16 Nisan 2021 Cuma

ŞİA VE EHLİ SÜNNET ÂLİMLERİ KUR'AN'IN MANASINI TAHRİF ETMİŞLERDİR. Kur'ân'da "sünnet" kavramı "sünnetullah" "Allah'ın sünneti" olarak geçer. Konu ile ilgili âyetlere baktığımızda "sünnet" kavramının, "Allah'ın elçi gönderdiği milletlere uyguladığı, şeriat, yol, yöntem, kanun ve yaptırımlar" olduğu açıkça görülür. "İnkar edenlere (şirkten) vazgeçerlerse geçmiş günahlarının bağışlanacağını söyle.Yok geri dönerlerse kendilerinden öncekilerin durumu(sünnetül-evvelin) gözlerinin önündedir"(Enfal- 38)"Öncekilerin başına gelenlerden(sünnetül-evvelin) ders almaları gerekirken onlar hala buna (Kur'an'a) iman etmiyorlar"(Hicr-13) "Kendilerine hidayet geldiğinde insanları iman etmekten ve Rablerinden mağfiret istemekten alıkoyan şey, sadece öncekilerin başına(sünnetül-evvelin) gelenlerin kendi başlarına da gelmesini, yahut azabın göz göre göre kendilerine gelmesini beklemeleridir" (Kehf- 55)Buna bağlı olarak Emevi-Abbasi ehli sünnet dininin âlimleri Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğü, kitabın sistemi,vahyin çözümü olan "Hikmet" kavramına, Nebi(a.s)ın adına uydurulan hadisler ve bu hadislerin pratik yaşantısının (sünnet) olduğunu iddia etmişlerdir. Halbuki Kur'an'a baktığımızda yüzlerce âyette itaat edilmesi ve uyulması gereken tek şeyin "Resul" olan Muhammed (a.s)ın "okuduğu, tebliğ ettiği ve duyurduğu vahiy" olduğu çok kolay anlaşılır. Her şey bu kadar açık olarak ortadayken, Nebi ile Resul'ün arasında bulunan onlarca farkı görmeyerek, Nebi adına iftira edilen binlerce rivayeti ve uygulamayı "sünnet" adı altında, "Resul" sıfatıyla tebliğ ettiği vahiy seviyesine çıkarıp Kur'an'ı tamamen devre dışı bırakmışlardır.Şia ve Ehli sünnet âlimleri hadis ve ictihadlarıyla toplumun dini hayatını bozarak hayatlarını alt üst etmişlerdir. Ehli sünnet dininin en önemli âlimlerinden olan Ebu Amr Abdurrahman bin Amr bin Yuhmid el-Evzai (ö. H. 157/774)"Essünnetü kâdiyetün alel kitab" "sünnet Kur'an'a egemendir, sünnet (hadisler) son sözü söyler" demiştir. Bu Kur'an cahiline göre "Sünnet(hadisler) Kur'an'ın genel olarak bıraktığı şeyi sınırlar ya da onda olmayan hükümler koyar"Nitekim Allah şöyle buyurmuştur. "Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını elçi olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız zikir (Kur'an)ehline sorun" (Nahl-43) "Apaçık deliller ve kitaplarla(gönderildiler) insanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur'an'ı indirdik" (Nahl-44) Evzai Nahl 44. âyette bulunan "litubeyyine" "açıklayasın" kelimesinin hangi anlama geldiğini bilmeyen bir Kur'an cahilidir.Bu Kur'an cahili, âyette geçen "tebyin'in" "vahyi duyurmak, onu anlatmak, içine bir şey ekleyip bir şey çıkarmadan onu tebliğ etmek" olduğunu anlayamadı. Onun arkasından gelen binlerce âlim onlarca âyette geçen Kur'an'ın Allah tarafından "Tefsir, tebyin, tafsil, tasrif" edildiğini nasıl anlayamadılar? (Nahl,89-- Yusuf, 111--Furkan, 33-- Tâhâ,113) Yine bu âlimler onlarca âyette Kur'an'ın çok kolay ve Allah tarafından detaylandırıldığını hiç duymadılar mı?(Hud-1,2)Daha Allah Resulü hayatta iken, dinin Allah tarafından indirilen vahiy'le tamamlandığını nasıl anlamazlar?(Mâide-3)Evzai'den sonra gelen Muhammed bin İdris(Şafii) de "Hikmet" kavramına "sünnet" (hadisler) anlamını vermekle Evzai'nin Kur'an'sız yolunda hareket etmiş ve dinde büyük bir tahribat yapmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder