30 Aralık 2017 Cumartesi

KUR'AN'DA SALAT'I İKAME ETME
 Kur'an'daki salat'ı ikame etme meselesinin  anlaşılması Kur'an temelli bir din  açısından büyük  bir bir öneme sahiptir.
Din ve hüküm olarak  Kur'an'ı yegâne kaynak  alan dini anlayışın yüzlerce konuda daha tutarlı ve detaycı anlatımı, vahiy dinini  daha mantıklı ve daha yaşanır olduğunu gördüğü halde  mezhepçi anlayışından kurtulamayan birçok kişi kurtuluşunun namaz konusuyla ilgili bir çıkışta aramaktadır.
Hurafeciler  Salat'ı ikame etme konusunu istismar ederek Kur'an'i anlayışı bertaraf etmek istemektedirler.
 (Sanki bu konu batıl  mezheplerinde bulunan en koyu şirki ve binlerce hurafeyi  hasıraltı edebilirmiş gibi)
Kur'an'ı dinin tek  kaynağı olarak yetersiz gören bu mezhepçi yaklaşımı benimseyenler "sırf Kur'an'dan dini anlamaya çalışsak salat'ı ikame   etmeyi nasıl yapacağız?
 Namazı sırf  Kuran'a  bakarak yerine getiremeyiz.
Demek ki Kur'an dışı kaynaklar lazımdır,,,,," diyerek, Allah Resulü adına İftira edilmiş  mezheplerini ve rivayetlerini kurtarmaya çalışmaktadırlar.
 Mezhepiler'in bu yaklaşım tarzı bile dini hiçbir zaman  anlayamadıklarının  bir delilidir.
 Halbuki olay zannedildiği gibi  karmaşık degil, çok basittir.
Yapılması gereken tek  şey  dinin kaynağını belirleyerek,  dini ona göre anlamak ve  uygulamaktır.
 Dinin gerçek kaynağı ortaya konduktan sonra dinin kaynağını önümüze alıp ondaki salat'ı, savm'ı,  ahlakı ve din adına her şeyi bu kaynaktan anlamamız gerekmektedir.
 Yani salat'ı ikamede dinin kaynağından anlaşılacaktır.
 Dinin kaynağı, akılda daha önceden ezberlenmiş hurafe ve  uydurmalara göre olmamalıdır.
 Yanlış anlamalara sebep olmamak için bazı hususları ortaya koymakta büyük fayda görüyoruz.
 Mevcut uygulamalarda salat'ın ikame etmenin ufak bir parçası olan "namaz kılma" ibadetinin   yerine getirilmesinde birlik ve beraberliği tertip ve  düzeni sağlayan ümmetin toplu ibadetlerine kolaylık getiren yaklaşımlar varsa veya belli bir vakitte yerine getirilmesi bir mecburiyet olmamasına rağmen ümmetin daha çok Allah'ı anması gibi  Kur'an'i bir şuur ve anlayışa hizmet eden uygulamalar varsa  "Ümmetin bu uygulamalarını" muhafaza etmede  elbette fayda vardır.
 Salat'ı ikame etmenin bir parçası olan  namaz kılma  şekli vücut diliyle nesilden nesile aktarılarak gelen gözün ve sözün gücüne dayanan bir ibadettir.
 Aslında Allah Resulü'nün  döneminde Mekke ve Medine'de  uygulanan salat'ı  ikame ibadeti ile günümüzde kılınan namaz birbirinden çok farklıdır.
 Allah Resulü'nün  Mekke ve Medine'sinde uygulanan salat'ı  ikame, insanların bir araya gelerek oluşan sorunları çözme, birlik ve beraberliği sağlama, hem Allah'a kulluk, hem de fakir ve kimsesizlere, yetim ve yoksullara  karşı yapılacak maddi- manevi yardım ve desteğin ne şekilde sağlanacağı, zor durumda olanların nasıl  destekleyeceklerinin plan ve programının ortaya konması anlamına geliyordu.
 Aynı zamanda Kur'an'a baktığımızda salat'ı  ikame etmenin birer cüzü  için gerekli olan secde,  rüku, kıyam, kıraat, kıble, Mescidi Harama yönelme gibi  bütün vecibeler  mevcuttur. 
Yani yardım ve desteğinden ibadeti ile birlikte  salat'ı  ikame etmek için en ince ayrıntısına kadar Kur'an'da açıklamalar vardır.
 Ancak Şia ve Ehli Sünnet ilim adamları  salat'ı ikame ibadetinde bulunan sosyal yardım ve destek unsurunu yok etmiş, aynen Mekke müşrikleri gibi salat'ı kuru hareketlerden oluşan bir ibadete dönüştürmüşlerdir.
 Dolayısıyla  ümmetin nesilden nesile uygulayarak getirmiş olduğu "ümmetin sünnetlerini" Kur'an'ı Mübin'in  eksik olduğu iddiası için delil olarak kullanmaya çalışmak büyük bir hata ve Allah'ın kitabına karşı  büyük  bir ihanettir.
 ibadetler için kutsal kitaba gerek yoktur.
 İşte bu yüzden Kur'an'ı Mübin'de  ibadetlerle alakalı bir sorun ve tartışma veya karşı gelme bulunmamaktadır.
 Salat'ı ikame etme ibadeti Allah Resulü  ile başlayan bir nüsük  değildir.
 Salat'ı ikame bütün elçilere ve  kavimlerine emredilen bir ibadettir.
 Salat'ı ikame aynen savm,  kurban, zekat gibi bütün elçiler döneminde bulunan ibadetler olduğunu Kur'an'ı Mübin'den öğreniyoruz.
( Hud 88, Yunus 87, Enfal 35, İbrahim 40) Dolayısıyla Kur'anı iyi niyetle elimize aldığımızda salatı ikame adına gerekli olan tüm bilgileri içerdiğini görüyoruz.
 Gerçek olarak salat ibadetini karıştıran, zorlaştıran, başkalaştıran, hükümlerini paramparça yapan rivayetler ve mezhep içtihatları olmuştur.
Ataları Luvi'lerden beri kutsal bir kitapları olmadığı halde binlerce  yıldan beri  Aleviler nasıl ibadet edeceklerini bilirler.
 Sadece salat'ı ikame etme  ile alakalı mezhepler arası yüzlerce ihtilaf meydana gelmiştir.
Afrikanın ucra bir  köyünde bile çocuklar kitabını   okumadıkları halde nasıl futbol  oynayacaklarını bilirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder