12 Aralık 2017 Salı

MEZHEP TAKLİTÇİLİĞİNİN TEVHİD DİNİNE VERDİĞİ ZARARLAR
(19.YAZI)
 Allah'ın hidayet kelam'ı olan Kur'an'ı Mübin, atalarımızın uydurma inanç ve  kabulleri yüzünden körleşmiş sürüler olmamamız istemektedir.
",,,, Onu yalanladılar, biz de onu ve onunla beraber gemide bulunanları kurtardık, âyetlerimizi yalanlayanları  da suda boğduk! Çünkü onlar kör bir toplum idiler"
( Araf, 64)
 "Semud'a gelince onlara doğru yolu gösterdik, ama onlar körlüğü doğru yola tercih ettiler. Böylece yapmakta oldukları kötülükler yüzünden alçaltıcı azabın yıldırımı onları çarptı"
( Fussilet, 17)
 Buna karşın, mezhepçi dini yapıyı savunanlar, "aklın gereksizliği, aklın imanla çalışabileceği" gibi  Kur'an'a uymayan  fikirler ileri sürmektedirler.
Aslında  bana fazla şaşırmamak gerekir.
 Çünkü Kur'an'sız Emevi- Abbasi Ehli sünnet dininin  kaynaklarındaki akılla bağdaşmayan binlerce rivayet kabul görmeyecektir.
 Bundan  dolayı bu zihniyete sahip olanların aklı reddetmeleri normal bir olaydır.
 Ümmet öyle bir hale getirilmiş ki ya akıl  reddedilip uydurma rivayetler din kabul edilecek, ya da ümmet aklına sahip çıkıp din konusunda sadece Allah'ın kitabı tek menba ve  rehber kabul edilecek.
İnsanlık tarihi ve Kur'an'ı Mübin bize doğru yolun çoğunluğu sağlamak ile alakalı olmadığını açık olarak göstermiştir.
Tarihin birçok zaman diliminde azınlıklar fikirlerinde haklı olmuş fakat inançları baskı altına alınarak hakkın ortaya çıkması engellenmiştir.
 Şimdi F Gülen, Cübbeli Ahmet veya herhangi  bir Tarikat şeyhinin  ülkeyi ele geçirdiğini bir düşünün,  hakikat ve özgürlük adına bir değer üretilebilir mi?
 Kur'an'a göre iman edenler, inandıkları gerçekler  uğruna toplumun gelenekleriyle zıt düşmekten veya toplumdan dışlanmaktan çekinmemelidirler.
 Çünkü bu Allah'ın bir kanun ve elçilerin kutsal  yoludur.
"İşte böylece, onlardan öncekilere  bir Elçi geldiğinde hemen, o, bir büyücüdür veya delidir, dediler"
( Zariyat, 52)
"Biz herhangi bir ülkeye uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklı ve şımarık (idarecileri) Biz, size gönderilmiş olan şeyi (tevhid'i) inkar ediyoruz, demişlerdir"
( Sebe, 34)
 "Andolsun ki senden önceki bütün elçiler de yalanlanmıştı.
Onlar, yalanlanmallarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler, sonunda yardımımız onlara yetişti.
Allah'ın kanunlarını değiştirebilecek hiçbir kuvvet yoktur. Muhakkak ki elçilerin haberlerinden bazısı sana geldi"
(En'am, 34)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder