22 Mayıs 2022 Pazar

KUR'AN-I MÜBİN'İN MEÂLİ(217. YAZI)Yasin Süresi 47-) Onlara, Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden infak edin, denildiğinde, kâfirler iman edenlere dediler ki: Allah’ın dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık bir sapkınlık içindesiniz. 48-) Onlar: Eğer gerçekten sâdıksanız, bu vaad ne zaman gerçekleşecektir? derler. 49-) Onlar, birbirleriyle çekişip dururken kendilerini ansızın yakalayacak tek bir sayhayı bekliyorlar. 50-) İşte o anda onlar bir vasiyyette bulunmaya bile güç getiremezler yani ailelerine dönemezler. 51-) Çünkü sûr’a üfürülecek. Bir de bakarsın ki onlar cesetlerden boşalarak Rablerine giderler. 52-) İşte o zaman: Yazıklar olsun bize! Bizi yattığımız yerden kim kaldırdı? Bu, Rahmân’ın vâdettiğidir yani Resuller sadık imişler! derler. 53-) Olan tek bir sayhadan ibarettir. Bunun üzerine onların hepsi hemen huzurumuzda hazır bulunurlar. 54-) O gün hiç kimse en ufak bir zulme uğramaz. Yani orada sadece amellerinizin karşılığı ile cezalandırılırsınız. 55-) O gün cennet ashabı, gerçekten hoşlandıkları meşgaleler içinde olacaklardır. 56-) Onlar ve eşleri gölgeler altında koltuklara yaslanırlar. 57-) Orada onlar için her çeşit meyve vardır. Yani bütün istekleri yerine getirilir. 58-) Onlara Rahim Rabten selam sözü vardır. 59-) "Ayrılın bir tarafa bugün, ey mücrimler!" (müşrikler) 60-) "Ey Âdem oğulları! Size şeytana ibadet etmeyin, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır" demedim mi? 61-) "Yani sadece bana ibadet edin, sırat'ı müstakim budur" (demedim mi?) 62-) Şeytan (din adamları) sizden pek çoklarını aldatıp saptırdı. Hâla aklınızı kullanmayacak mısınız? (Zihinsel şeytan insanı ameli yönden günaha sokarken, şeytanın süret almış hâli yani şeytanın ete kemiğe bürünen hâli olan din adamları imani ve itikâdi olarak insanların sapkınlığına sebep olurlar. En tehlikeli olan budur. Yani din adamları zihinsel şeytandan daha ölümcül bir günaha sebep olurlar. Bu günaha yani şirke yani uydurma dine kulluk eden fanatiklerin ondan kurtulmaları artık mümkün olmuyor.) 63-) İşte, bu size vâdedilen cehennemdir. 64-)Küfrünüzden dolayı bugün oraya yaslanın! 65-) Bugün onların ağızlarının üzerini mühürleriz; yaptıklarını bize elleri anlatır ve ayakları da şahitlik eder. 66-) Dilesek onların gözlerini büsbütün kör ederdik. O zaman sırat'a doğru musabaka ederlerdi, ama nasıl göreceklerdi? 67-) Eğer dilesek oldukları yerde onların şekillerini değiştirirdik de ne ileriye gitmeye güçleri yeterdi ne de geri gelmeye! 68-) Kime uzun ömür verirsek biz onun gelişmesini tersine çeviririz. Hiç akıllarını kullanmazlar mı? 69-) Yani biz ona (Resul'e) şiir öğretmedik. Zaten ona yakışmazdı da. (Onun söyledikleri), ancak Allah’tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır.(Yukarıdaki âyet, Allah Resulunun vahiy'den başka bir şey tebliğ etmediğini gösteriyor. Kur'an'da bulunan "şiirin tanımı" algımızdaki şiir gibi değildir. Kur'an'da var olan şiir, yalan, abartı, iftira, hezeyan hakka aykırı, insanları aldatma amacı güden sözlerdir. Kur'an'a göre şairler bağıl peşinde koşan ve söylediklerini yapmayanlardır.(Şuara-224, 225, 226)) 70-) Diri olanları uyarsın ve kâfirler cezayı hak etsinler diye. (Âyette bulunan "hayyen" "diri" ifadesi, ölenin zıttı anlamında değil, kalbi diri olan, anlayışı sağlam, aklını kullanan, tefekkür eden, duygularını yitirmemiş anlamında kullanılmıştır. Çünkü bu durumda olmayan insanlara Kur'an bir şey yapamaz, adalet ve imtihan gereği yüce Allah insanların irade ve akıllarına zorla müdahale edip hidayet ve sapkınlığa sevketmez. Hidayet bulmanın ve sapkınlığa düşmenin tek sebebi vahiy'dir. Vahye tek kaynak olarak iman eden hidayeti, vahyin yanında başka kaynaklara (hadis- mezhep) iman eden sapkınlığa düşmüş olur. ) 71-) Görmüyorlar mı ki, biz ellerimizin (kudretimizin) eseri olmak üzere onlar için birçok hayvan yarattık. Bu sayede onlar bunlara mâlik olmuşlardır. 72-) Bu hayvanları onların emrine boyun eğdirdik. Onların bazısını binek olarak kullanırlar ve bazısını da besin olarak yerler. 73-) Bu hayvanlarda onlar için nice menfaatler ve içilecekler vardır. Hâla şükretmezler mi? 74-) Yani yardım göreceklerini umarak Allah’tan başka ilâhlar edindiler. 75-) Halbuki ilâhların onlara yardım etmeye güçleri yetmez. Aksine kendileri bunlar için yardıma hazır askerler konumundadır. 76-)(Ey Nebi!) O halde onların sözleri sakın seni mahzun etmesin. Kuşkusuz biz, onların gizlemekte olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz. 77-) İnsan görmez mi ki, biz onu bir nutfeden yarattık. Bir de bakıyorsun ki o, apaçık hasım (tartışmacı-düşman) kesilmiştir. 78-) Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve: "Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?" diyor. 79-) De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her türlü yaratmayı gayet iyi bilir. 80-) Yeşil ağaçtan sizin için ateş çıkaran O’dur. İşte siz ateşi ondan yakıyorsunuz. 81-) Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kadir değil midir? Evet! Elbette kadirdir. O, her şeyi hakkıyla bilen yaratıcıdır. 82-) Onun emri bir şeyi irâde ettiğinde ona "Ol" demekten ibarettir. Hemen oluşmaya başlar. 83-) Her şeyin melelütü (ince ayarı ve hassas dengesi) kendi elinde olan Allah subhandır! Siz de O’na döneceksiniz.(Yasin Süresinin Sonu)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder