16 Aralık 2018 Pazar

RİSALE'İ NUR'DA BULUNAN UYDURMA, HURAFE VE YALANLAR ( 116. YAZI )                                                     SAİD NURSİ'DE NEBİ'LİK İDDİASI VAR MIYDI?( 4 )Kur'an-ı Mübin de kitapların "indirildiği, inzal  edildiği" belirtilmektedir.İşte Risale'i Nur'da Kur'an'ın semasından, ayetlerin yıldızlarından inmektedir. Kur'an, kendinden önceki kitapları, Tevrat'ı İncil'i tasdik  etmek için indirildiğine göre,  Nur risaleleri de Kur'an'ı tasdik  etmek için indirilmiştir. Nitekim Risale'i Nur'da bu konu bir Çok Kez tekrar edilmiştir.,,,,, Risale'i Nur'a hücum edilmez, O doğrudan doğruya Kur'an'a bağlanmış ve Kuran dahi arşı âzamla  bağlıdır. Kimin haddi var, elini oraya uzatsın  ve  kuvvetli ipleri çözsün (Siracinnur 188 Denizli müdafası) "Risale'i Nur Kur'an'ın malıdır. Kuran'ı hakim'den süzülmüştür. Kur'an ise Arşı Ferş'le  bağlayan bir zinciri nuranidir.Kimin haddi var ki ona el uzatsın ( Tarihçe-i Hayat  651 )
Bilindiği gibi, Allah (Celle Celalühü) elçilerine davalarını ispat etmek üzere insanları aciz bırakan Mucizeler vermiştir. kur'an-ı Mübin, en büyük mucizedir. Risale'i Nur'da mucize-i  kuraniyedir.(Bak Tarihçe-i Hayat 440 Emirdağ hayatı) "Mucizeler, diğer insanlar boyun eğip itaat etsinler için peygamberliğin delili olarak ancak peygamberlere verilir. Risale'i Nur'da Said Nursi'nin mucizesidir. Kalplerin ve akılların zapt edilerek ona itaat ettirilmesi istenmiştir" Ya rabbi,,,,,, Hz Musa'ya Denizi ve Hazreti İbrahim (Aleyhisselam)a ateşi  ve Hazreti Davut (Aleyhisselam)a dağı,  demiri ve  Süleyman'a cinni ve insi ve  Hz Muhammed (Aleyhisselam)a Şems  ve kameri teshir  ettiğin gibi, Risale'i Nur'a kalpleri ve akılları Musahhar kıl " Tarihçe-i Hayat 376) Said Nursi'nin Nebi'lik  hevesi, talebelerinin şunları söylemesine yol açmıştır. "Envarı Muhammediyeyi ve Maarifi  Ahmediyeyi  ve Füyuzatı  şem-ı  ilahiyi en Muşa'şa bir şekilde parlatması ve kur'ani ve hadisi  olan işârâtı riyaziyenin  kendisinde müntehi olması ve hitabatı Nebeviyeyi  ifade eden Âyât-ı celilenin riyazı  beyanlarının kendi üzerinde toplanması delaletleriyle  o zat ( Said Nursi) hizmeti imaniye noktasında Risaletin bir mirat-ı  mücellası  ve şecere-i Risaletin bir  son meyve-i Münevveri ve lisanı  Risaletin irsiyet  noktasında son dehan-ı  hakikatı zisaadeti  olduğuna şüphe yoktur"( Üçüncü medrese-i Yusufiyenin El huccetuz Zehra "ve Zühretün Nur "olan tek dersini dinleyen Nur şakirdleri namına Ahmet Feyzi,  Ahmet Nazif, Zübeyir, Selahattin, Ceylan,( tabancalı) Sungur. Talebelerinin bu aşırı  övgüsüne karşılık Said Nursi diyor ki " Benim hissemi haddimden  yüz  Derece ziyade  vermeleriyle beraber,  bu imza sahiplerinin  hatırlarını kırmaya cesaret edemedim. Sükut ederek,o medhi,  Risale-i Nur şakirtlerinin şahsı manevisi namına  kabul ettim"( Tarihçe-i Hayat 580 Afyon hayatı Risale'i Nur  nedir? )
CEVAP : Talebeleri tarafından kendisine "imana hizmet yönünden Nübüvvet'in   bir cilalı aynası,Nübüvvet  ağacının nurlandırılmış  son meyvesi, Nübüvvet  lisa'nınin vârislik  noktasında son gerçek ağzı,  ilahi ışığın  imana hizmet yönünde son  mutlu taşıyıcısı" gibi sıfatların hepsini yine tevazu maskesiyle "İstemem, yan cebime koy" kabilinden kabul etmiştir. talebelerinin Said Nursi için dizdikleri  bu sıfatların gerçek ve Son Sahibi kendisi değil,  Muhammed (Aleyhisselam)'dır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder