25 Nisan 2021 Pazar
MÜ'MİNİN KUR'AN TASAVVURU:(3.YAZI)Muvahhid, Kur'an'ın evrensel hikmetinin ahlaki anlamda insanlığa yol göstericilik yaptığına kesin olarak iman ve ilan eder.Nitekim muvahhid, Kur'an'ın metafizik bir kitap olmadığını aksine hem bu dünya hayatından hemde ana vatan olan âhiretten haber veren bir kitap olduğuna inanır.Bu manada Kuran'ın amacı insanlığın sosyal hayatını tedrici ama kökten bir ıslah hareketiyle değiştirmek, ulusal ve ırki teamüller yerine insan hak ve bilincini tamamlamak ve geliştirmeyi hedef almaktadır.Dünyadaki mevcut anlayışları inceleyen birisinin Kur'an'a yöneldiğinde O'nun bütün hususlardaki ilkelerinin ve görüşlerinin emsalsiz olduğunu görecektir. O halde yapılacak tek şey akıl ve tefekkür ehline, Kur'an'ın hikmetiyle beraber mükemmel bir kitap olduğunu göstermektir. Bunun için de müminlerin Kur'an ile her daim hemhal olmaları çok önemlidir. Bu hal olmaksızın Kur'an'ın hayat bahşeden ruhunun kavranamayacağı açıktır. Muvahhid Mü'mine göre Kur'an müminler için sadece bir uyarıcı ve dinamizm mesajı değil, aynı zamanda adalet ve insan haklarının da kaynağıdır. Gerçekten islahatçı karakteri ışığında Kur'anın muhtevası varoluşun ya da insan hayatının tüm yönlerinin kapsayacak şekilde ezeli geçerliliğe sahip ilkeler ve yol göstericilikle doludur.Bu husus, Kur'anda kendisini sık sık tavsif ettiği üzere, rahmet ve yol göstericilik (Hidayet) niteliğine işaret eder. Zaman içerisinde imkan alanları değiştikçe ve geliştikçe Kur'an'ın gerçekleri de değişikliğe uğramakta ve yaşanılan yeni varoluş tarzı olmaktadır.İşte Kur'an'ın insan önünde açtığı bu canlı, dinamik, diyalektik varlık imkanları, sabit değil, Kur'an'ın oluşturduğu sembolik yapıya uygun zaman, zemin ve fertlerin durumuna göre değişiklik arz edebilecek farklı varlık tarzları, yeni imkanlar sunmaktadır. Bu durum, yaratılışın sürekli oluşuna, hayatın dinamik akışının Kur'an'ın tekrar tekrar yorumlanacağına işaret eder. Bu süreçte cihad ve tefekkür Kur'an'ın dinamik ve uyarıcı görünümlerini ortaya çıkartır. Kur'an, hikmetini bulma güç ve kuvvetini aklını kullanan mümine bahsetmiştir. Mümin, Kur'an'ın maddi- manevi hayatın gerçek sorunlarını çözmek için geldiğini sürekli olarak ortaya koymaya çalışır. Kur'an'ın ilahi bir gönül sedası, dini bir kalp terbiyesi olarak kabul eden muvahhid'in tüm hedefi, statik Kur'an anlayışını benimseyen mezhepçilere ve Kur'an'ı sadece yüzünden okuyanları, Kur'an'ı yürekten okumaya davet etmektedir.Mü'min hayatı boyunca tüm hedefi İslam dünyasının yeniden uyanışına katkıda bulunmak olmuştur. Muvahhid bu yolda pek çok orijinal fikir ortaya koymuştur. Çünkü orijinallik yeniden doğuşun şartlarından birisidir. Muvahhidlere göre orijinal olan Kur'an'ın gösterdiği, onun çizdiği ve ortaya koyduğu hidâyet ve hayat şeklidir.Zaten o her fırsatta başkalarını taklit etmek yerine yeniden Kur'an'a, İslam'ın temel ilkelerine dönmenin, tevhid akidesini anlamanın ve yaşamanın gerekliliğini vurgular. Mü'mine göre insanlar, Kur'an'ın güzel ahlak ve tevhid akidesinden uzaklaştıklarından dolayı sorunlar çoğalmıştır. Din adamlarının akıl ve kalbinde Kur'an ve tevhid ateşi yanmıyor, hayatlarında Resülün örnekligi yaşanmıyordur. Nitekim İslam aleminde görülen durgunluk, tembellik, anarşi ve kaos kendi suçlarıdır. Onlar Kuran'ın gerçek manasını, yani nimetlerinin önemini anlamaktan uzak kalmışlardır. Eğer Müslümanlar dünyanın nizamını yeniden kurmak istiyorlarsa, ruhu her daim yeni olan kitapların anasına yönelmelidirler. SONUÇ: Bu ümmetin ve bütün insanlığın kurtuluşu ancak Kur'an'ın anlaşılması ile mümkündür.Bununla beraber Muvahhid, Kur'an'ın ve İslam'ın temel ilkelerinin anlaşılması için modern düşünceden yararlanmanın, bilimi bu esasların hizmetinde kullanmanın gereğini idrak eder. Muvahhidlere göre Kuran tasavvurunun ana noktasında yazılı bir metin yoktur. Muvahhid, hayattan fışkıran, kalplerde ve hafızalarda taşınan (mahmul fil kulub) ve insanın hayatında ve fiillerinde tezahür eden bir Kur'an anlayışının sahibidir. Buna göre Kuran varlığın özünden gelen bir sesleniş, vicdan ve merhameti harekete geçiren bir hitap, mükemmel bir ahlak, bağlam ve bütünlüğü ile tek bir söz gibidir.Casiye-6; Mürselât-50)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder