28 Kasım 2018 Çarşamba

ŞİRK SAPIKLIĞI KENDİLERİNE ATALARINDAN MİRAS KALDI
(36. YAZI)
Cübbeli'nin şirk sapıklığı:
22. 12. 2015 tarihinde "Mevlid'i Şerif" programında büyük bir spor salonunda binlerce kişiye konuşan Cübbeli Ahmet  aynen şunları söylüyor.
"Evvela şunu bileceğiz,  Allame Safuri  Hazretleri'nin ve birçok ulemanın ve meşâyihin  beyanı vechiyle Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem ) efendimiz "huve hayyun, semiun, basirun fi kabrihi'ş- şerif"
"Kâinatın efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem)  kabri şerifinde hayattadır, diridir, işiticidir, görücüdür"
 Siz Mustafa İslamoğlu, Abdulaziz Bayındır, Mehmet Okuyan vesaire, bu kafada olan, artık Vahhabi desen Vahabi değil, Mutezili desen Mutezili değil, Şii desen Şii değil, belli bir kimlik de veremiyorum.
 Bu adamların görüşüne göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) öldü, bitti, gitti yitti bir şeyden haberi yok.
Hâşâ ve kellâ,  bunların bir şeyden haberi yok.
 Bütün âlimler, veliler diyorlar ki:
 Kâinatın efendisi diridir,  işitiyor ve görüyor!
 Bu mecliste olanlara da şahittir, nasıl olacak? nasıl şahit olacak?
"Biz seni şahit olarak gönderdik"
 Onun şahitliği 23 sene mi devam etti, 23 sene şahitlik mi olur?
 Bütün Ümmetine şâhit gönderdik.
 Şu anda bizim amellerimiz ona arz ediliyor.
 Bu gece buraya kim geldi?
 Bu camilere kim gitti, Mevlidi Şerif'i ihya için kainatın efendisi'ni sevdiği için, cemaate gitti, zikretti, salavat getirdi hepsine şahittir.
 Şahit kime derler?
 Görgü şâhitliğine derler.
 Bir adam dese ki, ben bunu duydum!
 Ona şâhit demezler.
 Demek ki, burayı görüyor.
 Şimdi "biz seni şahit olarak gönderdik!
 Bunu hadisi şerif'ten te'yid edelim!
 Ne buyuruyor! (sallallahu aleyhi ve sellem) "hayâti hayrun leküm ve meméti hayrun leküm" "yaşamam da sizin için hayırlıdır,  ölümüm de sizin için hayırlıdır"
 Dediler ya Resulullah!  Hayatında çok hayır gördük, ölümünde ne hayır olsun ki:
 Buyurdu "tu'radu aleyye a'melüküm fissabâhi vel meséi"  "sizin bütün amelleriniz her sabah akşam  kabrimde bana gösterilecek"
 "Şerit gibi önümden geçirilecektir, hepinizin" Sadece sahabe ile alakalı olacak bir şey değil ki, biz de onun ümmetiyiz!
 Falan ümmetim namaz kıldı, falan ümmetim  şu kadar salavat getirdi, falan ümmetim zekat verdi, isminiz babanızın adıyla, isimleriniz  babalarınızın adıyla bana söyleniyor!"
 "Ve  amelleriniz bana gösterilecek"
 Bu hadis sahihtir, muhaddislerde bunu tashih  etmişlerdir.
" Eğer ben sizin amellerinizi hayırlı bulursam hamd edeceğim, Ya Rabbi! Bu kadar ümmetimi saptırmadın" diye!
"Sizin amellerinizi  kötü bulursam,  İçki içmiş, kumar oynamış, zina etmiş, ben yine kabrimden sizin günahlarımızın affı için istiğfar edeceğim!" Böyle bir peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem)  nerede ölmüş!
"Sabah akşam amellerimiz bana gösterilecek" diyor.
 Bu kadar ümmetin ameli, tabii manevi şeyler de vakit, saat çok düşünülmez.
 Zahiren bilgisayarda yetmez, efendim böyle bir teftişe ümmetin bütün yaptıkları işlerin haricini  konuşuyoruz.
 Tabii vakit saat yetmez, ama manevi işlerde zaman geçmez.
Onun için hepsini görür.
 Yine Ebu Davud'un tahric ettiği bir hadis-i şerifte, Ebu Davut sahih kitap!
"Hangi Müslüman ümmetim,  bana selam verirse, şimdi burada bu kadar insanız, binlerce insan var, bana selam verirse, mutlak Allahu Teala ruhumu bana iade eder.
 Zaten âlimler diyorlar ki, "selamsız vakit  dünyada yok!  her seferinde ruhu çıkıp geri mi gelecek, o zaman her seferinde bir acı mı çekilecek" diyorlar.
 Diğer âlimler de diyorlar ki, cevabı şudur ki: "Ruhum kabrimde devamlı hazırdır" selamsız vakit yok! Her kim selam verse, ben de ona selamı iade ederim.
 Kabrimde gelirse, bütün selamlara  cevap veriyor.
 Bu  şimdi nasıl öldü?
 Şimdi biz buradan selam gönderiyoruz!
Hadisi Şerif'te "Allahu Teala benim kabrimin başına bir melek görevlendirdi.
Ben öldüğüm zaman o melek başımda duracak, bütün yaratılmışların kulaklarını o Meleğe  bağlamış,
 Nasıl sistem?
 Bilgisayar da şurada burada alıyorsun ya!
 Her odadan ne konuşuluyor, oraya geliyor. Dinleme cihazlarıyla falan.
 Şimdi o melekte  ne var?
 Hepimizin kulağı var.
 Hadis bu!
 Kaynaklı sahih hadis!
 Ne demek hepimizin kulağı Melek'te!
 Şu demek, ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Ağzından çıkanı kulağın duyuyorsa, ağzından ne çıkıyor?
"Allahumme salli ale Seyyidine  Muhammedin ve âlihi ve sellem"
 Benim kulağım duydu.
 Benim kulağım kime bağlı?
 Kabri Şerif'teki meleğe  bağlı!
 ismim var mı?
 isim babasının  adıyla Yusuf oğlu Ahmet,,,,,"
Cübbeli Ahmed'in bu şirk sapıklığına bir iki âyet yetiyor.
"Allah: Ey Meryem oğlu İsa! insanlara, "Beni ve anamı Allah'tan başka iki ilah edinin" diye sen mi dedin, buyurduğu zaman o, "Hâşâ! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Hem ben söyleseydim  sen onu şüphesiz bilirdin.
Sen benim içimdekini bilirsin, halbuki ben senin zatında olanı bilmem. gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin.
Ben onlara, ancak bana emrettiğini söyledim: Benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin, dedim. İçlerinde bulunduğum müddetçe onların üzerinde kontrolcu idim.
Beni vefat ettirince artık onlar üzerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeyi hakkıyla görensin"
 (Maide- 116, 117)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder