18 Nisan 2017 Salı

BAŞ BELASI, KAHROLASI  MÜZMİN BİR HASTALIK: "TAKLİTÇİLİK"   (1.YAZI)
Şirkten sonra Kur'an İslam'ının en büyük düşmanı taklitçiliktir.
Taklitçilik, medeniyet ve hürriyet,  gelişme ve icat, aklı kullanma ve sorgulamanın önündeki en büyük engeldir.
Taklitçilik, İslam ümmeti için gerçekten kahredici bir yozlaşma, çürüme, bozulma, kokuşma ve korkunç bir ölümdür.
TAKLİTÇİLİK:
 Bir şeyi boyna geçirmektir.
Mesela, kılıcı omuza asmak anlamına gelen taklit, din geleneğinde
"Vahiy'den bağımsız, hüccetsiz ve delilsiz, hikmetsiz ve ilimsiz, tefekkürsüz ve sorgulamasız  olarak körü körüne başkasının yolunu ve sözünü kabul etmek anlamına gelmektedir.
Körü körüne başkasını taklit eden kişiye mukallid denir.
Buna göre, Allah'ın apaçık kitabına dayanmadan, bir müçtehit!
veya başka bir mukallidin sözünü, sünnetini ve yolunu rehber edinip onunla amel etmekle taklit meydana gelir.
Taklitçilik vahiy'den  başka rehber edinmek  olduğu için  bir nevi Allah'a şirk koşmak, kula kulluk demektir.
Mukallid, Allah tarafından indirilen vahye,  kesin delile ve sorgulamaya değil, hükmü çikaran kişiye itikad eder,
Mukallid, Allah ve Resulü yerine  insanlara itimad ve itibar eder.
Halbuki Rahman ve Rahim olan  Allah'ın kitabına baktığımızda bir çok ayette taklit belasının yerildiğini görmekteyiz.
Vahiy'den bağımsız hareket ederek hiç düşünmeden  başkasını taklit etmek insan onuruna yakışmayan çok  çirkin bir davranıştır.
Yüce Rabbimizin biz kullarından istediği sadece ve sadece Allah'a ve  Resüle (Elçiye) tâbi olmak ve ona  itaat etmektir.
Bir konuyla alakalı Allah'ın kitabında müracaat edilip de orada açık bir hüküm bulunduğunda onunla amel edilir.
Böyle bir hüküm yoksa, o hüküm dinde yok demektir.
Çünkü din vahiy ile tamamlanmıştır ve biz Allah'ın Elçileri gibi sadece vahiy'den sorumluyuz.
Allah ( cc) vahiy ile Elçisine göndermediği bir şeyden dolayı
asla insanları  sorumlu tutmaz, indirmediği bir şeyden dolayı hesaba çekmez,
vahyetmediği bir hükümden dolayı kulunu cezalandırmaz.
Falanın filanin Allah'a ve Resulüne iftira ederek dinde  uydurduğu bir hükümden dolayı Allah insanı nasıl hesaba çeker?
Dolayısıyla Allah'tan indirilmeyen, Elçiye vahyedilmeyen, Kur'an'da apaçık olmayan bir hükümden ötürü bu ümmet asla sorumlu tutulamaz.
 Bundan dolayı Allah Resulü Muhammed ( Aleyhisselam) sadece Kur'an'ı Mübin ile  Elçilik görevini yerine getirmiştir.
Bu konuyla alakalı  bir hayli ayet mevcuttur.
"Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları ( o güne iman edenleri Kur'an ile) uyar.
Onlar için Rablerinden başka ne bir dost ne de bir şefaatçi vardır, belki sakınırlar"
( En'am, 51)
"De ki: Ben, sadece, vahiy ile sizi ikaz ediyorum. Fakat, sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duymazlar"
( Enbiya, 45)
"Biz onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. Tehdidimden korkanlara Kur'an ile öğüt ver"
( Kaf, 45)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder