İNFAKIN ÖNEMİ 

(4.YAZI)

 Her salih amelin insana kazandırdığı apayrı güzellikler,  faziletler ve manevi kazançlar mevcuttur.

Ademoğlunun cahillikten kurtulup gerçek bir mümin olmasında bu salih amellerin ehemmiyeti çok büyüktür. 

"İnfak" kelimesinin taşıdığı mana tahlil edilirse, bu salihatın  hikmetinin de, insanı güzel ahlak ve psikolojik açıdan maddenin esaretinden kurtararak yani Allah'ın rızasını dünya menfaatine hakim kılması olarak görülebilir. 

 

Bu yönüyle infak gibi salihatların  sağladığı en büyük fayda psikolojik baskıdan kurtulma, gönül ve kalp huzurudur. 

Şu âyet bununla ilgilidir.

"Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda infak etmedikçe "iyiliğe" eremezsiniz. Her ne infak ederseniz. Allah onu hakkıyla bilir"

(Âli İmran-92)

En doğrusunu Allah bilir, yukarıdaki âyette bulunan "birra" kelimesi, psikolojik rahatsızlıklardan kurtulma ve gönül huzuru" anlamına gelmektedir. 

Her Mümin çevresinde olanlara  karşı sorumludur. 

"Allah'a kulluk edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın.

Ana babaya, akrabaya, yetimlere ve miskinlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, sokak çocuklarına (yol evladlarına ) ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın; Allah, kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez"

(Nisa-36)

"Bunlar cimrik eden ve insanlara da cimriliği tavsiye eden, Allah'ın kendilerine lütfundan verdiğini gizleyen kimselerdir. 

Biz, kafirler için alçaltıcı bir azap hazırladık.

 Allah'a ve ahiret gününe inanmadıkları halde mallarını insanlara gösteriş için infak edenler de (ahirette azaba uğrarlar)  şeytan bir kimseye arkadaş olursa, o ne kötü bir arkadaştır. 

Allah'a ve ahiret gününe iman edip de Allah'ın kendilerine verdiğinden onun yolunda infak etselerdi ne olurdu!  Allah onların durumunu hakkıyla bilmektedir.

Şüphe yok ki Allah zerre kadar haksızlık etmez. (Kulun yaptığı iş,   eğer bir kötülük ise onun cezasını adaletle verir) iyilik olursa onu katlar (kat kat arttırır) kendinden de büyük bir mükafat verir"

(Nisa-37,38,39,40)

 Aklı başında olan hiçbir müslüman  muhtaçların, mazlumların feryatlarına karşı sessiz ve bigane kalamaz.

Müslüman kimse karanlık bir gecenin mehtâbı gibi nurlu, hassas, merhamet sahibi, diğergâm,  cömertlik ve infak ahlakı ile bezenmiş  olmalıdır.

 Yüce Allah rızkın temininde mahlukatı birbirine aracı ve  vesile kılmıştır. 

Dolayısıyla muhtacları gözetmek, şanı yüce Allah'ım bizlere olan lütuf ve kereminden onlara pay ayırabilmek büyük bir fazilet ve ilahi bir nimettir.

Muhtaçların feryatlarına ilaç  olmadıkça müminin vicdanı da şifa  bulamaz.

Dünya malı;  en yakınlardan başlayıp toplumdaki fakir ve miskinlere,  kimsesizlere ve gariplere yardımda bulunmak suretiyle vicdan huzuruna ve ahiret saadetine ermek için tevhid inancından sonra en önemli araçtır.  kazanılmalıdır.

Dünya malı bu güzel ahlak ve  büyük fazilet için kazanılmalıdır. 

 Ticaret ve çalışmada niyet bu olursa, dünyevi endişelerin gönüllerde getirdiği katılık, kasvet, buhran ve psikolojik sıkıntıların yerini tatlı bir huzur ve sükunet alacaktır. 

(Ey Resul!) De ki : Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. 

Bu dünyada (güzel ahlak) ile iyilik yapanlara iyilik vardır. 

 Allah'ın yarattığı yeryüzü geniştir. Yalnız sabredenlere mükafatları hesapsız ödenecektir"

(Zümer-10)

 

Günümüzün en büyük sorunlarından  biri kalp katılığı ve psikolojik hastalıklardır. 

 

Cömertçe infakların duygusallaştırdığı ve olgunlaştırdığı nefisler, yaptıkları infakların ilâhi muhafazaya da vesile olduğunu  müşahede etmenin mutluluğunu yaşarlar.

 Bunun için de canı gönülden infaka yönelirler. 

İnfak edilen mal eksilmez, kaybolmaz, tam aksine,  ilâhi rıza,  ihlas ve takva nispetinde bereketlenir.

  Şüphesiz ki mülkün gerçek sahibi Allah'tır.

"Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır..."

(Âli İmran-189)

O bize nimetlerini emanet olarak veriyor.

İnsan bir emanetçi ve tasarruf memuru hükmündedir.

Fakat bütün tasarruflarından mesul bir memurdur. 

 Kendisine varlık emanet edilen insan aynı zamanda yoksulun ve muhtacın da emanetçisi hükmündedir. 

 

Fakir ve muhtaçlara infak yapmak, yüce Allah'a muhabbetin en güzel göstergesi, sonsuz nimetlerine karşılık da en önemli şükür ifadesidir.