27 Nisan 2017 Perşembe

KUR'AN'DA ALLAH ELÇİLERİNİN VE SALİH KULLARIN DUALARI: (2.YAZI)
(Havariler) Rabbimiz! İndirdiğine iman ettik ve Resüle( Elçiye) uyduk.
Bundan dolayı bizi şahitlerden (Muvahhidlerden) yaz, dediler"
(Âli İmran, 53)
Yukarıdaki ayette bulunan "indirdiğine iman ettik ve Resüle ( Elçiye) uyduk" cümlesi çok önemlidir.
Çünkü Resül ( Elçi) sadece vahyi tebliğ eder ve yaşayarak örnek olur.
Elçinin ümmeti yani ona tâbi olanlar sadece Allah'tan indirilen vahye tâbi olurlar.
Mesela Kur'an'da "Nebi'ye tâbi olmak" diye bir şey yoktur.
Ama maalesef Şia ve Ehli sünnetin muhaddisleri ve  alimleri!!! Kur'an'da kelimeler arasında bulunan sistemi uydurdukları rivayetlerle dağıtmışlardır.
Sisteme yabancı olan, sistemin içinden olmayan kelimeler ekleyerek sağlıklı olarak  çalışmasını engellemişlerdir.
Bir saatin çarkları gibi dizilen Kur'an'ın sistemini yani bağlam ve bütünlüğünü tarumar ederek anlaşılmasını imkansız bir kitap haline sokmuşlardır.
Dolayısıyla ben Kur'an ehli muvahhidlerden rica ediyorum.
Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğüne darbe mahiyetinde olan "Peygamber" kelimesini kullanmayalım.
Peygamber kelimesi kur'anda bulunan  Resul ve Nebi ibarelerini tahrif eden çok tehlikeli bir ibaredir.
Peygamber kelimesini kullananlar Nebi ve Resulün arasında kurulan sistemi  kavrayamazlar.
Kur'an'a yabancı olan, Kur'an'ın bünyesinden  bulunmayan bir parçayı ona eklemek Kur'an'ın orijinal yapısını bozmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
"Peygamber" kelimesi orijinal ve organik yapıya enjekte edilen öldürücü bir zehir gibidir.
",,,,,,Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığımızı bağışla, ayaklarımızı yolunda sabit kıl, kâfirlere karşı bizi muzaffer eyle"
(Âli İmran,147)
"Ey Rabbimiz! Gerçek şu ki biz, "Rabbinize iman edin!" diye imana davet eden bir davetçiyi (Resulü-Kur'anı) işittik, hemen iman ettik. Bundan ötürü günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, canımızı iyilerle beraber vefat ettir, ey Rabbimiz!"
(ÂLİ İmran, 193)
"Rabbimiz! Bize, Elçilerin vasıtasıyla vâdettiklerini de ikram et ve kıyamet gününde bizi rezil rüsvay etme, şüphesiz sen vâdinden dönmezsin"
(Âli İmran, 194)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder