10 Aralık 2021 Cuma
KUR'AN-I MÜBİN'İN MEÂLİ(78.YAZI) Nisa Süresi 135-) Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şâhidlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 136-) Ey iman edenler! Allah’a, Resül'üne, Resülüne indirdiği kitab-a ve daha önce indirdiği kitab-a iman ediniz. Kim Allah'a, meleklerine, kitaplarına, Resüllerine ve âhiret gününe kâfir olursa (hidayetten) uzak bir sapkınlığın içindedir. 137-) İman edip sonra kâfir olanlar, sonra yine iman edip tekrar kâfir olanlar, sonra da küfürlerini arttırdıkça arttıranlara Allah ne mağfiret edecek, ne de onları hidayetin yoluna iletecektir. 138-) Münafıklara, kendileri için elim bir azap olduğunu müjdele! 139-) Onlar müminleri bırakıp da kâfirleri veli edinenler, onların yanında izzet mi arıyorlar?(Bilsinler ki) bütün izzet yalnızca Allah’a aittir. 140-) Andolsun ki (Allah), kitap’ta size şunu indirmiştir: Allah’ın âyetlerinin küfredildiğini yahut onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, onlar bundan başka bir söze dalıncaya (konuya geçinceye) kadar onlarla beraber oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Elbette Allah, münafıkları ve kâfirleri cehennemde bir araya getirecektir. (Yukarıdaki âyette tam bir inanç ve vicdan hürriyeti mevcuttur. Bir bu âyeti düşünün birde uydurma din ve mezheplerin terör örgütlerini düşünün. "Allah'ın âyetlerine küfrediliyor, onlarla alay ediliyor" yüce Rabbimiz, sadece "o anda onlarla oturmayın" buyuruyor. Vurun, kırın, öldürün yok, sadece ve sadece "o anda orayı terkedin" Hemde iman edenlerin en güçlü olduğu Medine döneminde bu âyet iniyor.) 141-) Sizi gözetleyip duranlar, eğer size Allah’tan bir fetih (nasib) olursa, "Sizinle beraber değil miydik?" derler. Kâfirlerin (zaferden) bir nasipleri olursa (bu sefer de onlara), "Sizi yenip (öldürebileceğimiz halde öldürmeyip) müminlerden engellemedik mi?" derler. Artık Allah kıyamet gününde aranızda hükmedecektir ve kâfirler için müminler aleyhine asla bir yol vermeyecektir. 142-) Şüphesiz münafıklar Allah’a oyun etmeye kalkışıyorlar; halbuki Allah onların oyunlarını başlarına çevirmektedir. Onlar salâta kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah’ı da pek az anarlar. 143-) Bunların arasında bocalayıp durmaktalar; ne onlara (kafirlere) ne bunlara(müminlere). Ve kim Allah’tan (Kur'an'dan) saparsa, artık onun için (hidayete) yol bulamazsın. 144-) Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri evliya edinmeyin; (bunu yaparak) Allah’a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? 145-) Şüphe yok ki münafıklar ateşin en alt katındadırlar. Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın. 146-) Ancak tevbe edip ıslah olanlar, Allah’a (Kur'an'a) sığınıp dinlerini yalnız Allah'a hâlis kılanlar başkadır. İşte bunlar (gerçekte) müminlerle beraberdirler ve Allah müminlere yakında büyük mükâfat verecektir. (Nebilere indirilen tüm vahiy'lerde en çok dikkat çekilen şeylerden biri, "dinde ihlas sahibi olmalarıydı" yani "dini sadece ve sadece Allah özel kılmaları" idi. "Ey Nebi!) Şüphesiz ki, kitab-ı sana hak olarak indirdik. O halde sende dini Allah'a özel kılarak (İhlas ile) kulluk et. Dikkat et, halis din yalnız Allah'ındır"(Zümer- 2,3)Şia ve Ehl-i Sünnet din adamları rivayet ve içtihatlarıyla Kur'an'ın bütün kavramlarının manalarını tahrif etmişlerdir.Bozdukları ve anlamını yamulttukları en önemli kavramlardan birisi de "ihlas" kavramıdır.Onlara göre "ihlas" "samimi olmak" ve "ibadetleri yalnız Allah için yapmaktır" Halbuki Kur'an'ı Mübin'de "İhlas" kavramı "dini yalnız Allah'a özel kılmak, din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka kaynak edinmemek" anlamında kullanılmıştır. Yani "İhlas" kavramı "ameli" bir kavram değil, "imâni" ve "itikadi" bir kavramdır. Eğer din yalnız Allah'a özel kılınmış olsaydı, ibadetler direkt olarak Allah için yapılmış olacaktı.Onun için "ihlas" kavramı Kur'an'da her zaman din ile beraber anılarak dinin Allah'a özel kılınması ile ilgili bir kavram olduğu açıkça ortaya konmuştur."Halbuki onlara (tarihin bütün ümmetlerine) ancak, dini yalnız O'na özel kılarak hanifler (her türlü şirkten arınmış) olarak Allah'a kulluk etmeleri, salat-ı ikame etmeleri ve zekat'a gelmeleri emrolunmuştu. İşte (toplumu) ayağa kaldıracak sağlam din budur"(Beyyine-5)"Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin, diye Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı..."( Şura- 13)Dinde ihlas sahibi olmanın yani dini Allah'a özel kılmanın tek yolu sadece Allah tarafından indirilen âyetlere uymaktır."Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) tabi olun. O'nu bırakıp da (yöresinde- berisinde) başka evliyanın peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz"(Araf-3)"(Ey Nebi!) Sen, sana vahyedilene tâbi ol ve Allah hükmedinceye kadar sabret. O hakimlerin en hayırlısıdır"( Yunus- 109) "(Ey Nebi!) Rabbinden sana vahyedilene tâbi ol. O'ndan başka ilah yoktur. Müşriklerden yüz çevir"( En'am-106)("Ey Nebi!) Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz ki sen ( Kur'an) sayesinde dosdoğru bir yol üzerindesin. Doğrusu Kur'an sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız"(Zuhruf-43,44)Kur'an eski zamanların müşriklerini anlatırken, Allah Resulü'nün dönemindeki Mekke müşriklerine "Gördüğünüz gibi şimdi sizin yaptıklarınızla kadim müşriklerin yaptıkları arasında herhangi bir fark yoktur" demiş ve şirkin sadece geçmiş milletler'de kalmış bir fiil olmadığını ortaya koymuştur.Benzer şekilde Kur'an, Musa (a.s)a iman ettiklerini iddia ettikleri halde ona yapmadıkları eziyeti bırakmayan Yahudileri anlatırken, Muhammed (a.s)a iman edenlere "Ey iman edenler! Sizde Musa'ya eziyet edenler gibi olmayın..."(Ahzab-69) uyarısında bulunmuş oluyor. Dolayısıyla ilk anda Mekke müşriklerini muhatap alan yukarıdaki âyetler, onlardan sonraki bütün zamanlarda hatta kıyamet gününe kadar dünyanın herhangi bir yerinde aynı fiili yapacak herkesi doğrudan muhatap almaktadır.O gün müşrikleri uyaran yüce Allah, bugün aynı şirki işlemeye meyilli iman edenleri uyarmaktadır.Öyleyse bu durumda olanlar "O günkü müşrikler için indirilmiştir, bu âyetler Yahudiler için nâzil olmuş, şu süre israiloğulları ile alakalı gelmiş, Hristiyanlar için indirilmiş âyetleri bize okuma" deme hakkına sahip değillerdir.Aslında böyle diyenler Kur'an cahilidirler.Çünkü yüce Allah bu âyetleri kiyamet gününe kadar geçerli olarak indirmiştir."De ki: Hangi şey şehadetçe en büyüktür? De ki: ( Allah'tan başka ilah olmadığına dair) benimle sizin aranızda Allah şahittir. Bu Kur'an bana, kendisiyle sizi ve ulaştığı herkesi uyarmam için vahyolundu..."(En'am-19)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder