22 Nisan 2017 Cumartesi

TAKİYYE (3.YAZI)
Takiyye ile ilgili Kur'an'dan çıkarılan deliller:
Aslında Kur'an, güç durumlarda ve can emniyeti gibi hallerde muvahhidlerin nasıl hareket edeceklerini örneklerle haber vermiştir.
Fakat Şia, Kur'an'ın verdiği bu ruhsatı, inançlarının  bir parçası ve siyasetlerinin bir malzemesi haline sokmuştur.
Şia mezhebi takiyye ile ilgili en çok şu ayetleri delil olarak gösterir.
"Müminler, müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmesin.
Kim bunu yaparsa, artık onun Allah indinde hiç bir değeri yoktur.
Ancak kafirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah kendisine karşı gelmekten sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah'adır"
(Âli İmran, 28)
"Kim iman ettikten sonra Allah'ı inkâr ederse-kalbi iman ile dolu olduğu halde (inkara) zorlanan başka-fakat kim kalbini kafirliğe açarsa, işte Allah'ın gazabı bunlaradır, onlar için büyük bir azap vardır"
(Nahl, 106)
"Firavun ailesinden olup, imanını gizleyen bir mümin adam şöyle dedi: Siz bir adamı "Rabbim Allah'tır" diyor diye öldürecek misiniz,,,,"
(Mümin, 28)
",,,Şimdi siz, içinizden birini şu paranızla şehre gönderin de, baksın (şehrin) hangi yiyeceği daha temiz ise size ondan erzak getirsin, ayrıca dikkatli  davransın vesakın sizi kimseye sezdirmesin"
(Kehf, 19)
İşin ilginç tarafı,
 İslam dinini gerçek anlamda yaşadığını iddia eden Şia mezhebi
 bu takiyyeyi yine kendisini İslam dininde tek  kurtuluşa ermiş  fırka (Fırka-i Naciye)  olarak gören Ehli sünnet mezhebinin devlet adamlarına ve âlimlerine karşı yapmış olmasıdır.
Yirmi birinci asra girerken en sinsi ve korkunç takiyyeyi Emevi Abbasi imalatı hurafe Ehli sünnet dininin müridi  F Gülen ve  kavmi yapmıştır.
Halbuki Kur'an'ı Mübin'e baktığımda  Allah'ın Elçileri ile  muvahhid müminler tebliğ görevlerini takiyyeye başvurmadan yaptıklarını görüyoruz.
Bununla ilgili ayetler çoktur.
Mesela,
 "Onlara Nuh'un haberini oku:
 Hani o kavmine demişti ki
"Ey kavmim! Eğer benim aranızda durmam ve Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa, ben yalnız Allah'a dayanıp güvenirim. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın.
Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra vereceğiniz hükmü, bana uygulayın ve bana mühlet de vermeyin"
(Yunus, 71)
"Onlar ki Allah'ın gönderdiği emirleri tebliğ ederler. Allah'tan korkarlar ve O'ndan başka kimseden korkmazlar. Hesap görücü olarak Allah yeter"
(Ahzab, 39)
 ",,,,Şu halde (Ey âlimler) İnsanlardan korkmayın, benden korkun. Âyetlerimi az bir değer karşılığında satmayın. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse onlar kafirlerin ta kendileridir"
(Mâide, 44)
KUR'AN'I MÜBİN'DE hiç bir elçinin takiyye yaptığını görmüyoruz.
Tam aksine Allah Elçilerinin en zayıf oldukları zamanlarda Allah'tan yardım ve destek isteyerek kavimlerine meydan okuduklarına şahit olmaktayız.
Dolayısıyla istisnai durumlar dışında müslüman davet ve tebliğinde  her zaman net ve açık olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder