26 Mayıs 2022 Perşembe
KUR'AN'DA SALÂT(1.YAZI) Kur'an ehli bir arkadaş tarafından gönderilen "Salat in the Kuran" "Kur'an'da Salat" adındaki İngilizce seslendirme, Türkçe alt yazılı videoyu on günlük yoğun çalışmadan sonra kelime kelime yazarak, bazı hatalı söz ve kavramları düzenleyerek ve kendi Kur'ani bilgi ve birikimimle yoğurarak paylaşmayı uygun buldum. İşte İngilizce Seslendirme Olan Videonun İlk Yazısı: "Şia ve Ehl-i Sünnet inancına göre salât belirli bir dizi metinlerin okunduğu ve belirli bir dizi hareketin günün belirli vakitlerinde yapıldığı bir ritüeldir.Ama asıl soru, gerçekten de Kur'an bu inancı destekliyor mu? Gerçekten de Kur'an, namaz adında bir ritüelin olduğunu bize emrediyor mu? Şimdi Kur'an'a gidelim.Kur'an'a giderken, kendimize soracağımız ilk soru şu olmalı: Bu ritüelin detayları, tam olarak Kur'an'ın neresinde vardır? Kur'an'ın doğal yapısına yani apaçık olduğuna yani diline yani bağlam ve bütünlüğüne baktığımızda, bu işlemleri nasıl yapacağımıza dair adım adım detaylandırılmış bir liste veya bir pasajın olmasını görmek isteriz. Buna karşılık, Kur'an'da kesinlikle böyle bir şey görmemekteyiz. Tam aksine, salât terimine gelindiğinde Kur'an'da namazdan tamamen farklı bir durum görmekteyiz. Ancak bu konuya girmeden önce "Ritüel (namâz), Kur'an'da vardır." diyenlerin sıklıkla dile getirdikleri iddialarından bir kaçını görelim. Birinci iddia: Ritüel Salât (Namaz), hadislerle açıklanmıştır.Cevap: Biz Müslümanlar olarak, görevimiz yalnızca Kur'an'a iman etmek, sadace ona tâbi olmaktır. Çünkü Kur'an tek hidayet rehberidir. (Bakara-2)Dinde Kur'an'dan başka bir kitaba tâbi olmamakla ilgili yüzlerce âyet mevcuttur. (En'am-153, 155)Dahası, Allah Resul'u (a.s) hayatta iken din Allah tarafından tamamlanmış,(Mâide-3; En'am-114,115) Kur'an'da, din ve hüküm olarak hiç bir şey eksik bırakılmamıştır (En'am-38) ve tamamen detaylandırılmış bir kitabtır. (Fussilet-3; Hud-2) Hatta Kehf Süresi 109. âyette yüce Allah şöyle buyuruyor: De ki: "Rabbimin kelimelerini yazmak için denizler mürekkep olsa Rabbimin kelimeleri tükenmeden denizler tükenirdi." Buradan da anlaşılacağı gibi, Kur'an, bizim dünya ve âhiret kurtuluşumuz için yeterli ve bizim ihtiyacımız olan tüm detaylara sahip olan bir kitaptır. Yüce Allah Nahl Süresi 89. âyetinde de şöyle buyurmaktadır. "...Ve sana bu kitab'ı..." her şeyin açıklayıcısı olarak indirdik..."O halde Allah'a iman ediyorsak, bu demektir ki, salât hakkında da ihtiyacımız olan tüm detaylar bu Kur'an'da olmalıdır. O halde kolaylıkla bu iddianın doğru olmadığını söyleyebiliriz. İkinci iddia: Namaz çağlar boyu aktarıla aktarıla gelmiştir.Bu iddiayı doğrulamak için de Nahl süresinin 123.âyetini delil göstermektedirler.Nahl 123 âyet şöyledir."Sonra da sana hanif (Allah'ı birleyen) olarak İbrahim'in milletine tâbi olmayı vahyettik..."İddia sahipleri derler ki: Buradaki milletten kasıt ritüellerdir. Namaz, zekat, hac, oruç yani bunların hepsi İbrahim'in döneminde belirlenmişti ve nesilden nesile aktarıldı.Bu iddiaya göre namaz İbrahim (a.s) ile başladı, Musa (a.s) a geçti, oradan İsa (a.s) a oradan Muhammed (a.s) a ve bugüne kadar mükemmel bir şekilde korunarak yaklaşık olarak dört bin yıl sonrasına aktarıldı. Ancak bu fikirde büyük bir problem vardır.Bakara 170; Mâide-104; Lokman-21 âyetler gibi, birçok âyette öğrendiğimiz önemli bir emir var ki, bizler din adamlarının yolunu körü körüne takip etmekten yasaklanmış bulunmaktayız.Mesela Âraf süresi 3. âyette yüce Allah şöyle buyuruyor."Rabbinizden sizlere indirilene tabi olun yani ondan başka evliyaya tâbi olmayın..."Buda demek oluyor ki, bizlere nesilden nesile aktarılan herhangi bir ritüel elimizin altında bulunan kitap (Kur'an) tarafından doğrulanamıyorsa, bunun Allah tarafından emredilmediği sonucuna varıyor. Yani o ritüel'in, Allah'ın dininin bir parçası olmadığını anlarız.Bu fikri, bir de millet'i İbrahim'den bahseden şu âyetle (Nahl- 123) bir gözden geçirelim.Millet kelimesi, Arapça M-L-L kökünden gelmekte ve sözlük anlamı dikte etme, emretme şeklindedir.Evet, kelimenin anlamı bu.Yani yüce Allah buyuruyor ki: (Ey Nebi!) "İbrahim'in Kur'an'da var olan inancına, dinine, itikâdına, emrine tâbi olmalısın.Bu emir de bir sonraki kelimeden anlaşılacağı üzere, monoteistlik (hanif, tek tanrıcılık dinidir) İşte millet'i İbrahim demek bu:Tek tanrıcılık.Ritüellerle tamamen alakasız bir durum.Yani ritüellerin İbrahim'den bu yana nesilden nesile aktarılma düşüncesini "millet" kelimesi ile temellendirmek, Kur'an'a göre yanlış. O halde ikinci iddianın da sağlam bir temelin üzerinde olmadığını anlıyoruz. Üçüncü iddia ise biraz daha ilginç, çünkü ziyaret ettiğim web sitesinde namazın zaten Kur'an'da anlatıldığını iddaa eden bir yazı okudum. Sonrasında Kur'an'daki 114 surenin tamamını bu şekilde listeledim ve böylelikle bu yazıya görsel bir perspektif kazandırmak istedim.Bu yazıyı göre, namazın amacı Ankebüt süresi 45. âyette anlatılıyor.Tâhâ süresi 14.âyette namazda Allah'ı hatırlamak gerektiğine, Mâide süresi 6.âyette namaz için abdestten bahsedildiğine, Bakara süresi 144.âyette ise namaz için yönü belirtildiği ama kırmızı oka dikkat, kırmızı okta belirttiğim âyetlerde (Hac-26; Bakara-149; Yunus-10; Âla-1; Âli İmran-18) "salât" kelimesinin dahi geçmediğini bir yere not edin.Ve aynı âyetin (İsra-110) devamında (İsra-111) âyette Allah'ın namaza nasıl başlanacağından bahsettiği yazıyor.Ve Nisa süresi 102.âyette Allah bizlere namazdaki kıyam ve secdeden bahseder.Ancak bu âyette de rüku geçmez.Hac süresi 26. âyette ise rüku geçer ancak "salât" kelimesi geçmez.İsra süresi 110.âyette ses tonundan, Vakıa süresi 74 ve Âlâ süresi 1.ayette Allah'ı yüceltmeden bahseder, ancak salât kelimesi buralarda da geçmemiştir. Âli İmran süresi 18.âyette şehadet kelimesi geçer ancak salât ile bir bağlantı kurulamamıştır.Yunus süresi 10.âyette namazın bitişindeki selamdan bahseder denilmiştir, ancak salât kelimesi burada yine geçmez.Cüma süresi 9.âyette cuma günkü salâttan bahseder.Hud süresi 114 ve İsra 78. âyette namazların sayısından ve vaktinden bahsedilmiştir.Nur süresi 56.âyette namazın isimlerinden söz eder.Bunların hepsi namazın Kur'an'da olduğunu söyleyen bir web sitesinin görüşleri.Umarım buradaki problemi siz de görüyorsunuzdur. Problem şu ki, bu âyetleri namaz olarak değerlendirdiğimiz durumda Allah'ın bize karma karışık bir ibadet tarifinde bulunduğunu söylemek durumunda kalırız.Size bir soru sorayım.Eğer namaz bu kadar önemli bir konu ise, Allah neden bizim bu ibadetin ne olduğunu anlayabilmemiz için bize yap boz gibi tüm parçaları birleştirmek zorunda olduğumuz karmaşık son derece problemli bir tarifte bulunmuştur? Buradan benim çıkardığım sonuç şöyle.Şu an sağ üst köşede bir namazı gerçekleştirebilmek için gereken tek yol ön kabullerimizi teyit etmekten geçiyor.Eğer namaz hakkında bir fikriniz yoksa bu âyetlerden bir ritüel çıkarmanız imkansızdır. Kur'an'ı açtığınızda, imkanı yok bu karmaşık âyetleri birleştirip bu şekilde bir ritüel çıkaramazsınız. O yüzden bize göre bu görüş de kolaylıkla reddedilir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder