10 Temmuz 2022 Pazar

KUR’AN-I MÜBİN’İN MEÂLİ(256. YAZI)Mümtehine Süresi 13 Âyet olup Medine'de inmiştir.Rahman Rahim Allah'ın Adıyla 1-) Ey İman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları evliya edinmeyin. Siz onları sevgiyle karşılıyorsunuz. Hâlbuki onlar size gelen hakka kâfir oldular. Rabbiniz olan Allah'a iman ettiniz diye Resûlü ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer rızamı kazanmak üzere benim yolumda cihad etmek için çıktıysanız (böyle yapmayın). Onlara gizlice sevgi besliyorsunuz. Oysa ben sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa, andolsun ki düz yoldan sapmış olur.2-) Şâyet onlar sizi ele geçirirlerse, size düşman olurlar, size ellerini ve dillerini kötülükle uzatırlar yani kâfir olmanızı arzu ederler.3-) Rahimleriniz (yakınlarınız) ve çocuklarınız size asla fayda vermeyecektir. Çünkü kıyamet günü Allah aranızı ayıracaktır. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.4-) İbrahim'de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine, "Biz sizden ve Allah'ın dununda ibadet ettiklerinizden beriyiz. Size (dininize) kâfir olduk. Siz bir tek Allah'a iman edinceye kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve buğz başlamıştır" demişlerdi. Yalnız İbrahim'in, babasına, "Senin için mutlaka istiğfar dileyeceğim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez" sözü başka. Onlar şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Ancak sana tevekkül ettik, yalnız sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır."(Yukarıdaki dört âyet bazı sahabeler hakkında inmiştir. Bunlar "Mekke müşriklerini evliya ediniyor, müşriklere sevgi ile yaklaşıyor yani hakkı inkâr eden ve Allah'ın Resulünü yurdundan çıkaranlara karşı gizli ilişki içine giriyorlardı. İşte yüce Allah bu âyetlerde Nebi (a.s) ın arkadaşlarına yani ashâba İbrahim (a.s) ve insanlık tarihinde onun inancına sahip olan muvahhidleri örnek olarak gösteriyor. Ahzab 21.âyet ile Mümtehine 4. âyet arasında önemli bir bağlantı mevcuttur.Ahzab 21.âyette Allah Resulü müminlere en güzel örnek gösterilirken, bu âyette İbrahim (a.s) sahabelere örnek olarak gösterilmiştir.Ahzab 21. âyette Nebi ve Muhammed'in değil de, Resûlun örnek gösterilmesi tamamen vahiy ile ilgilidir. Yani beşer Resûl hayatta olduğu sürece risâlet misyonuyla tek örnek alınacak kişidir. Vefat ettikten sonra kitap Resûlden başka hiçbir şey onun misyonunu devam ettiremez. İşte bu yüzden Resûl kavramı kullanılmıştır.Mümtehine 4.âyette de İbrahim (a.s) örnek gösterilmesi tamamen Kur'an ile ilgili bir durumdur. Çünkü Kur'an'dan başka hiçbir kaynakta İbrahim (a.s) ve müminlerin müşriklere karşı mücadelesinin anlatıldığı bir kaynak yoktur.)5-) "Rabbimiz! Bizi, kâfirler için fitne konusu kılma. Bize mağfiret eyle. Rabbimiz! Şüphesiz sen aziz ve hakim olansın.6-) Andolsun, onlarda (İbrahim ve beraberindekilerde) sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar için güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirirse bilsin ki, O (Allah) Ğani ve Hamid olandır. 7-) Ola ki Allah sizinle, içlerinden düşman olduğunuz kimseler arasına bir meveddet (yakınlık) koyar. Yani Allah kadirdir, Allah Ğafur'dur, Rahim'dir.8-) Allah, sizi, din uğrunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere karşı erdemli olmayı yani onlara âdil davranmaktan nehyetmez. Şüphesiz Allah, âdil davrananları sever.9-) Allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri veli edinmekten nehyeder. Kim onları veli edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.(Sekizinci âyet taklidi imana sahip olan gayri müslimlerin ümmi takımıyla ilgilidir. Bunlar, dinden imandan haberleri olmayan kendi hallerinde yaşayan kimselerdir. Bunlar güzel ahlak sahibi oldukları takdirde cennete gireceklerdir.Dokuzuncu âyette ise, tevhid akidesine fanatik bir şekilde düşman olan uydurma dinin ileri gelen taraftarlarıdır. Yani din adamları ve onlara kulluk yapan molla takımıdır. Bunlar Kur'an'ı değil, din adamlarının kaynaklarını tek hidayet kaynağı olarak kabul ederler. Bunların hepsi cehenneme gireceklerdir.)10-) Ey iman edenler! Mü'min kadınlar muhacir olarak size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz onların iman etmiş kadınlar olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere geri göndermeyin. Çünkü onlar (müslüman hanımlar) kâfirlere helâl değillerdir. Kâfirler de onlara (müslüman hanımlara) helâl olmazlar. Mehir olarak harcadıklarını onlara (kocalarına geri) verin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde, bu kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Müşrik kadınların nikâhlarına tutunmayın. (Zira bu nikâhlar ortadan kalkmıştır.) Onlara harcadığınız mehri, (evlendikleri kâfir kocalarından) isteyin. Kâfirler de (İslâm'ı kabul eden ve sizinle evlenen eski hanımlarına) harcamış oldukları mehri (sizden) istesinler. Bu, Allah'ın hükmüdür. O, aranızda hüküm veriyor. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.11-) Eğer eşlerinizden biri kâfirlere kaçar ve siz de onlarla çarpışıp ganimet alırsanız, eşleri gidenlere sarf ettikleri (mehir) kadarını verin yani iman ettiğiniz Allah'a karşı takvalı olun.12-) Ey Nebi! Mü'min kadınlar, Allah'a hiçbir şeyi şirk koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, mârufta isyan etmemek konusunda sana biat etmek üzere geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah'tan istiğfar dile. Şüphesiz ki Allah, Ğafur'dur, Rahim'dir.(Nebi ve Resûlun arasında bulunan farklardan bir tanesi de, Resûle mutlak itaat varken, Nebi'ye mutlak itaat yoktur. Yukarıdaki âyette bulunan "mârufta isyan etmemek konusunda sana biat etmek üzere geldikleri zaman" cümlesi bunun gösteriyor. Yani Nebi'ye itaat kayıtlı olarak gelmişken, Resûle kayıtsız şartsız itaat etme emredilmiştir.(Nisa -80)Çünkü Nübüvvet özel ve sivil hayatı temsil ederken, Risâlet resmi hayatı temsil etmektedir. Yani vahyin insanlara tebliğ edilmesini temsil etmektedir. Nübüvvet tarihsel, bölgesel ve yerel hayatla ilgili iken, Risâlet genel, evrensel ve ebedî bir hayatı temsil etmektedir.)13-) Ey iman edenler! Kendilerine Allah'ın gazap ettiği hiç bir kavmi veli edinmeyin. Onlar, kabirlerdeki kâfirlerin (Allah'ın rahmetinden) ümit kestikleri gibi, ahiretten ümitlerini kesmişlerdir. (Mümtehine Süresinin Sonu)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder