1 Nisan 2017 Cumartesi

ŞİA VE EHLİ SÜNNET MEZHEPLERİNİN İTİKADİ DURUMLARI (6. YAZI )
KURAN'IN DİN ADAMLARINA YAPTIĞI KINAMALAR
Kur'an bir çok ayetinde Yahudi, Hıristiyan,Şii ve Sünni ilim adamlarını şiddetle eleştirir.
Aslında Yahudi ve Hristiyan din adamlarını eleştirmesi Şia ve Ehli sünnet âlimlerine bir ibrettir.
"Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla"kabilinden bir derstir.
Ben şahsen Ehli sünnet ve Şia'nın kaynaklarına, inançlarına,
ahlaki yapılarına ve ibadetlerine baktığım zaman Şia ve Ehli sünnet âlimlerini Haham ve Rahiplerden daha bozuk ve daha ahlaksız görüyorum.
Çünkü bu Allah'ın bir kanunudur, son derece saf ve temiz olan bir madde bozulduğu zaman daha zehirli ve öldürücü olur.
İster bana inanın ister inanmayın ehl-i sünnet ve Şia'nın hem âlimleri hemde kaynakları Hıristiyan ve Yahudi  din adamlarından ve kaynaklarından daha sapık ve daha karanlıktır.
Aslında İslam dininde din adamı sınıfı diye bir sınıf da yoktur.
Kur'an'a göre âlimlerin görevi Allah'ın emir ve yasaklarını yerine getirmek, onları tebliğ etmek ve insanları aydınlatmaktır.
Yoksa İslam dininde  din adamına ait özel  mertebeler, makamlar, giysiler mevcut değildir.
Dini tebliğ edenler  kurtarıcılık taslamak suretiyle  Allah adına din ve mezhep  icat edemezler.
Hatta Kur'an'a göre bütün Müslümanların birbirlerini kötülüklerden sakındırıp iyiliklere yönlendirmeleri gerekir.
"Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir.
Onlar iyiliği emreder, kötülüklerden alıkorlar, salatı ikame eder, zekatı verirler, Allah ve Resulü'ne itaat ederler.
 İşte Allah onlara rahmet edecektir.
Şüphesiz Allah azizdir,hüküm ve hikmet sahibidir"
(Tevbe, 71)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder