MEZHEP TAKLİTÇİLİĞİNİN TEVHİD DİNİNE VERDİĞİ ZARARLAR
(23.YAZI)
UYDURMA ŞİRK DİN'İNİN ZORLUĞU
Bunlara göre cenabet olarak gezmek, yemek- içmek haramdır.
Namaz kılınacaksa sarık takıp yetmiş kat sevaptan mahrum olmamak gerekir.
Sarığın yedi metre olması çok daha uygun bir harekettir.
Giyilecek elbiseler yeşil, siyah veya beyaz olmalıdır, sarı veya kırmızı elbise giymek bazı mezheplere göre haram bazılarına göre mekruhtur.
Eşler yemeği yer sofrasında yemelidir, yer sofrasında sağ ayak dikilir, sol ayak alta alınıp oturulur.
En sevap yemek şekli üç parmakla olandır. Yemek yerken konuşmak harama yakın mekruhtur, baş, işaret ve orta parmak ile yemek yenmelidir.
Yemeğe tuz ile başlamak sevaptır.
Yemek kesinlikle sağ el ile yenmelidir, yoksa şeytan yemeye ortak olur,yemekte bereket kalmaz.
Yani sol elle yemek yiyenler şeytanları doğurmuş olurlar, yemek bitince üç parmak, baş parmaktan ortancaya doğru yalanır, bu da sünnettir.
Eşler yatağa çıplak olarak girmemeliler.
Aynaya bakmak sünnettir.
Erkek aynaya bakıp sakalının bir tutamı geçip geçmediğini kontrol etmeli, sakallı bir tutamı geçerse kesmelidir.
Erkeğin gözüne sürme çekmesi, saçlarını yağlayıp ortadan ayırması çok sevap olan sünnetlerindendir.
Kadın saçını uzatmalı, kesinlikle kesilmemelidir. Kadınların kaşlarını aldırması çok büyük bir günahtır.
Kadın mahremi olmadan dışarı çıkamaz.
Kadın için en iyisi dışarı çıkmadan evde oturacaktır.
Radyo dinlemek çok tehlikelidir.
Müzik, telli sazlar, hele hele kadın sesi çok haramdır.
Bu saymış olduklarımız dışında yapılacak olan zikirler, tesbihatlar,
salavatı şerifeler, cevşenler, mevlüt törenleri, kırklık ayinler,
türbe ziyaretleri, tarikat ve cemaat kuralları ve daha bir sürü aklımıza gelmeyen uygulamalar, sünnetler, vacipler,
müstehaplar var ki bu ilahların ve evliyanın şirk dinini yaşamak gerçekten çok müşkül bir hadisedir.
Halbuki Allah (Celle Celalühü) bu gibi zorlukları kaldırmak ve insanları özgür kılmak için Elçilerini göndermiştir.
( Araf, 157)
Tarikatların, cemaatlerin ve mezheplerin din adına ortaya koydukları saçma sapan kural ve uygulamaları içine alan yüzlerce kitap yazılmıştır ve bu kitaplar peynir ekmek gibi alıcı bulmaktadır.
Bu uydurmacı hurafecilere, hiçbir zaman iman etmedikleri Kur'an'ı Mübin'den bir ayetle cevap vereceğiz.
"Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak
"Bu helaldir, şu da haramdır" demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz.
Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler"
(Nahl, 116)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder