NEBİ İLE RESUL'ÜN ARASINDA BULUNAN FARKLARIN BİLİNMESİNİN ÖNEMİ:
(7. YAZI)
Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğünü kavramayan, Nebi ile Resul'ün arasında bulunan farkları anlamayan, Kur'an'da bulunan kavramların hangi anlama geldiğini bilmeyen, Allah'tan, Allah Resulü'nden ve İslam dininden konuşması doğru değildir.
Çünkü Nebi ile Resul'ün arasında bulunan farkları anlamayan dinde sağlam bir usul ve sağlıklı bir kaide elde edemez.
İkincisi: Allah'ın kitabını hakkıyla anlamak için mana ve hikmetinin inceliklerini kavramak zorunluluğu vardır.
Mana ve hikmetinden uzak sadece Kur'an'ın metnini yani arapçasını okumanın ne topluma ne bireye hiç bir faydası yoktur.
Üçüncüsü: Kur'an'ı anlamak için Arapça bilmekten daha önemli olan aklın kullanılması ve sorgulama yeteneğidir.
Batılı ilim adamları her ne kadar Kur'an'ı bilmiyor ve inanmıyor olsalarda, sorgulama nimetinden mahrum olmadıkları için maddi bir ilerleme kaydettiler. .
Yani akıl ve iradelerine değer vererek başkalarına peşkeş çekmiyorlar.
Hangi dine ve inanca sahip olursa olsun insanların akıl ve zihinlerini, ahlak ve vicdanlarını vahiy'den başka hiçbir şey gerçek anlamda temizleyip arındıramaz.
İşte Allah, vahiy ve Resul bağlamında kullanılan kavramlardan biri de "tezkiye" "arındırma" "kitap ve hikmeti öğretme" olarak karşımıza çıkmaktadır.
Söz konusu kavramlar Muhammed ve Nebi bağlamında değil Resül için kullanılmaktadır.
"Nitekim kendi içinizden size âyetlerimizi okuyan, SİZİ KÖTÜLÜKLERDEN ARINDIRAN, size kitab'ı ve hikmeti tâlim edip bilmediklerinizi size öğreten bir RESUL gönderdik"
(Bakara- 151)
"Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah'ın âyetlerini okuyan, (ŞİRKTEN ve KÜFÜRDEN) kendilerini TEMİZLEYEN, kendilerine kitab ve hikmeti öğreten bir RESUL göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler"
(Âli İmran-164)
"O öyle lütufkar bir Allah ki, ümmilere içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları VAHİY'LE TEMİZLEYEN, onlara kitab'ı ve hikmeti öğreten bir RESUL gönderendir. Kuşkusuz onlar daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler"
(Cuma-2)
Âyetlere baktığımızda her üç âyette bulunan kavramın Resul olduğunu görüyoruz.
Bunun sebebi şudur.
Beşer Resul vefat ettikten sonra onu sadece yüce Allah tarafından indirilen vahiy temsil edebilir.
İkincisi: vahiy canlı bir organizma gibidir.
Yani hariçten hiçbir inancın etkisinde kalmayan temiz akıl ve vicdan sahipleri vahyin hidayetine zorlanmadan sahip olabilirler.
Yeter ki, kalp ve zihinlerini ön yargılara mahkum etmeyecekler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder