HAYIRLARIN ANAHTARI, AKLIN İBADETİ:
TEFEKKÜR ( 4. YAZI)
Her şeyi insan için yaratan ve insanın emrine veren yüce Allah'a karşı insan nasıl bir hal alması gerekir.
Nasıl bir minnet ve sevgi seline kapılır, bunun tarifi imkansızdır.
Bir de ahiret hayatında Allah'ın insana hazırlamış olduğu nimetler.
İnsan gerçekten, Allah'ın rahmet,bereket,İnayet ve nimetinin hakkını yerine getirmekten çok acizdir.
Rahman ve Rahim olan Allah Kur'an'ı Mübin'de şöyle buyuruyor.
"O öyle lütufkar bir Allah'tır ki, gökleri ve yeri yarattı, gökten suyu indirip onunla rızık olarak size türlü türlü meyveler çıkardı"
"İzni ile denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi, nehirleri de sizin yararlanmanız için akıttı"
"Düzenli seyreden güneşi ve ayı size faydalı kıldı, geceyi ve gündüzü de istifadenize sundu "
"O size istediğiniz her şeyden verdi"
"Allah'ın nimetini sayacak olsanız bitiremezsiniz. Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür! "(İbrahim suresi, 32, 33, 34)
"Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne göz aydınlıklarının saklandığını hiç kimse bilemez "
(Secde, 17)
Aslında insan dünya için yaratılmamıştır.
Allah'ı birleme, yani tevhid ve Allah'a kulluk için yaratılmıştır.
Bunun ispatı şudur.
Biz fiziki olarak bir mekanda, bir vatanda yaşamak zorunda olduğumuz halde, hayallerimiz, arzularımız, emellerimiz, isteklerimiz dünyanın diğer ucunda bulunuyor. Mesela ben gökyüzünü, marsı, Jüpiteri gezmek istiyorum.
Allah bana bu duygu ve arzuyu vermiş.
Halbuki Allah Kur'an'ı Mübin'de ortaya koyduğu gibi, amaçsız, boşuna hiç bir şey yaratmadığına göre, bu duygu ve düşünceleri, bu hayal ve arzuları insanın her isteğinin karşılanacağı ahiret için vermiştir.
İnsanın esas ikametgahı ahiret hayatıdır.
İnsanın duygu ve arzuları ahirete bakar, ahiretle alakalıdır.
Dünya insan için bir misafirhane, bir konak, ahiret yolunda bir gurbet yeridir.
ESAS VATAN AHİRET HAYATIDIR.
"Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık. Onları sadece gerçek bir amaca yönelik yarattık. Fakat insanların çoğu bilmiyorlar "(Duhan, 38, 39)
Demek ki, insanın sonsuz istek ve arzuları, hayal ve emelleri sonsuz nimetlere sahip ahiret hayatında gerçekleşecektir.
"Ey ayetlerimize inanan ve müslüman (Muvahhit) olan kullarım! Bugün size korku yoktur. Sizler üzülmeyeceksiniz. Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz.Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği gözlerinin hoşlandığı her şey vardır "(Zuhruf, 68, 69, 70, 71, 72 )
"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder