8 Temmuz 2022 Cuma
KUR’AN-I MÜBİN’İN MEÂLİ(254. YAZI)Mücadele Süresi 22 Âyet olup Medine'de inmiştir.Rahman Rahim Allah'ın Adıyla1-) Allah, eşi hakkında seninle mücadele eden yani Allah'a şikâyette bulunan kadının sözünü işitmiştir. Allah, ikinizin tartıştığınızı işitmekteydi. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.(Aslında İslam dini o kadar özgürlükçü bir anlayışa sahiptir ki, bir kadın Nebi (a.s) ile mücadele edecek derecede kendine bir özgüven sunmaktadır. Yani göklerin ve yerin Rabbi olan yüce Allah'ın bir kadının haklı şikayetini işitmesi, tek bir kişinin hakkını bu kadar değerli görmesi, onu Kur'an'da ebedileştirmesi, din, devlet ve hukuk adamları için büyük bir örnek olmalıydı. Fakat maalesef Nebi (a.s) ın vefatından sonra bu adalet ve özgürlükçü anlayış yok edilmiştir. Özellikle Emevilerle başlayan süreçte kadın, rivayetlerle ilim ve fikir hayatından tecrit edilmiş ve her zaman tehlikeli bir unsur olarak kabul edilmiştir.)2-) İçinizden kadınlarına zıhar yapanlar bilsinler ki, o kadınlar onların anaları değildir. Onların anaları ancak, kendilerini doğuran kadınlardır. Şüphesiz onlar (zıhar yaparlarken) hoş karşılanmayan yani yalan bir söz söylüyorlar. Şüphesiz ki Allah Ğafur'dur, Rahim'dir.3-) Kadınlarından zıhar yaparak ayrılıp sonra da söylediklerinden dönecek olanlar, eşleriyle birbirlerine dokunmadan önce, bir boynu hürriyete kavuşturmaları gerekiyor. İşte bu hüküm ile (Allah tarafından) size vâzediliyor. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.4-) Kim (bir boynu hürriyete kavuşturma imkânı) bulamazsa, eşine dokunmadan önce ard arda iki şehr (dolunay) siyam yapmalıdır. Kimin de buna gücü yetmezse altmış miskini doyurmalıdır. Bunlar, Allah'a yani Resûlüne hakkıyla iman edesiniz, diyedir. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kâfirler için elim bir azap vardır.5 -) Şüphesiz ki, Allah'a ve Resûlü'ne karşı (onların koydukları sınırları tanımayıp kendileri sınır koymaya kalkışmakla) başkaldıranlar, kendilerinden öncekilerin mahvodukları gibi mahvolmuşlardır. Oysa biz apaçık âyetler indirdik. Kafirler için küçültücü bir azap vardır.6-) Allah'ın onları hep birden diriltip yaptıklarını kendilerine haber vereceği günü hatırla. Unuttukları her şeyi Allah sayıp zaptetmiştir. Yani Allah, her şeye şahittir.7-) Göklerdeki ve yerdeki her şeyi Allah'ın bildiğini görmüyor musun? Üç kişinin gizli konuştuğu bir yerde dördüncüleri O'dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncıları O'dur. Bundan daha az, yahut daha çok olsunlar ve nerede olurlarsa olsunlar, mutlaka O onlarla beraberdir. Sonra onlara yaptıklarını kıyamet günü haber verecektir. Allah, her şeyi hakkıyla bilir.(Âyette bulunan "...Sonra onlara yaptıklarını kıyamet günü haber verecektir..." Cümlesi, kıyamet öncesinde hesap ve azabın olmadığını gösteriyor.)8-) Gizlice konuşmaktan nehyedilip de, sonra nehyedildikleri şeyi işleyen yani günah, adavet ve Resûle isyanı konuşanları görmedin mi? Yani sana geldiklerinde Allah'ın senin için iyi dilekte bulunduğu gibi (güzel) dilekte bulunuyorlar. İçlerinden de, "Söylediklerimizden dolayı Allah bize azap etse ya!" diyorlar. Cehennem onlara yeter! Oraya destek olacaklardır. Ne kötü varış yeridir orası!(Tahiyye, selam anlamına değil, iyi dilekte bulunma anlamına gelmektedir. Yaslavnehe kelimesi, "oraya atılacaklar, onlar da onun yanışına destek olacaklardır" anlamına gelmektedir.)9-) Ey iman edenler! Siz baş başa gizlice konuştuğunuz zaman, günah, adavet ve Resûle isyanı konuşmayın. Yani erdemli olmayı ve takvayı konuşun ve yalnız O'na toplanacağınız Allah'a karşı takvalı (duyarlı ve sorumluluk bilincine sahip) olun.10-) O kötü fısıltılar iman edenleri hüzünlendirmek için ancak şeytandan kaynaklanmaktadır. Oysa şeytan, Allah'ın izni (yasası) gereği mü'minlere hiçbir zarar verebilecek durumda değildir. Öyle ise mü'minler ancak Allah'a tevekkül etsinler.11-) Ey iman edenler! Size, "Meclislerde yer açın" denildiği zaman açın ki, Allah da size genişlik versin. Size, "Kalkın", denildiği zaman da kalkın ki, Allah içinizden iman edenlerin yani kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltsin. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.12-) Ey iman edenler! Resûl ile baş başa konuşacağınız zaman, baş başa konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şâyet (sadaka verecek bir şey) bulamazsanız, bilin ki Allah Ğafur'dur Rahim'dir.(Resûl ile diyaloğa geçmeden önce sadakanın verilmesi, samimiyetin derecesini ortaya koymakta, Kur'an'dan azami derecede yararlanmanın yolunu açmakta, işin ciddiyetini ölçmekte ve sadaka vermenin ne kadar önemli olduğunun dersini vermektedir.)13-) Baş başa konuşmanızdan önce sadakalar vermekten çekindiniz mi? Bunu yapmadığınıza ve Allah da, sizi affettiğine göre artık salât'ı ikâme edin, zekât'a gelin, (arının) Allah'a yani Resûlüne itaat edin. Allah, bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.(Resûl'e itaat, Allah'a itaat demektir. Bunun haricinde hiç kimse Allah'a itaat etmiş sayılmaz. Yani Kur'an'dan bağımsız olarak hiç kimse Allah'a itaat edemez. Resûl yüce Allah'ın emirlerini tebliğ ettiği için ona itaat etmek Allah'a itaat etmek sayılmıştır.(Nisa -80)Nebi'ye ve Muhammed'e itaat yoktur.Dolayısıyla Kur'an'ı bilmeyenler itaatin ne demek olduğunu bilemezler )14-) Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu veli edinenleri görmez misin? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Onlar bile bile yalan yere yemin ederler.15-) Allah, onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. Gerçekten onların yaptıkları şey ne kötüdür!16-) Onlar yeminlerini kalkan yapıp (insanları) Allah'ın dininden engellediler. Bunun için onlara alçaltıcı bir azap vardır.17-) Onların malları da, evlatları da Allah'a karşı kendilerine bir yarar sağlamayacaktır. Onlar, cehennemliklerdir. Onlar orada devamlı kalacaklardır.18-) Allah'ın onları hep birden dirilteceği, onların da (kendilerini kurtaracak) bir iş (din) üzerinde olduklarını sanarak size yemin ettikleri gibi Allah'a da yemin edecekleri günü düşün! İyi bilin ki, onlar yalancıların ta kendileridir.19-) Şeytan onları hâkimiyeti altına alıp kendilerine Allah'ın zikrini (Kur'an'ı) unutturmuştur. İşte onlar şeytanın hizbidirler. İyi bilin ki, şeytanın hizbi olanlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.20-) Allah'a yani Resûlûne düşman olanlar var ya, zillet içerisinde olanların arasındadırlar.21-) Allah, "Şüphesiz ben ve Resûllerim galip geleceğiz" diye yazmıştır. Şüphe yok ki, Allah kuvvetlidir, azizdir.22-) Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir kavmin, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi aşiretleri bile olsa, Allah'a yani Resûlüne düşman olan kimselere meveddet beslediğini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendi katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden nehirler akan yani içlerinde ebedî kalacakları cennetlere koyacaktır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın hizbidirler. İyi bilin ki, Allah'ın hizbi olanlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder