26 Temmuz 2017 Çarşamba

KUR'AN'DA ALLAH ELÇİLERİNİN ÖNEMİ (33.YAZI)
"Andolsun, senden önceki milletler arasında da elçiler gönderdik. Onlara bir Elçi gelmeyedursun,hemen onunla alay ederlerdi"
(Hicr, 10, 11)
Ayetlerin bir çoğunda geçtiği gibi deli,sihirbaz, sapık denmeyen bir Elçi gelmemiştir.
Dolayısıyla Kur'an ehli muvahhidler gelenekçi hurafeciler tarafından  kendilerine hakaret edildiğinde Allah Elçilerinin yolunda olduklarını ve bu hakaretlerin olağan olduğunu bilmeleri gerekiyor.
İkincisi,
Allah tarafından bu hakaretlerin karşılığında kendilerine  verilecek şeref ve mukafatin ne kadar büyük olduğunu bilecekler.
Üçüncüsü,
kendilerinin de eskiden yanlış yolda olduklarını hatırlayarak karşılarındaki kişiye empati yapacaklar.
Dördüncüsü,
 Allah Elçilerinin bile bu kutsal yol ve büyük DÂVÂ  uğrunda hayatlarını seve seve verdiklerini bilecekler.
",,,,,Elçilerin üzerine açık seçik tebliğden başka bir şey düşer mi?"
(Nahl, 35)
Allah Elçilerinin görevi Allah'tan indirilen vahyi olduğu gibi  tebliğ etmektir. Elçilerin başka bir görevleri yoktur.
Allah'ın Elçileri  Allah tarafından indirilen vahyi tefsir edemezler, çünkü vahiy her zaman açık ve seçik olmak zorundadır.
Vahiy anlaşılmaz olursa kaos ve kargaşa meydana gelecektir.
Allah tarafından elçilere indirilen vahiy, olduğu gibi  orijinal,  saf ve temiz olarak sunulması gerekir ki, başka bir inanç ve uydurma  dine zemin  oluşmasın.
Elçilerin ve vahiy'lerin geliş amacı tevhid akidesini yerleştirmektir.
"Andolsun ki biz
"Allah'a kulluk edin ve Tağut'tan sakının" diye her ümmete elçi gönderdik.
Allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak etti. Yeryüzünde gezin de görün, inkâr edenlerin sonu nasıl olmuştur"
(Nahl, 36)
(Tağut: Hak ve hakikatı  kabul etmeyip şirk ve küfür üzerinde olan kişi, kurum  ve güce verilen bir isimdir)
Allah'ın dinine karşı söz ve içtihatlarıyla  alternatif bir din ve hüküm  icat edenler de tağut olarak kabul edilmeleri gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder