13 Nisan 2021 Salı

KUR'AN NASIL OKUNMALI? ( 1. YAZI ) Her muvahhid bilir ki, Kur'an'ın esas hedefi insanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkarmaktır. Yüce Allah şöyle buyuruyor."Bu Kuran Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa her şeye galip ve övgüye layık olan Allah'ın Yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır" (İbrahim- 1) Bir aşka bir âyette, "Şüphesiz ki bu Kuran tek olan doğru yola iletir. Ve salih amellerde bulunan müminlere kendileri için büyük bir mükafat olduğunu müjdeler" (İsra- 9) Diğer bir âyette "O Elçin'in söyledikleri ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır. Diri olanları uyarsın ve kafirler cezayı hak etsinler diye"( Yasin- 69, 70" buyrulmaktadır. Başka bir âyet" İşte bu Allah'ın size buyruğudur. Kim Allah'tan korkarsa Allah onun kötülüklerini örter ve onun mükafatını arttırır"( Talak- 5 )Başka bir âyet "(Ey Nebi! Sen sana vahyedilene sımsıkı sarıl, Şüphesiz sen dosdoğru bir yol üzerindesin. Doğrusu Kur'an sana ve ümmetine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız" (Zuhruf- 43 44) Başka bir âyette yüce Allah şöyle buyuruyor. "Biz onların söylediklerini çok iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. Tehdidimden korkanlara Kur'an ile öğüt ver"(Kaf- 45 )"Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bir tarafa bırak. Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin felakete düçar olmaması için Kur'an ile nasihat et. O nefis için Allah'tan başka ne dost vardır, ne de şefaatçi..."(En'am-70) "Ey iman eden akıl sahipleri! Allah'tan korkun. Allah size gerçekten bir uyarıcı kitap indirmiştir. İman edip salih amel işleyenleri karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah'ın apaçık âyetlerini okuyan bir Resül göndermiştir" (Talak- 10, 11) Dolayısıyla Kur'an, insanların hem dünya hem de ahiret hayatlarını imar etmek üzere diri olan insanlara gönderilmiştir. Adalet: Eşyayı yerli yerinde kullanmaktır.Amacının haricinde eşyayı kullanmak zulümdür.Kur'an'ın konusu tamamen diri olan, aklı başında ve tefekkür eden insanlardır. Kur'an, ancak aklını kullananların kendisinden istifade edebileceklerini haber verir. "İşte bu Kuran kendisiyle uyarılsınlar. Allah'ın ancak bir tek ilah olduğunu bilsinler.Ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara gönderilmiş bir bildiridir"( İbrahim- 52)Kur'an'ın ölmüş kimselerle hiçbir ilişkisi yoktur. "Cebrail Allah Resulü ile Kur'an'ı mukabele etmiştir" türündeki rivayetler Kur'an'a aykırıdır. Çünkü Kur'an, Allah tarafından Resulullah'ın kalbine onu unutmayacağı bir şekilde yerleştirilmiştir.Allah Resulü'nün Kur'an'ı unutmamak için tekrarlaması üzerine şu ayetler nazil olmuştur. "Ey Nebi! Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma, Şüphesiz onu toplamak. (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir. O halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et, sonra şüphen olmasın ki onu açıklamak da bize aittir"(Kıyamet- 16/ 19) Rahmân ve rahîm olan Allah, Kur'an-ı çok okuyup okumadığımızdan veya güzel okuyup okumadığımızdan dolayı değil, onu yaşayıp hayata aktararak dinamik hale getirmediğimizdan ötürü hesaba çekecektir. Kur'an'da bulunan kıraat, tilâvet ve tertil ile ilgili bütün âyetler onu anlamak ve üzerinde tefekkür etmek ile ilgilidir. "Düşünesiniz diye gerçekten size âyetleri açıkladık" (Hadid- 17)"Deki: Bana Müslümanlardan olmam ve Kur'an okumam emredildi. Artık kim doğru yola gelirse yalnız kendisi için gelmiş olur. Kimde saparsa ona de ki, ben sadece uyarıcılardanım" (Neml- 91, 92) Âyette görüldüğü üzere okunan Kur'an'ı muhatap anlayabilmeli ki hidayetine vesile olabilsin."Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün, bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz"(Haşr- 21) Kur'an'ı, manasını bilmeden, onun üzerinde tefekkür etmeden, ona yoğunlaşmadan sadece düz bir okumadan dolayı kişi sevaba değil, azaba nail olur. Yani Kur'an'ı düşünmeden, manasını merak etmeden okumak ibadet değil, tam bir cehalettir.Kendisini zorlayarak, boğazı patlatırcasına bağırarak, kan-ter içinde kalarak kişinin Kur'an okumaya çalışması okuyana ve dinleyene haramdır.Kur'an, Allah'ın bize verdiği en büyük bir emanet, en önemli bir sorumluluk ve ağır bir sözdür. "Doğrusu biz sana taşıması ağır bir söz vahyedeceğiz"(Müzzemmil- 5) Takdir edersiniz ki, Kur'an'ın üzerinde düşünüp, hayata aktarmak yani onun sorumluluğu ile hareket etmek, onun emir ve yasaklarına riayet etmek çok önemli bir görevdir Çıplak ses haline getirip onu bir müzik eseri gibi okumak ve güfteye malzeme yapmak azapların en büyüğüdür. Kur'an huşu içinde, manası düşünülerek, zorlanmadan, sakin yani konuşma uslubuyla, ihlas ve takva ile okunması gerekir. Kur'an'ın manası, sese, makama, gösterişe boğularak, kurban edilmemesi çok önemlidir. Kur'an okunduğu zaman, onu dinleyen hemen manasını merak edip acaba benim Rabbim burada ne buyuruyor? demeli, bu düşünce ve merak kendisinde uyanmalıdır. Kur'an, bu şekilde sade bir dille tilavet edilmesi Allah'ın rızasına daha uygundur. Allah'ın kitabını okumak ayrı şey, ses sanatçılığı ve gösteriş yapmak ayrı şeylerdir. Bundan dolayı Kur'an'ı güzel okuma ve hafızlık yarışmaları düzenlemek son derece mahzurlu ve sorumluluk gerektiren bir uygulamadır. Yüce Allah, her işimizde takva ve ihlas nasip eylesin. Bizlere şuur versin. Kur'anı riyasız, hakkıyla okuyup manasını bilen ve yaşayan kullarından eylesin.Her mümin, Kur'an'ın tümünü kendi bütünlüğü içinde âyet âyet tertil üzerine okumalı ve doğru anlaması gerekmektedir. Göklerde ve yerde bulunan hassas dengeler gibi Kur'an'ın ayetleri arasında da hassas bir denge mevcuttur. Mesela: Her canlının varlığı başka bir canlıya bağımlı olduğu gibi, her âyetin doğru olarak anlaşılması başka bir âyete bağlıdır. Bu Allah'ın bir yasası, değişmeyen bir kanunudur. Sadece böcek çeşitlerinin bir cinsi yok olacak olursa ekolojik denge bozulur. Her canlı komşusunun sayesinde hayatta kalır. Kur'an'ın bir âyeti bile yanlış yerde kullanılırsa, hassas denge bozulacak, zincirleme olarak, Kur'an'ın hepsi zamanla dinamik hayatın dışına itilmiş olacaktır. Bundan dolayı Kur'an'ı ölülere okumak, Kur'an âyetleri arasında bulunan hassas denge açısından bir zulümdür. Bunları şunun için söylüyorum. Maalesef bugün, Kur'an'ın mesajına inanmaktan daha çok onu güzel okumaya iman etmişiz. Halbuki Kur'anı güzel okumanın Allah katında zerre kadar bir değeri yoktur. "Resulüm! Sana bu mübarek kitabı ayetlerini düşünsünler ve aklını kullananlar öğüt alsınlar diye indirdik" (Sâd 29)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder