26 Nisan 2021 Pazartesi

SUUDİ ARABİSTAN--EHL-İ SÜNNET-- AMERİKA.Allah tarafından indirilen vahiy dinî, insanlara merhametli bir vicdan, özgür bir irade ve onurlu bir karakter kazandırır.Kur'an, tevhid ve güzel ahlaka, adalet ve eşitliğe ağırlık verdiği için insana üstün bir fazilet ve sarsılmaz bir şuur bağışlar. Fakat bu kadar yüksek ahlaki meziyetlere ve hidayete sahip olan Kur'an, terk edilip ihanete uğradığı andan itibaren üstün bir ahlaka sahip tevhid dinine paralel olarak bir çürüme, yozlaşma, dağılma, parçalanma ve alçalma meydana gelecektir. Lütfen şu âyete dikkat edin! Dikkat edin ki, Emevi Abbasi Ehl-i Sünnet ve Şia âlimlerinin tâbi olduğu dinin ne kadar tehlikeli ve ölümcül bir din olduğunu görün. "Kendisine şirk koşmaksizin Allah'ın hanifleri (saf kulları olun) her kim Allah'a şirk koşarsa sanki o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini akbabalar kapışmış, yahut rüzgar onu uzak bir yere sürüklemiş bir nesne gibidir"(Hac- 31) Yani düşüş ne kadar yüksek bir yerden (Kur'an-İslam) olursa parçalanma ve dağılma o derece korkunç bir vaziyet alır. İşte Şia ve Ehl-i Sünnet âlimlerinin içinde bulunduğu durum bundan pek farklı değildir. Mesela: Bir madde ne kadar saf ve temiz olursa, bozulduğu andan itibaren en tehlikeli ve ölümcül bir özelliğe sahip olur. Bundan yüce Allah, tevhid dininin indiği gibi orijinal kalması ve saf olarak yaşanması üzerinde ısrarla durmuştur. "Sakın hakkı bâtıl ile karıştırmayın, bile bile hakkı gizlemeyin"(Bakara- 42) Kur'an'da bulunan tevhid dini son derece açık, kolay, saf ve berrak bir yapıya sahiptir. Hanif İslam dini, ananın göğsünden yavrunun ağzına akan halis bir süt gibi "lebenen hâlisen" (Nahl-66) insanlara ulaştırılması gerekir. Din Allah'tan indirildiği gibi saf yani katışıksız beşer eli değmeden yaşanması gerekir.İşte o zaman toplum, aklını ve ahlakını maddi ve manevi tüm sorunlardan muhafaza ve müdafaa edebilecektir.Bundan dolayı dinin sadece ve sadece Allah'a özgü kılanması çok önemlidir. "O daima diridir, O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. O halde dinde ihlaslı(dinî Allah'a özel kılarak sadece) O'na kulluk edin. Her türlü hamd alemlerin (insanların) Rabbi olan Allah'a mahsustur"(Mümin- 65) "Halbuki onlara (insanlık tarihindeki bütün insanlara) ancak, dini yalnız O'na özel kılarak ve hanifler (saf Müslümanlar) olarak Allah'a kulluk etmeleri emrolundu"( Beyyine- 5) (Ey Elçi!) Şüphesiz kitab-ı sana bir amaca yönelik olarak indirdik. O halde sende dini Allah'a özel kılarak İhlas ile kulluk et"( Zümer- 2) Fakat maalesef Allah Resulü'nden sonra uydurulan Şiilik ve Sünnilik Kur'an'ı Mübin'in dininde büyük bir tahrif ve yozlaşmaya neden olmuştur. Yani tamamen şirk ve hurafe olan Şiilik ve Sünniliğin Kur'an'ın saf ve tertemiz dini ile hiçbir alakaları bulunmamaktadır. Hatta Şiilik ve Sünnilik Kur'an'dan en uzak bir mesafeye savrulmuş dünyanın en batıl olan İslam düşmanı iki dindir. Dünyada Şia ve Ehli Sünnet dininin âlimlerinden Kur'an'a karşı inatçı bir düşman bulamazsınız.Şia ve Ehli Sünnet âlimleri tamamen şirk olan kaynakları yüzünden her dine uyum sağlasalarda, hiçbir zaman İslam dinine ısınamaz hanif dine ayak uyduramazlar.Şia ve Ehli Sünnet dininin yoğun olarak yaşandığı ülkelerde zulüm, katliam, kargaşa, terör, vahşet, anarşi ve tefrika eksik olmayacaktır. Şia ve Ehli Sünnet anlayışın hakim olduğu ülkelerde özgürlük, güven, adalet, ilim, aklı kullanma, özgür irade, insan hakları ve eşitlik, merhamet ve icad, insan hakları ve güzel ahlak barınamaz. Bu konuda en güzel örnek Suudi Arabistan'dır. Vahyin nazil olduğu, Allah Resulü'nün doğduğu ve yirmi üç yıl insanlara Kur'an ve tevhid ahlakını anlattığı bu coğrafya, bugün dünyanın en ilkel ve şirk dininin pençesinde kıvranmaktadır. Türkiye'deki Sünni âlimlerin! Suudi Arabistan'da bulunan inancı kötülemelerine sakın aldanmayın.Suudi Arabistan'da Emevi- Abbasi Ehli Sünnet dininin Hanbeli-Selefi versiyonu hakimdir. Yani Türkiye'de bulunan mürekkep yalamış Sünni cahillerle Suudi Arabistan âlimleri ve fetva makamları arasında inanç bakımından hiçbir farkı yoktur.Suudi Arabistan'ın selefi-sünni anlayışında sadece türbe yapılmaz ve ölülere Kur'an okunmaz. Yoksa kaynak bakımından Diyanet İşleri Başkanlığı, fetö ve cemaatlerin dini ile Suudi Arabistan'ın dinî arasında hiçbir fark yoktur.Emevi- Abbasi Ehli Sünnet dininin kaynaklarındaki rivayetlerin fıkhına göre bir din yaşayan Suudi Arabistan'da fikir hürriyeti, özgür irade, adalet ve Kur'an ahlakının zerresini bulamazsınız. Suudi Arabistan Kralı iktidarda iki gün fazla kalabilmek için Allah'ı, Allah Resulü'nü, dini, imanı, Kur'an'ı, Kabe'yi ve bütün müslümanları satmaya dünden hazırdır. Emevi- Abbasi Ehli Sünnet dininin hakim olduğu bütün İslam ülkelerinde maddi manevi büyük bir perişanlık ve umutsuzluk hakimdir.Ben "İslam ülkelerinde" kavramını ümmi halk için kullanıyorum. Yoksa âlimleri Müslüman değildir, öncülerinden bugüne kadar bu Kur'an'sız dinin müctehidlerinin küllisi müşriktir. Elli küsür Emevi- Abbasi ülkesinde yüzlerce cemaat ve tarikat, inanç ve ahlakta tam bir kaos ve kargaşa içindedir.Bu ülkelerde din tamamen bir rant, menfaat ve ümmi halkı aldatma aracıdır. Hiçbir cemaat diğer bir cemaati hiçbir tarikat diğer bir tarikatı sevmez, hatta birbirinden nefret ederler, coğrafyada tam bir güvensizlik hakimdir, anarşi ve terör kol gezmektedir. Hiçbir "İslam ülkesi" özgürlük içinde yaşanacak bir inanç ve ahlak yapısına sahip değildir. En güvendiğiniz ülke iki dakika içinde sizi Amerika ve İsrail'e satmaya hazır bir vaziyette beklemektedir.Çünkü bu ülkelerde Kur'an ahlakının ve tevhid medeniyetinin özgür iradesi hakim değildir.Suudi Arabistan'ın en büyük müttefiki İslam ve Müslüman düşmanı Amerika ve İngiltere'dir. Yani anlayacağınız Kur'an düşmanı bu uydurma dinden ve imandan Müslümanlara asla bir hayır gelmeyecektir.Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayıp Suudi Arabistan'ın Ehli Sünnet şeriatına hayran duymanın sebebi Kur'an'a karşı olan cehaletten kaynaklanmaktadır. Bundan dolayı Allah'ın tüm elçileri gibi, Kur'an ehli muvahhidlerinde en büyük mücadele alanları dinsizlik değil, uydurma birer şirk dini olan Yahudilik, Hristiyanlık, Şiilik ve Sünnilik olacaktır.Bizim mücadele alanımız, Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davut, Küleyni, İbni Mace, Nesai, Malik bin Enes,Muhammed bin İdris ve Ahmed bin Hanbel'in eserlerinden oluşturulmuş Şiilik ve Sünniliğe karşı Kur'an, ilim, aklı kullanma, tefekkür ve sorgulama silahı ile mücadele etmektir. Allah Resulü'nden sonra Müslüman kanının akmasına en çok sebep olan bu uydurma şirk dinidir.Bu din bizi cehennemin mutfağında yaşamaya mahkum etmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder