"NAMAZI MİLLETİN BAŞINA BELA ETTİLER" SÖZÜNÜN ANLAMI:
Kur'an'a baktığımızda Allah Elçilerine indirilen vahiy'lerde ve İslam dininde en önemli emirler tevhid, güzel ahlak, adalet, emri bil'maruf- nehyi anil' münker, İnfak,
merhamet, Kur'an'ın tek kaynak olarak kabul edilmesi, elçilerin hayatlarının ve mücadelelerinin önemi, akraba, ana-baba ve insan hakları,
Allah yolunda cihad, vahyin başka sözlerle bozulmaması, helal ve haramların Allah tarafından belirlendiği, Kur'an'a sımsıkı sarılma ve sadece ona tabi olmakla alakalı vb. yüzlerce ayet bulunmasına rağmen,
Allah Resulü'nden sonra uydurulan rivayetlerle, rivayetlerden yapılan içtihatlarla, daha sonra ictihatlardan oluşan
mezhepler yoluyla vahyin ağırlık verdiği değerlerden daha çok uydurulan hadislerden ve ictihatlardan meydana getirilen ibadetler ağırlık kazanmıştır.
Tabi namaz dinin direği ve namaz eşittir din olunca, bu sefer İslam ümmetinin fakirlik ve sefaletinin karşısında büyük ve gösterişli mabetler inşa edilmiştir.
Yani ümmeti mâbetlere ve namaza esir edilerek vahiyin değer verdiği diğer önemli emirler ve hayati meseleler zamanla unutularak yok edilmiştir.
MESELA
Ehli Sünnet mezheplerinin hadis kaynaklarında tevhid, güzel ahlak, adalet, insan hakları ile alakalı fazla bir şey yer almazken, namaz kılmak, hacca gitmek, oruç tutmak, zekat vermek ile alakalı yüzlerce kaynak meydana getirilmiştir.
Özellikle dinin tevhid değil de, namazın üzerine oturtulması, namaz kılmak, temizlik, suların durumu, kuyuların suyu, durgun ve akan su, suların hükmü, suyun tadı, kokusu, rengi, miktarı, cemaatle namaz, sarık ve misvakla namazın fazileti, safların düzenli olması ile alakalı binlerce madde ortaya sererek korkunç derecede zor ve yaşanmaz bir din meydana getirmişlerdir.
Kur'an'dan bağımsız olarak fındık kabuğunu doldurmayacak şeylerle yüzlerce "kutsal kaynaklar" yazmışlardır.
Namaz kılmak için temizlik, sular meselesi ve namazın üzerinde o derece durmuşlar ki, artık namaz kılmak eşittir din olmuştur.
Temizlik, suların hükmü, namazın farzları, vacipleri, sünnetleri, müstehapları, mekruhları abdestin farzları, vacipleri, sünnetleri, müstehaplar, mekruhları ve diğer teferruatlarından İslam'ın ana konularına sıra gelmemiştir.
MESELA
Ehli Sünnet'in "kutsal kaynakları" olan "kütübü sitte" de Allah Resulü adına İftira edilmiş öyle hadisler vardır ki, güya Allah Resulü (Aleyhisselam)
"Namaz kılmayan kafirdir, cemaate gitmeyenin evini yakmak içimden geliyor" buyurmuştur.
Tabi uydurulan rivayetlerle üzerine oturtulan hurafe din sanki Allah Resulü'nden gelen Elçin'in sözleri olarak bir hüküm kabul edilmiştir.
İşte bütün bu hurafelerin yoğunluğundan dolayı Hüseyin Atay haklı olarak "Namazı milletin başına bela ettiler" sözünü sarfetme ihtiyacı hissetmiştir.
Aslında Mekke müşriklerinin namazı ile Ehli Sünnet mezheplerinin namazı arasında bir fark yoktur.
Mekke müşrikleri Allah'a şirk koşarlar, kibirden cimriliğe kadar her türlü kötü ahlaka sahip olmalarına rağmen, namaz kılar, Hac ve Umre yapar, tavaf eder, kurban keser ve Kâbe'ye çok değer verirlerdi.
İşte Allah böyle namaz kılan, Hac ve Umre yapan kötü ahlak sahibi mekke müşriklerine "sizin gibi kötü ahlak ile namaz kılan müşriklere yuh olsun" buyurmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder