BİR MUVAHHİD İÇİN EN ZOR ŞEY:
(1.YAZI)
Dünya hayatında vahiy ehli için en zor şey fikirlerinden dolayı baskı görmek değildir.
Kur'an ehli bir muvahhid için dünya hayatındaki maddi ve manevi sıkıntılar önemli bir yer işgal etmez.
Dünya hayatında insan hakları ihlalleri, zulüm ve katliamlar, çifte standartlar ve merhametsizlikler halis imana sahip olan muvahhidleri yıpratır, hasta eder.
Cinayetler, ahlaksızlıklar, cinnet geçirmeler, adaletsizlikler Kur'an ehli muvahhidleri yorar, sarsar, çöküntüye uğratır.
Zengin ve fakir arasında oluşan uçurumlar, zenginlerin cimri olması, devlet adamlarının Kuran'a kayıtsız kalması, makam ve mevkiye karşı hırsları Kur'an ehli muvahhidlerin psikolojisini alt üst eder, ümitsizliğe sevk edebilir.
Din ve hüküm olaraç Kur'an'ı ümmete kabul ettirememek insanı en çok kahreden şeylerden birisidir.
Kur'an ehli muvahhidleri en fazla etkileyen, onları kahreden,
nefes almalarını zorlaştıran, dünyayı onlar için cehennemin mutfağı haline getiren en öneml şey cahil ahmaklarla aynı coğrafyada yaşamaya mecbur olmalarıdır.
Aklını kullanan bir muvahhid için en zor şey gözlerinin önünde insanların din ile aldatılmalarına şahit olmasıdır.
Tefekkür ve sorgulama ehli olan bir muvahhid için insanların Allah Resulü ve Kur'an ile aldatılmaları kadar etkileyecek dünyada başka hiç bir olay yoktur.
Dünyada en büyük alçaklık insanları Allah ile aldatmaktır, dünya menfaati karşılığında din ve iman satmaktır.
( Bakara, 170- 176)
Dolayısıyla dünyada en büyük alçaklık ve kahpelik dinin sırtından para kazanmak, dini bir ticaret meta-ı haline getirmek ve bu ticarete ses çıkarmadan göz yuman vurdumduymaz ilim adamlarıdır.
Allah elçileri ile muvahhidler için milyonlarca insanın hiç düşünmeden ahmak bir cahilin arkasında giden sürü kadar hiçbir şey etkileyemez.
" Bu kitab'a (Kur'an'a) iman etmediklerinden dolayı üzüntüden kendini harab edeceksin"
( Kehf, 6)
(Ey Elçi! )Onlar Kur'an'a iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın"
(Şuara, 3)
Bize yuh olsun ki, Allah ile aldatmak, Allah'ın Resulünü süfli emellerine alet etmek ve uydurma din ile insanları aldatmak, Amerika'nın Büyükelçilğini Kudüs'e taşımasının yüzde biri kadar tepki toplamıyor.
Oysaki tevhid'in merkezi İbrahim (as)ın makamı Mescid-i Haram dünyanın en rezil adamlarının elinde esir olarak duruyor.
Bugün Amerika ve İsrail'in en büyük müttefiki Suudi Arabistan kralı ve mescid-i Haram'ın imamları değil mi?
1400 yıldır bu ümmetin üzerine karanlık bir karabasan gibi çöken, onları perişan eden uydurma dinin eleştirilecek hiçbir tarafı yok mu?
Veya Allah elçisine gönderilen ve bütün elçilerin tevhid mücadelelerini anlatan Kur'an'ın, Kudüs kadar bir değeri bulunmuyor mu?
Milyonlarca insanın Kur'an'sız bir cahilin izinde gitmesi Ümmet için Kudüs'ten daha büyük bir yıkım ve kayıp olarak görülmesi gerekmez mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder