etmek üzere insanı yaratmış, orada ilahi hükümranlığı  gerçekleştirme görevini de ona vermiştir)
 Bu talihsiz  açıklamada yer verilen "insanın yeryüzünde ilahi hükümranlığı  kurma  görevine sahip olması" iddiası Kutup, gavs, evtad, revasi, nüceba, nukeba gibi uydurma mertebelere ve makamlara giden şirk yolunu sonuna kadar açmaktadır.
  Oysa ne açıklama gereği duyulan ayet ne de  Kur'an'daki herhangi bir ayet buna  asla izin vermemektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder