15 Mayıs 2022 Pazar

KUR'AN-I MÜBİN'İN MEÂLİ(209.YAZI)Ahzab Süresi, 73 Âyet olup Medine'de inmiştir. 1-) Ey Nebi! Allah’tan kork, kâfirlere ve münafıklara itaat etme elbette Allah Alim, Hakim olandır. 2-) Yani Rabbinden sana vahyedilene tâbi ol Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.NEBİ ve RESUL ARASINDA BULUNAN BAZI FARKLAR 1-) Kur'an Nebi'ye "Sana vahyedilene tâbi ol" derken, Resul'e "sana indirileni tebliğ tebliğ et" (Mâide-67) demiştir. 2-) Nebi'ye "Allah'tan kork, kafirlere ve munafıklara itaat etme" denilmiştir. Çünkü Nübüvvet özel ve sivil hayat olduğu için Nebi'nin Allah'a karşı hata etmiştir.(Tevbe-113; Tahrim-1) Fakat görevi sadace vahyi tebliğ olan Resul'un böyle bir hata etmesi yani vahye ihânet etmesi mümkün olmadığından yani Resul mâsum olduğundan ona "Allah'tan kork, kâfirlere ve munafıklara itaat etme" denilmesi câiz olmaz. Tam aksine " "Kim Resul'e itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur" buyrulmuştur. (Nisa-80)Dolayısıyla bazı âyetlerde geçen "günahların için istiğfar et" denilmesi, Nebi ile ilgilidir. Çünkü Resul'un günahı olmaz. 3-) Resul ile vahiy aynı şeydir. Vahiy ile Resul'un arasında hiç bir fark yoktur. Kur'an'ın dilinde ve dininde vahiy ile Resul eşit bir konuma sahip kılınmışlardır. Hayatta olduğu sürece beşer Resul risâlet göreviyle konuşan Kur'an'dır. Vefatından sonra onu sadece indirilen vahiy temsil etmektedir.Güzel ahlakı, mükemmel edebi, sözünün gücü, örnekliği, mimik hareketleri ve vahyi tebliğ etmesiyle beşer Resül, Kur'an Resul'den daha avantajlı bir konuma sahiptir yani daha üstündür. Beşer Resul'un ulaşamayacağı coğrafyalara ve zamanlara ulaşmasıyla kitap resul, beşer Resul'den daha üstündür. Kitap Resül dünyanın bütün coğrafyalarına ulaşabilir. Hiç bir güç ve kuvvet kitap resul'u engelleyemez ve ona bir sınırlama koyamaz. Kıyamet gününe kadar herkes her zaman kitap resul'e ulaşabilir. Beşer Resul'un yaşamış olduğu hayat kitap resul'un yanında bir yıldırım çakması kadar değildir. O halde âyetlerde geçen resul kavramlarının büyük bir çoğunluğu beşer resul ile ilgili değil, kitap resul ile ilgilidir. Fakat kitap resul ile beşer Resul arasında bir fark olmadığı için âyetlerde hangisinin kasdedildiğini anlamak zordur Bunu anlamanın tekil yolu beşer Resul'un ölümlü, kitap resul'un ölümsüz olduğunu bilmektir. Beşer Resul'un ölümlü olduğunu bildiğimiz zaman âyette geçen resul'un hangi resul olduğunu anlarız. 4-) Beşeri yalan ve hurafeler yani hadisler Resul'u temsil edemezler. Yalanlar nasıl Resul'u temsil ederler. Hadislerin hepsi Allah'ın Resulune iftiradır yani hepsi şirk ve küfürdür. Çünkü kültür ve gelenek olarak değil, din ve hüküm olarak intikal etmişlerdir. 5-) Nebi kelimesinin geçtiği âyetler bölgesel ve tarihsel, Resul kelimesinin geçtiği âyetler ise, genel ve evrenseldir. Bu yüzden "kadınlar, eşler, evler ve ses" gibi ifadeler Resul bağlamında değil, Nebi bağlamında geçmektedir. 6-) Resul'e karşı gelmek yani ona isyan etmek sapkınlık ve küfür iken, Nebi'ye karşı gelmek günah bile sayılmamıştır.7-) Kur'an'da "İtaat, Allah ve Resul--- hakem, Allah ve Resul-- Nur, Allah, vahiy ve Resul--- Hak, Allah, vahiy ve Resul----emanet, Resul--- ittiba, vahiy ve Resul--- tekzib, Allah, vahiy ve Resul--- helal ve haram kılma, Allah, vahiy ve Resul--- âyetleri tilavet etme, Allah ve Resul--- hâdd, Allah ve Resul--- tezkiye, "her türlü şirkten arındırma" Allah ve Resul--- mubin, vahiy ve Resul---din, Allah ve Resul--- şikak, Allah ve Resul-- İsyan, Allah ve Resul--- dâvet, Allah, vahiy ve Resul--- Aziz, Allah, vahiy ve Resul--- Kerim, Allah, vahiy ve Resul-- savaş açılma, Allah ve Resul-- ihanet edilmeme, Allah ve Resul--- üsve'i hasene (en güzel örnek) Resul--- verdiğini alma nehyettiklerinden sakınma Resul--- hidayete ulaştırma, Allah ve Resul bağlamında kullanılmıştır.Savaş alanıyla ilgili bir âyette geçen ittiba kavramı hariç (Enfal-64) bu kavramlar hiçbir âyette Nebi bağlamında geçmez. 8-) Yüce Allah Nebi (a.s) a müminlerle istişâre etmesini emrediyor. Fakat Resul'un istişâre etmesi mümkün değildir. Çünkü Resul demek vahiy demektir. Resul demek yasa ve hüküm demektir. Resul demek din ve kanun demektir. 9-) Bütün bu gerçeklerden sonra meâlinde orjinal ve organik olan Nebi ve Resul kavramları yerine sanal olan "peygamber" kelimesini kullananların meâllerini araştırma haricinde asla okumayın.) 3-)Yani Allah’a tevekkül et çünkü vekîl olarak Allah yeter. 4-) Allah, bir adamın karnında iki kalp kılmadığı gibi, "zıhâr" yaptığınız eşlerinizi de analarınız yerinde kılmadı yani evlâtlıklarınızı öz oğullarınız olarak kılmadı. Bunlar sizin ağızlarınıza söylediğiniz (boş) sözlerden ibarettir Fakat Allah sadece hakkı söyler yani hidayete (vahiy'le) yalnız O ulaştırır. 5-) Onları (evlât edindiklerinizi) babalarına nisbet ederek dâvet edin. Allah yanında en uygun olanı budur. Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız, bu takdirde onları din kardeşleriniz yani görüp gözettiğiniz kimseler olarak kabul edin. Hata ederek yaptıklarınızda size vebal yoktur. Lâkin kalplerinizin kasden yöneldiğinde sorumluluk vardır. Yani Allah Ğafur ve Rahim olandır. 6-) Nebi, müminlere kendi nefislerinde daha evlâdır. Eşleri, onların analarıdır. Birbirlerine rahim (akraba) olanlar, Allah’ın kitabına göre, (mirasçılık bakımından) diğer müminlerden ve muhacirlerden daha evlâdırlar; ancak, dostlarınıza uygun bir vasiyet yapmanız müstesnadır. Yani bunlar kitap’ta kayıt altına alınmışlardır. ("Evlâ" kelimesi, "öncelikli konuma sahip" anlamına gelmektedir.) 7-) Hani biz Nebilerden misak almıştık; senden, Nuh’tan, İbrahim’den, Musa’dan ve Meryem oğlu İsa’dan da. (Evet) biz onlardan pek sağlam bir misak aldık. 8-) Allah bu sözü sâdıkları sadakatlarıyla sorumlu kılmak için aldı. Kâfirler için de elim bir azap hazırladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder