2 Nisan 2021 Cuma
İNFAK, SADAKA VE ZEKAT Allah'ın izniyle bu yazımızda, "infak, sadaka ve zekâtın" hangi anlama geldiği ile ilgili bir fikir verme, manası buharlaştırılan bu üç kavram ile ilgili hiç olmazsa ileriki zamanlar için bir kapı aralama olarak açıklamaya çalışacağız.Yüce Allah'ın rahmet ve inâyetiyle vahiy ehli muvahhidler, bu fikir ve araştırmamızı daha ileri bir safhaya taşıyacaklardır. Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğüne baktığımızda "infak" ve "sadaka"nın maldan verilen bir hayır, "zekât" ise, (arınma-temizlenme) anlamına geldiğini görüyoruz."Onların mallarından sadaka al; bu sadaka ile onları nifaktan temizlersin, onları aratıp yüceltirsin. Ve onlar için salât et çünkü senin salât'ın onlar için sünnettir. Allah işitendir, bilendir)(Tevbe-103) Konu ile ilgili diğer bir âyet şöyledir."Kad efleha men zekkéhé" "nefsini arındıran kurtulmuştur"(Şems- 9)Aşağıdaki âyetler vahyin arındırma özelliğine dikkat çekiyor.(Ey Nebi!) "Sana Musa'nın haberi geldi mi? Mukaddes tuva vâdisinde Rabbi (olan Allah) ona şöyle seslenmişti. Firavun'a git! Çünkü o çok azdı."Fekul hel leke ilé en tezekké"Deki: "Arınmayı ve seni Rabbinin yoluna iletmemi istermisin? Böylece sorumluluk bilincine sahip olursun"(Naziat-15,16,17,18) Tevbe, güzel ahlak ve istiğfardan sonra sadaka ve infak olarak her ne verilirse maddi ve manevi zekata ulaşılmış, yani kişi arınmış ve temizlenmiş olur.İnfak ve sadaka, maddi güç, akıl ve ilmi birikimi olan bir kişinin, bu maddi güç ve ilmiyle Kur'an'ın ortaya koyduğu ilkeler doğrultusunda dinde sadakatini ve imanda samimiyetini gösterme açısından bir arınma bedeli ve kötülüklerden temizlenme karşılığı olarak yerine getirilmesi gereken önemli bir farziyettir."Veseyücen-nebuhel etkâ ellezi yü' tî mélehû YETEZEKKÉ" "Arınmak için malını hayra veren takva sahibi 🔥 ateşten uzak tutulur) (Leyl-17,18) Şimdi sadaka ve zekâtın, Kur'an'da hangi anlama geldiğini çok açık olarak gösteren,Tevbe süresinin 103. âyetin bağlam ve bütünlüğüne bir bakalım.Bu âyetlerde, nifak ile iman arası bir çizgide gelgit yaşayanlar için yüce Allah şöyle buyuruyor. "Çevrenizdeki bedevi Araplardan Medine halkından birtakım münafıklar vardır ki, münafıklıkta maharet kazanmışlardır. Sen onları bilmezsin, onları biz biliriz.Onlara iki kez azap edeceğiz, sonra da onlar büyük bir azaba itileceklerdir"(Tevbe-101)"Diğerleri ise günahlarını itiraf ettiler, salih bir ameli diğer kötü bir amelle karıştırdılar. Allah onların tevbelini kabul eder. Çünkü Allah çok bağışlayan pek merhamet edendir"(Tevbe-102)"Onların mallarından sadaka (arınma bedeli) al; bununla onları (nifak günahlarından) temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin. Ve olanlara yardım et, destek ol. Çünkü (bir Nebi ve Resul olarak) senin desteğin onlar için bir sükunettir. (onlara imanda güç verir, yatıştırırsın ) Allah işitendir bilendir"(Tevbe-103)Yani ey Nebi! Nifak belasından tam olarak temizlemek için, tevbe ile pişman olduktan sonra, kalplerinin rahat etmesi ve huzur bulmaları açısından, samimi olduklarını ortaya koymak adına onlardan sadaka alarak arındırırsın" İşte Kur'an, "zekat, tezkiye, tezekké, yetezekké" yani arınmak olarak adlandırmıştır. Kur'an'da geçen bütün"zekat" kavramları, "arınma" anlamına gelmektedir.Zekât kelimelerinden önce bulunan "ve étü" fiili'nin "é" si, uzatılmayacak olursa, yani, "ve etû" veya "ve'tû" olmuş olsaydı, mana " zekâta gelin, arının" anlamına gelecektir.Ama yine de" ve étü" fiili, "verin" anlamına gelebildiği gibi, "zekâta gelin, arının" anlamına da geldiğini söyleyebilirim. Mesala, bu konuda örnek bir âyete bakalım."insanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir riba, Allah katında atmaz. Allah'ın rızasını isteyerek arınmak üzere verdiğiniz (hayra) gelince işte (hayır yapan) o kimseler, evet onlar sevaplarını ve mallarını kat kat arttıranlardır"(Rum-39)Kur'an'a baktığımızda Nübüvvet makamına sahip olan Nebiler'den bütün insanlara kadar herkesin arınma ve temizlenme ihtiyacının var olduğunu görüyoruz. Nebi ve Resüller için, şirk, küfür, nifak ve cimrilik söz konusu olmadığı için, onların zekata (arınmaya) ulaşmaları vahyi tebliğ, dua ve istiğfar ile olmaktadır. Zekat, Nebi ve Resüller için arınma, mukemmel bir ahlaka ve olgunluğa ulaşma olurken, müminler için şirk, kötü ahlak, hurafe ve ve her türlü batıl inançlardan kurtulma olmaktadır. Nebi ve Resüller, infak etmede zorlanmazlar, çünkü Allah'a olan bağlılıkları çok güçlüdür. Nebi ve Resüller, Allah indinde temizlenmiş bir ahlaka ve inanca sahiptirler. (Meryem-12)Nebi ve Resüller, her zaman Allah'a verdikleri sözü yerine getirerek infak etmede güçlük çekmez, gönül hoşnutluğu içinde büyük bir sadakatle Allah yolunda infak eder, sorumluluk bilincine sahiptirler" (Enbiya-90)Vahiy, Nebi ve Resülleri, başta küfür, şirk, nifak olmak üzere, kibir, cimrilik, haset gibi hastalıklardan korumuş ve onları zekata ulaştırmıştır. Yani onların imanlarını ve kalplerini şek ve şüphelerden arındırıp temizlemiş ve sadece Allah'a teslim olanlardan etmiştir. (Bakara-131, 132, 133)Kur'an'a göre, dünya hayatında sağlık ve âfiyete "birr" ancak infak ile ulaşılabilir. "Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) infak etmedikçe "birre" eremezsiniz. Her ne infak ederseniz Allah onu hakkıyla bilir"(Âli İmran-92)Yani manevi temizlik ve arınma, tevbe ve pişmanlıktan sonra maddi fedakarlık olan infak ve sadaka ile elde edilecektir. Kur'an'a baktığımızda manevi olarak yani şirk ve küfür gibi günahlardan kurtulma yolları, 1-) "İhlas, (dini Allah'a özel kılma) (Hicr-40; Sâd-83) 2-) "Takva, (sorumluluk bilincine sahip olma yani sadece Kur'an'da var olan emir ve yasaklarla yetinme) (Kasas-83; Bakara-197; Âraf-26; 156; Muddessir-56; Â) 3-) İslam, (Allah'ın emirlerine kayıtsız şartsız teslim olma, dinde onun kitabına ortak koşmama) (Âli İmran-19, 85, 102)4-) "İhsan, (İslam ahlakına sahip olma)(Bakara-195; Âli İmran-134; Mâide-85; Âraf-56; Tevbe-120) 5-) "Sabır, (Kur'an düşmanı kafir ve müşriklerin sözlerine ve eziyetlerine karşı dayanma) din ve hüküm olarak Kur'an'ın tek kaynak olduğundan taviz vermeme.(Bakara-153, 249; Enfal-46) 6- "İnfak, salih amellerin içinde ise, en büyük kurtuluş aracı infak olarak karşımıza çıkmaktadır. "Ey iman edenler! Kendisinde artık alışveriş, dostluk ve şefaat bulunmayan gün kiyamet gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan Allah yolunda infak edin. Gerçekleri inkar edenler zalimlerin ta kendileridir"(Bakara-254)İNFAK İLE SADAKANIN ARASINDAKİ FARKİnfak, "gece gündüz, yani "her zaman" (Bakara-274) "küçük büyük" (Tevbe-121) her türlü hayrı kapsarken, sadaka ise, özel durumlarda (Tevbe-103; Mücadele-12) verilmesi gereken bir bedeldir. Dolayısıyla infak etmenin yeri ve zamanı yok iken, sadakaların yeri ve zamanı geldiğinde yapılan mâli bir hayırdır. İnfak, hem mü'minlerin Allah rızası için yaptıkları bir hayır, hem kafirlerin kendi din ve davaları için yaptıkları bir harcama iken, (Enfal-36) sadaka sadece müminlerin yaptığı bir hayırdır. İnfak ibadetinde bire karşı, yedi yüz kat ile karşılık sevap varken, (Bakara-261) sadakalarda ise kat kat (Bakara-276) sevap vardır. İnfak gizli yapılması gereken bir hayır iken, (Bakara-270) sadakalar durum ve ortama uygun gizli olarak da, açık bir şekilde de verilebilir.(Bakara-271)Dolayısıyla infak, az veye çok herkesin kendi gücüne göre yapması gereken bir hayır iken, (Tevbe-121) sadaka ise, yeri ve zamanı belli olan hayır anlamına gelmektedir. İnfak, beş sınıf insana verilmesi gerekirken, (Bakara-215) sadakalar ise, sekiz sınıfa verilmesi emredilmiştir.(Tevbe-60)Dolayısıyla anne, baba, kardeş ve akrabalara zekat verilmez diye bir şey yoktur.PEKİ İNFAK VE SADAKA KİMLERE VERİLECEKTİR? Kur'an, zekâtı anlatırken, "ne kadar verileceği, neyden verileceği ve kimlere verileceği ile ilgili hiç bir detaydan söz etmemesi ve hiç bir ayrıntı vermemesi gerçekten çok önemlidir. Kur'an'da neden zekat kavramlarının önünde bulunan "ve étü" fiili "verin" anlamında değil de, "gelin" anlamına gelmektedir? Mesala: "ve étuz zekéte" ifadesine "zekatı verin" değil de, "arının, arınmaya gelin" gibi bir mana verilmesi gerekir. Çünkü âyetlerin büyük çoğunluğunda "ve étü" denildiği hâlde, hiç bir âyette ne verileceği? Neyden verileceği? Kimlere verileceği? ile ilgili hiçbir hüküm bulunmamaktadır.Fakat "infak" ve"sadakalar" için, ne verileceği, ne kadar verileceği ve kimlere verileceği ile ilgili her şey mevcuttur.Kur'an'da "ve'tü" fiiline, "gelin, getirin, girin" anlamı verilen âyetler de mevcuttur.(Bakara-189; Yusuf-93; )Zekât, "...Müşrikler için şirk ve küfürden arınmak ve âhirete iman etmektir..."(Fussilet- 6,7 )Zekat "...İslam'a ve Müslümanlara karşı kin ve nefretten, dine karşı savaş ve mücadeleden uzaklaşmak tevbe etmektir..."(Tevbe-5)"Zekat, bütün toplum ve bireyler için din ve hüküm olarak sadece Allah'ın âyetlerine iman etme, takva ve rahmete ulaşmaktır" Zekat, iman edenlere karşı düşmanlıktan vazgeçerek, kin ve saldırılardan arınmaktır"(Bakara- 10-11) Zekat, "dünya malından ve zinetinden, cahiliye âdetlerinden kurtulmak suretiyle Allah ve Resulü'ne itaat ederek, Kur'an'ın hikmeti üzerinde tefekkürle arınmaktır"(Ahzab-33)Bazı insanları cömertlik ve sadaka arındırır.Bazılarını güzel ahlak ve edep arındırır. Bazı insanları tevhid ve ihlas arındırır.Fakat insanları batıl dinlerden, şirk ve hurafelerden arındıran en önemli şey Kur'an'dır.Bakara-151; Âli İmran- 164; Cuma-2) İnsanları şirk ve küfür pisliğinden Allah'ın âyetleri gibi, hiç bir şey temizleyip arındıramaz.Sünniler ve Şiiler, hadis kaynaklarından ve batıl mezheplerden arınacak.Cemaat mensupları, liderlerinden ve öğretilerinden arınarak Allah'ın kitabına dönecekler.Tarikat ve tasavvuf ehli, evliya ve ilanlara kulluk etmekten İslam'la arınacaklar.Nurcular, Said Nursi ve Risale-i Nur Külliyatından arınacak.Dolayısıyla Kur'an ilim ve hikmetinin, ahlak ve edebinin hâkim olmadığı toplum gerçek anlamda hiçbir zaman temiz olamaz, maddi ve manevi kirlerden arınamaz.İNFAK "Sana (Allah yolunda) ne (kime) infak edeceklerini soruyorlar. De ki: Maldan infak ettiğiniz şey, ana- baba, yakınlar, yetimler, fakirler ve yol çocukları için olmalıdır. Şüphesiz Allah yaptığınız her şeyi bilir"(Bakara-215)SADAKALAR "Sdakalar, Allah'tan bir farz olarak ancak, fakirlere, miskinlere, üzerinde çalışanlara, gönülleri İslam'a ısındırılacak olanlara, özgürlükleri için mücadele edenlere, borçlulara, Allah yolunda olanlara, yol çocuklarına mahsustur. Allah herşeyi bilen, hikmet sahibi olandır"(Tevbe-60)Sonuç olarak: İnfak : "...Gece gündüz..." (Bakara-274) "... küçük büyük..." (Tevbe-121) "..kazanılan mallardan..." (Bakara-267 ) "...topraktan çıkartılan rızıklardan ..." (Bakara-267) bir hayır olduğu için mal, ilim, güzel ahlak, akıl, zeka, güç gibi, maddi ve manevi her şeyden yapılan bir yükümlülüktür.Sadaka: Belirli zamanlarda ve özel durumlarda, insanın samimiyet ve sadakatini ortaya koyan mâli bir ibadettir. (Tevbe-103; Mücadele-12)Zekat; Başta tevbe ve pişmanlık olmak üzere, güzel ahlak ve sağlam bir iman ve Allah'a teslimiyetle her türlü şirk, küfür, nifak, cimrilik, kibir gibi, maddi ve manevi kirlerden arınmak demektir. Zekat: Mal, inanç, ahlak ve düşünce yani insanın nefsiyle ilgili bir temizlenme ve arınmadır.(Tevbe-103; Tâhâ-76; Fâtır-18; Necm-32; Âlâ-14; Leyl-18; Naziat-18)Zekâtın verilen bir şey değil, arındıran bir şey olduğunu şu iki âyet ortaya koyuyor."Ve seyücennebuhel etkâ- ellezi yü'ti méléhû yetezekké" "Arınmak için malını hayra veren takva sahipleri ondan (ateşten 🔥) kurtulur"En doğrusunu Allah bilir
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder