RİSALE'İ NUR'DA BULUNAN UYDURMA, HURAFE VE YALANLAR
( 114. YAZI )
SAİD NURSİ'DE NEBİ'LİK İDDİASI VAR MIYDI?
(2)
" Hem Mütedeyyin bir kadın, yine hadiseden sonra görüyor ki, Semavattan (göklerden ) mübarek kağıtlar yağıyor. soruyorlar:
Bu nedir?
"Rüyada demişler"
"Risale'i Nur'un sahifeleridir"
Yani, tabirce Risale'i Nur, Kur'an'ın tefsiri olduğu cihetle, vahyi Semavi olan Kur'an'ın semavi ve İlhami bir tefsiridir"
(Sikkei tasdiki gaybi 26 )
,,,,,Bu hakikatlardan anladım ki, Risale'i Nur, bu asrın insanları olan bizler için yazdırılmıştır"
(Mudafaalar 300, Afyon müdafası) Said Nursi,
Risale'i Nur'un kendi eseri olmadığını öylesine vurgulamaktadır ki, bu vurgu eserin kendisine nisbetini imkansız kılmaktadır, Kendisi de tam olarak Risale'i Nurdan bağlantısız olamayacağına göre, bu bağ onun tercümanlığı vasıtasıyla sağlanmıştır.
DİYOR Kİ:
" ,,,,,,Benim gibi yarım ümmi ve kimsesiz, ,,,,,,,, bulunan bir adam,,,,,,,,, Risale'i Nura sahip değildir.Ve o eser, onun hüneri olamaz, onunla iftihar edemez.
Belki doğrudan doğruya Kur'an'ı Hakim'in bu zamanda bir nevi mucize-i maneviyesi olarak, rahmeti ilahiye tarafından ihsan edilmiştir. O adam, binler arkadaşı ile beraber, o hediye-i Kur'aniyeye el atmıştır.
Her nasılsa birinci tercümanlık vazifesi, ona düşmüş, Onun fikri ve ilmi ve zekasının eseri olmadığına delil,,,,,"
( Mektubat 362 363 yirmi sekizinci mektup)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder