RİSALE'İ NUR'DA BULUNAN UYDURMA, HURAFE VE YALANLAR
( 115. YAZI )
SAİD NURSİ'DE NEBİ'LİK İDDİASI VAR MIYDI? (3 )
"RİSALE'İ NUR'UN TERCÜMANINA GELİNCE,,,,,,"
(Tarihçe-i Hayat, 579 )
Tercüman :
Tercüme eden, bir dilden başka bir dile çeviren, birisinin veya bir şeyin maksadını anlatmaya, bir şeyi tasvir ve ifadeye vasıta olan
(Yeğin, yeni lugat, 717 )
anlamlarına gelmektedir.
Dikkat edilirse açıklamada "Birisinin veya bir şeyin maksadını" ifadesi geçmektedir.
Risale'i Nur'da Said Nursi için kullanılan "tercüman" ifadesiyle, kendisinin veya kendi eserinin değil, başkasının veya başkasının eserinin tercümanlığının kast edildiği anlaşılmaktadır.
Nitekim Said Nursi "Peygamberimiz- Kur'an" ilişkisini şöyle açıklamaktadır.
VAHİY İKİ KISIMDIR.
Biri "vahyi sarihi"dir ki, Resul Ekrem (Aleyhisselam) onda sırf (sadece ) bir tercümandır, mubelliğdir, müdahalesi yoktur. Kur'an ve bazı Ehadisi Kutsiye gibi, ,,,, "Peygamberimiz Kur'an'ın tercümanıdır,mubelliğidir.
Bak, Mektubat 86, Ondokuzuncu mektup, mucizatı Ahmediye dördüncü nükteli işaret ikinci esas )
Nasıl ki, Kuranı Kerim Hz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellemin)in değil, Allah'ın kelâmıdır, O sadece tercümandır, mubelliğdir.
İşte, Risale'i Nur'da Said Nursi'nin eseri değildir.O da risale-i Nur'un tercümanıdır, mubelliğidir.
Zaten, Said Nursi de Risale-i Nur'un tümünün değil "Ekseriyeti mutlakasının, bir kısmının âni ve def-i olarak İhsan edildiğini, ihtiyarı haricinde yazdırıldığını beyan etmiştir."
Hem yazılan eserler, ekseriyeti mutlakası -hariçten hiçbir sebep gelmeyerek, ruhumdan tevellüt eden bir hacete binaen âni ve defi olarak (ansızın- birdenbire, bir anda, hemen) İhsan edilmiş"
(Mektubat 353 354- Sikke-i tasdiki gaybi, 267 Barla Lahikası 12)
"İşte ihtiyar ve şuurumun dairesi haricinde, mezkür haletler ve Sergüzeşti hayatım ve ulumların enva'larındandaki hilafı adet ihtiyarsız tetebbuatım,
böyle bir netice-i kutsiyeye müncer olmak için, kuvvetli bir inayet-i ilahiye ve bir ikram-ı Rabbani olduğuna ben de şüphe bırakmamıştır"
( Mektubat 353 354)
CEVAP :
Her ne kadar Risale'i Nur'un Said Nursi'ye Allah tarafından vahiyedildiği açıkça söylenmiyorsa da, bu ifadelerin mazmunu (söylemek istediği şey )şudur.
Risale'i Nur, Said Nursi'nin eseri değildir, Onun ihtiyarıyla yazılmamış, Cenabı Hakk'ın lisanıyla yazdırılmıştır.
Semavidir, Arşidir, Said Nursi, Risale'i Nur'un ancak tercümanıdır.
Allahu Teala Kur'anı, Tevratı ve İncil'i insanlara Hidayet olarak olmak üzere inzal etmiş, indirmiştir.
Risaletü'n-nur da doğrudan doğruya Kur'an'ın feyzinden mülhemdir ve Sema-i Kur'an'iyeden ve ayâtın nücumundan yıldızlarından iniyor, nüzul ediyor"
( Bak, Şualar 559- Sikke-i tasdiki gaybi, 97 Birinci Şua)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder