5 Nisan 2017 Çarşamba

ALLAH'IN KİTABI İLE EMEVİ-ABBASİ UYDURMALARI ARASINDA GİDİP GELEN ŞAŞKIN PROF'LARA (8. YAZI) Abdülaziz Bayındır ve Prof Mehmet Okuyan Hoca'ya dikkat ediyorum, sürekli "Peygamber" kelimesini kullanıyorlar. Aslında Nebi ile Resulün arasında bulunan farkı ve önemi  bilen asla "peygamber" kelimesini kullanmaz.
 Özellikle Mehmet Okuyan Hoca'nın "peygamber efendimiz" cümlesini hiç hoş karşılaşıyorum. Bunun yerine
 "Nebi (Aleyhisselam),Allah'ın Resulü, son Nebi, Muhammed ( Aleyhisselam) gibi cümleleri kullanmak daha uygundur.
 Dolayısıyla  Kur'an'da bulunan Nebi ve Resul kelimelerinin yerine  hiç bir zaman "peygamber" kelimesini kullanmamak gerekir.
Çünkü Nebi ile Resul ibareleri birbirinden farklı anlamları bulunan ve bir sisteme bağlı  olan kelimelerdir.
"Peygamber" kelimesi bu sistemi dağıtmakta ve tanınmaz hale getirmektedir.
Ben şahsen Kur'an'ı anlatan birisinin bu bağlam ve bütünlüğü korumadığını,
 bu sistemin önemini kavramadığını ve bu sisteme bağlı kalmadığına  şahit olduğum zaman onu dinlemeyi
 abes olarak görüyorum.
Resul ile Nebi'nin arasında bulunan farkları bilmeyen Kur'an'ın manasını, sistemini, bağlam ve bütünlüğünü, amacını anlayamaz.
MESELA:
Nebi'nin sözleri koruma altına alınmadığından Nebi'ye itaat etmek mutlak değildir.
Ama görevi sadece vahyi tebliğ etmek olan  Resüle(Elçiye)itaat müminlere   mutlak olarak gereklidir.
Resülü yalanlama, vahyi yalanlama,  dolayısıyla vahyi gönderen Allah'ı yalanlama sayılır.
Vahye itaat eden Allah Resulü'ne itaat etmiş olur.
Resüle itaat etmek için, Resul ile aynı zaman ve zeminde yaşamaya gerek yoktur.
Kitaba  ve vahye iman eden aynı zamanda Resule( Elçi'ye) iman ve itaat etmiş olur.
Çünkü Resul ile vahiy aynı şeydir, her ikisi vahyin kaynağı olan
Allah'ı temsil ederler.
Onun için Kur'an'da Allah bir çok yerde  "Kitabı yalanladılar, ayetlerimizi yalan saydılar, Resulümüzü yalanladılar, Elçilerimize karşı geldiler "buyuruyor.
Resul, vahiy, Allah'ın ayetleri, Allah'ın kitabı, hidayet, sırat-ı müstakim gibi kavramlar tamamen Allah'ı temsil ederler.
Resul ( Elçi) yanılmaz, hata etmez, onda vahye karşı ihanet olmaz, ona itaat ile Kitaba ve Allah'a itaat arasında fark yoktur.
Resul ( Elçi) sadece Allah'ın kitabını ve ayetlerini okuyan ve tebliğ eden kişidir,resmi bir  misyonu vardır.
Halbuki Nebi'nin yanılgılarını ve hatalarını anlatan bir çok ayet vardır.
Bu  konunun  üzerinde neden çok fazla duruyorum?
Bu konuyu anlamayan Kur'an'ı anlamaz, Elçinin misyonunu kavrayamaz,
Nebi'nin kim olduğunu bilemez, uydurma dinin  ve rivayetlerin Nebi ile hiçbir bağlantısının olmadığını ve ona yapılmış iftira olduklarını idrak edemez.
Bu sefer ümmet uydurma dinin rivayetlerini Nebi'nin dilinden çıkmış gibi Kur'an'ın önüne geçirip hurafe ve yalanların bataklığında boğulup gidecektir.
Dolayısıyla bizi bağlayan ve sorumlu olduğumuz tek kaynak Allah Resulü'nün dilinde hayat bulan vahiy'dir, kitaptır, Allah'ın mesajı Kur'an'ı Mübin'dir.
"O (Resul) kendi HEVASINDAN konuşmaz (nutuk atmaz) onun bildirdikleri kendisine vahyedilenden başka bir şey değildir"
(Necm, 2,3) ayetleri bu gerçeği ortaya koymaktadır.
ALLAH RIZASI İÇİN, LÜTFEN "PEYGAMBER" KELİMESİNİ  KULLANMAYALIM.
Önemine binaen,  Allah rızası için tekrar ediyoruz.
"Peygamber" kelimesi  yerine "Allah'ın resulü, Resülüllah ( Aleyhisselam) Nebi ( Aleyhisselam)
Muhammed ( Aleyhisselam) Hz Muhammed ( Aleyhisselam) kelimelerini kullanalım.
Biliyorum biraz zor olacak ama ataların dinine muhalefet ederek  muhteşem bir yol ve Kur'ani bir sünnet bırakabiliriz.
Bence bu az bir şey değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder