21 Mayıs 2022 Cumartesi

KUR'AN-I MÜBİN'İN MEÂLİ(216. YAZI)Yasin Süresi 83 Âyet olup Mekke'de inmiştir. Rahman Rahim Allah'ın Adıyla 1-) Yâsîn, 2-) Hakim olan Kur’an'a andolsun. 3-) Şüphesiz ki sen Resullerdensin. 4-) Müstakim bir yol üzerindesin. 5-) Bu Kur’an Aziz ve Rahim (olan Allah) tarafından indirilmiştir. 6-) Ataları uyarılmamış, bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalmış bir kavmi uyarman için indirilmiştir. 7-) Andolsun ki onların çoğunun üzerinde söz hak olmuştur. Çünkü onlar iman etmiyorlar.(Yani "... cehennemi cinlerden ve insanlardan dolduracağım azap sözü..."(Secde-14; Hud-120) 8-) Biz, onların boyunlarına halkalar geçirdik. O halkalar çenelere kadar dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları yukarı kalkıktır. 9-) Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çektik de onları kapattık, artık göremezler. 10-) Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, iman etmezler. 11-) Sen ancak zikre (Kur’an’a) uyan ve görmeden Rahmân’dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte böylesini, bir mağfiretle yani kerim bir mükâfatla müjdele. 12-) Şüphesiz ölüleri ancak biz diriltiriz. Onların yaptıkları her işi, bıraktıkları bütün eserlerini yazarız. Çünkü her şeyi apaçık bir kitapta sayıp yazmışızdır. 13-) Onlara, şu şehir halkını misal getir: Hani onlara Resuller gelmişti. 14-) İşte o zaman biz, onlara iki elçi göndermiştik. Onları yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü bir Resul ile destekledik. Onlar: Biz size gönderilmiş Resulleriz! dediler. 15-) (Resullere) dediler ki: Siz de ancak bizim gibi birer beşersiniz. Yani Rahmân, herhangi bir şey indirmedi. Siz ancak yalan söylüyorsunuz. 16-) (Resuller) dediler ki: Rabbimiz biliyor; biz gerçekten size gönderilmiş Resulleriz. (Yukarıdaki âyette vahiy ehli muvahhidlere önemli bir öğüt ve teselli vardır. Yani bizim hidayet üzerinde olduğumuzu yüce Allah'ın bilmesi yeter.Dolayısıyla rivayet ve Mezhep ictihadlarına iman edenlerin bize iftira etmelerinin hak nazarında bir değeri yoktur.) 17-) "Bizim üzerimize düşen, apaçık bir şekilde (Allah’ın emirlerini) tebliğ etmekten başka bir şey değildir" dediler. 18-) (Bunun üzerine onlar:) Doğrusu sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun sizi recm ederiz. Yani bizden size mutlaka elim bir azap dokunur, dediler. 19-) (Resuller) dediler ki: Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size hatırlatma yapılıyorsa, bu uğursuzluk mudur? Bilakis, siz müsrif bir kavimsiniz. (Ümmetlerin hayatı vahiy'le şekillenmiyorsa yani din ve hüküm okarak Kur'an tek kaynak kabul edilmiyorsa, maddi-manevi her şeyleri israf hükmündedir.) 20-) Derken şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. "Ey kavmim! dedi, bu Resullere tâbi olunuz!" 21-) "Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere tâbi olun, çünkü onlar hidayette olan kimselerdir." 22-) "Bana ne olmuş ki, beni yoktan var edene ibadet etmeyecekmişim! Halbuki, hepiniz O’na döndürüleceksiniz." 23-) "O’nun dununda (yanında- yöresinde) ilâhlar mı edineyim? O Rahman (olan Allah), (şirk koştuğum için) bana bir zarar dilerse onların (ilâhların) şefâati bana hiçbir fayda vermez yani beni (azaptan) kurtaramazlar." 24-) "İşte o zaman ben apaçık bir sapkınlığın içine düşmüş olurum" 25-) "Şüphesiz ben, Rabbinize iman ettim, beni dinleyin." 26,27-) Gir cennete! denildi. "Keşke, dedi, Rabbimin beni nasıl mağfiret ettiğini yani beni nasıl ikrama mazhar olanlardan kıldığını kavmim bilseydi!" (Yukarıdaki âyet iki şekilde anlaşılmaya müsaittir. 1-) Kavmi onu öldürdü ve alaylı bir şekilde ona "cennete gir" dediler. Fakat o, gerçekten yüce Allah'ın mağfiret ve ikramına mazhar oldu. 2-) Kavmi onu öldürdü, vefat eder etmez yüce Allah ona "cennete gir" buyurdu. 28-) Biz ondan sonra, onun kavmini yok etmek için üzerlerine gökten herhangi bir ordu indirmedik ve indirecek de değildik. 29-) Onları yok eden tek bir sayhadan başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler. 30-) Kendilerine gelen her Resul ile mutlaka alay etmiş olan kullara yazıklar olsun. 31-) (Müşrikler) görmüyorlar mı ki, onlardan önce nice medeniyetler helâk ettik. Onlar tekrar dönüp de bunlara gelmezler. 32-) Elbette onların hepsi (kıyamet gününde) karşımızda hazır bulunacaklar. 33-) Bu hususta ölü olan yer onlar için bir âyettir. Biz onu dirilttik yani ondan dane çıkardık. İşte onlar bundan yerler. 34-) Biz, onda nice nice hurma cennetleri, üzüm bağları kıldık ve oralarda birçok pınarlar fışkırttık. 35-) Ta ki, onların meyvelerinden ve elleriyle bunlardan imal ettiklerinden yesinler. Hâla şükretmeyecekler mi? 36-) Yerin bitirdiklerinden, insanların nefislerinden ve bilmedikleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah tesbih edilmeye layık olandır. 37-) Gece de onlar için bir âyettir. Biz ondan gündüzü sıyırıp çekeriz de onlar karanlıklar içinde kalırlar. 38-) Güneş, kendisi için belirlenen yerde akar (gider). İşte bu, azîz ve alîm olan Allah’ın takdiridir. 39-) Ay için de birtakım menziller (yörüngeler) takdir ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilâl) olur da geri döner. 40-) Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzerler. 41-) Onların zürriyetlerini dopdolu bir gemide (ana rahminde) taşımamız da onlar için bir âyettir. 42-) Onlar için, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık. 43-) Dileseydik onları boğardık. O zaman onların imdadına koşan olmaz yani onlar kurtarılmazlardı. 44-) Ancak bizim tarafımızdan bir rahmet olarak yani belli bir zamana kadar faydalandırmamız için onları yaşatıyoruz. 45-) Onlara önünüzde olan ve arkadanızda bıraktıklarınız hususunda takvâlı olun; umulur ki size merhamet edilir denildiği zaman (aldırmazlar) (Yani geçmişe pişmanlık ve tevbe gelecek için ihlas ve takva sahibi olmak.) 46-) Yani onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet geldiğinde mutlaka ondan yüz çevirmişlerdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder