20 Aralık 2021 Pazartesi

KUR'AN'DA VAR OLAN GERÇEK SALÂT. Salât Dindir. "Dediler ki: Ey Şuayb!(Din) atalarımızın ibadet ettiklerini (muhaddis-müctehid-evliya-ilâhlar) terketmemizi yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmamayı sana salât'ın mi emrediyor?..." (Hud-87)Salât Zihinsel Destektir. "Çevrenizdeki bedevi Araplardan Medine halkından birtakım münafıklar vardır ki, münafıklıkta maharet kazanmışlardır. Sen onları bilmezsin, biz onları biliyoruz. Onlara ilk kez azap edeceğiz, sonra da onlar azim bir azaba geri gönderileceklerdir.(Tevbe-101) Diğerleri ise günahlarını itiraf ettiler, salih bir ameli diğer kötü bir amele karıştırdılar. Umulur ki Allah onların tevbelerini kabul eder.Şüphesiz Allah Ğafur'dur, Rahim'dir. (Tevbe- 102)Onların mallarından sadaka al; bununla onları (nifaktan) temizlersin ve onları arındırırsın. Ve onlar için salât et. Çünkü senin salâtın onlar için bir sükünettir. Allah işitendir bilendir" (Tevbe-103)Salat"ın zihinsel destek olduğu ile ilgili en önemli delillerden bir tanesi yukarıdaki âyettir. "Onların mallarından sadaka al; bununla onları (nifaktan) temizler ve onları arındırırsın."Ve onlar için salât et, âyetinin cümlesini metni ile beraber okuyalım (ve salli aleyhim, inne salâteke sekenün lehum)"ve onların üzerine salat et, çünkü senin salâtın onlar için bir sükunettir. Allah işitendir bilendir"Âyette Nebi (a.s) a emredilen "salli aleyhim" "onların üzerine salât et" cümlesinin anlamı şudur.Nifak ile iman arasında gidip gelen, net bir çizgiye sahip olmayanlara söz ve fiille yani zihinsel destek ol, onlara Kur'an'dan öğüt ver, İslam dininin önem ve ehemmiyetini onlara anlat, sürekli olarak onlara vahyin güzelliklerini hatırlat yani hanif dinin erdem ve güzel ahlakının şuuruna ersinler. Peki hurafecilere soruyoruz. Nebi (a.s) nifak ile iman arasında kalan bu insanlara nasıl salât edecektir. Onlara namaz mı kılacaktır. Sizin dininize göre öyle olmak zorundadır. Çünkü cümle aynen şöyledir. "Ve salli aleyhim, onların üzerine namaz kıl" Salât: İnsanları her türlü kötülükten engelleyen en büyük zikir olan Kur'an'dır. İşte ispatı"Sizi karanlıklardan nura çıkarmak için üzerinize salât eden gönderen O'dur Melekleri de size salât ederler. Allah müminlere karşı çok Rahim'dir" (Ahzab-43)Yüce Allah melekleri vasıtasıyla müminlerin üzerine vahiy indirerek onları karanlıklardan aydınlığa çıkarıyor. (İbrahim-1)Aynı şekilde Nebi (a.s) a salât'ı da yani desteği de indirdiği vahiy'den başka hiç bir şey değildir. Yani sizin anlayışınıza göre yüce Allah Nebi ve müminlere salavât getirmez ve namaz kılmaz. Ama kelimeler şöyledir. "Huvellezi yusalli aleyküm" "O Allah ki size namaz kılar ve melekleri de size namaz kılarlar" Şimdi Ahzab-56. âyete gelelim. Şia ve Ehl-i Sünnet'in din adamlarına göre âyetin manası şöyledir. "Şüphesiz ki, Allah ve Melekleri Nebi'ye çok salavat getirirler. Ey iman edenler! Sizde ona salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin" (Diyanet Vakıf Meâli) İşte sizin dininiz ve ilminizin sınırı bu kadardır. Nebi'ye destek yani vahiy'le ona yardım etme anlamına gelen bir âyeti "Muhammed'e salavât çekme ve salavat okuma" olarak değiştiren bir anlayışın bütün ibadetleri sorgulanmalıdır. Salat"ın vahiy olduğunu gösteren başka bir âyet de şöyledir. "(Ey Nebi!) Sana kitaptan vahyedileni tilâvet et ve salât-ı ikame et. Hiç şüphesiz ki salât fuhşiyattan(ahlaksızlık-cimrilik) ve münkerden alıkoyar. Allah'ın zikri (olan Kur'an'la yapılan) elbette en büyük(öğüttür. Allah yaptıklarınızı bilir" (Ankebüt-45)Diyalog ve iletişim yani sözle öğüt olmadan insanları kötülüklerden engelleyemezsiniz. İslam'ın, iman'ın, takvâ'nın, ihlas'ın, din'in, ihsan'ın, salat'ın ve ibadetin tam merkezinde vahiy olmak zorundadır. İşte size bir âyet daha. "Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allah'ım. Benden başka ilah yoktur. Bana ibadet et yani salât-ı benim zikrim (olan vahiy) için ikame et" (Tâhâ-14)Kitabını bilmeyenlerin iman ve itaatlerinin yüce Allah'ın indinde hiç bir değeri yoktur. Taklidi iman hiç bir işe yaramadığı gibi sürekli olarak kaos, anarşi, ihtilaf, ve kargaşa meydana getiren lanetli doğurgandır. Bir ibadet düşünün ki, Allah'ın, Resüllerinin, İslamın, imanın, ihlasın, takvânın ve hidayetin hangi anlama geldiklerini size öğretmesin. Salat, insanın, inanç, zihin ve ahlak dünyasında sürekli olarak yüce Allah'ın varlığını ve kudretini yüreğinde taşıması, yaptığı her işi Allah için yapması, güzel ahlak sahibi olması, zor durumlarda sadece Allah'a yönelmesi, tüm insanlara adalet ve merhametle muamale etmesi, dini Allah'a özel kılması yani ihlas , takva ve güzel ahlak dediğimiz şey, gece gündüz, yirmi dört saat her an insanın gönlünden ve vicdanından ayrılmayan, onunla bütünleşen iman edenlerde bir yaşam haline gelmesi anlamına gelmektedir. Dolayısıyla ihlas, salat, takva, ihsan, ibadet ve sabır gibi erdemler insanda bir karakter ve ahlak haline gelmelidir. İnsan bu erdemlerden hiçbir zaman bağımsız olmaması yani sürekli olarak güzel ahlaka sahip olması gerekir.Bu erdemler için belli bir zaman ve mekan yoktur. Fakat bazı salâtlar vardır ki, bir araya gelmek, bilgilenmek, farkında olmak, şuur kazanmak için bunlarda program ve vakit şarttır. Yoksa beş dakika Allah'ın huzuruna çık. Ondan sonra dünya ve âhiret senindir. Bu doğru değil, her an, her şey Allah'ındır. İnsan sürekli olarak Allah'ın varlığını ve kudretini zihninde taşıması gerekiyor. Amellerin yani hasenât ve sâlihatın yüce Allah indinde geçerli olabilmesi için sağlam bir itikadın üzerine bina edilmesi gerekir. Yani Kur'an'da var olan ihlas (dini Allah'a özel kılma) ve takva yani hayatın Kur'an'daki emir ve yasaklara göre şekillenmesi şarttır. Eğer böyle olmazsa dünyadaki bütün Müşriklerin hasenât ve salihatlarının Allah indinde geçerli olduğunu kabul etmek zorundayız. Salat, dindir, imandır, İslam'dır, vahiy'dir, takvadır, ihlastır, hayatın tümüdür, günde beş on dakika el bağlamak değildir, salat, aklı kullanma, tevekkül, tefekkür, şuur yani farkındalık yani sürekli devam eden ve hiçbir zaman insandan ayrılmayan bir ahlaktır. Salat, hayatın vahiy'le inşa edilmesi olayıdır. SALÂT VAHYİN KENDİSİDİR. Kur'an'ı dinde tek kaynak kabul etmeden yaptığınız hiç bir ibadet ve amelin Allah indinde zerre miktarı kadar bir değeri yoktur. Evet salât, dinin temelidir, sürekli olacak bağlantı halinde olmamız gereken İslam dinin olmazsa olmazıdır. Salât, bir yaşam felsefi bir mucadele alanıdır. Salat, insanın ilk önce kendi benliğini, ruhunu ve ahlakını temizlemesi ve arındırması olan hasenat, sonra çevresini temizleyip arındırması anlamına gelen sâlihattır. Salat, maddi-manevi bir temizlenme ev arınma seferberliğidir. Ama siz nasıl ki, yüce Allah'ın Kur'an'da bulunan emirleri anlamına gelen takvayı cemaat ve tarikat liderlerine kulluk, dini Allah'a özel kılma anlamına gelen ihlası samimiyet, Resül ve Nebi kavramları yerine "peygamber" kelimesini koyarak önemini ve etkinliğini yok ettiğiniz gibi, bütün hayatı içine alan salât kavramını da beş on dakikalık bir âyine çevirdiniz. Evet salat, bir an içinde olsa ondan kopamadığınız kıyamdır, rüküdur, secdedir, oturuştur.Dolayısıyla salât, aynen takva, ihlas, ihsan yani güzel ahlak, ibadet gibi hayatın tümünü içine alan bir yaşam tarzıdır. Ancak toplumun acil sorunları ve genel durumu ile ilgili bir çalışma olduğunda, şura ile karar vermek için bir araya gelinmesi gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder