ATALARIN ÇÜRÜMÜŞ DİNİ
Rahman ve Rahim olan yüce Allah Kur'an'da şöyle buyuruyor.
"O daima diridir, O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. O halde dini yalnız ona özel kılarak kulluk edin. Her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur"
(Mümin, 65)
Diğer bir âyette yüce Allah şöyle buyuruyor. "Allah O'ndan başka ilah yoktur, O, hayydır, (diridir) kayyumdur.,,,,"
(Bakara, 255)
Aynen Şia ve Ehl-i Sünnet'in âlimleri gibi, bütün Allah elçilerinin kavimleri "İlâh, evliya, gavs" diye niteledikleri ölmüş veya yaşarken ruhları ve zihinleri şirk ve hurafelerle çürümüşlere kulluk ediyorlardı.
İşte bundan dolayı hayy olan yüce Allah bir çok âyette "diri olmaya, insanları ve hayatı diri tutmaya" gönderme yaparak, "ataların uydurma dinine ve ölümcül karanlık yoluna uymayı" yasaklamıştır.
MESELA
"Ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan. O'nu hamd ile tesbih et, kullarının günahlarını O'nun bilmesi yeter"
( Furkan, 58)
Çok ilginçtir, Şia ve Ehli Sünnet dininin âlimleri ölülere taptıkları için Allah'ın bir canlı organizma gibi dirilere gönderdiği mesajını da çürümüşlere özel kılarak ilâhi metni ölü bir kitap haline getirmişlerdir.
"Biz ona (Resul'e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmaz da.
Onun tebliğ ettiği, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kuran'dır. "Diri olanları uyarsın" ve kafirler cezayı hak etsinler diye"
(Yasin, 69, 70)
Vahiy tamamen canlı hayat ile ilgili bir mesaj olduğu halde, Kur'an düşmanı müşrikler, özellikle "Diri olanları uyarsın" âyetinin geçtiği süreyi ölülere okumayı din yapmışlardır.
"Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi davet ettiği zaman, Allah'a ve Resul'ünün davetine icabet edin.,,,,"
(Enfal, 24)
Dolayısıyla bütün insanlar Kur'an'ın hidayet ve rahmet yolundan sapmış olsalar da, ondan başka doğru bir yol ve ondan ayrı sırat-ı müstakim asla yoktur.
Allah'ın dosdoğru hidayet yolu olan Kur'an'dan başka bütün yollar yalan ve iftira, şirk ve küfürdür.
Allah'ın dini insanlara hayat ve ruh kazandırırken, Şia ve Ehl-i Sünnet'in(diyanet- cemaat- tarikat) çürümüş uydurma dini, İnsanların ruhlarını ve hayatlarını karartmaktadır.
İnsanları çürümüş, toz olmuş ölülere taptırmaktan daha kötü bir ahlak ve sapıklık yoktur.
Ölülere tapan bir toplum iflah olmaz.
Allah elçileri, Allah'ın indirdiği mesaja davet ederken, "Ey Resul! ) Sen, Rabb'inin yoluna hikmet ve güzel öğütlerle dâvet et,,,"
(Nahl, 125)
"Ey Resul! De ki: "İşte bu, benim yolumdur. Ben Allah'a dâvet ediyorum, ben ve bana tâbi olanlar aydınlık bir yol üzerindeyiz. Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih ederim! Ve ben müşriklerden değilim"
(Yusuf, 108)
Şia ve Ehli Sünnet'in âlimleri atalarına, ataların dinine dolayısıyla çürümüş ölülere davet etmektedirler.
Yüzlerce âyette yüce Allah ataların dinini reddeder.
Onlardan bazıları şöyledir.
"Onlara (müşriklere) "Allah'ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar, "Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız" derler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler"
(Bakara, 170)
"Onlara (müşriklere) "Allah'ın indirdiğine ve Resul'e gelin" denildiği vakit, "Babalarımızı üzerinde bulduğumuz yol bize yeter" derler. Ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yol üzerinde bulunmuyor iseler de mi?
(Mâide, 104)
"Onlara (müşriklere) "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiğinde: "Hayır, biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız" derler. Ya şeytan, onları alevli ateşin azabına çağırıyor idiyse senden öncede hangi memlekete uyarıcı!
(Lokman, 21)
"Ey Resul! Senden önce de hangi memlekete bir uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklıları: Babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız, derlerdi.
(Elçileri) Ben size,
babalarınızı üzerinde bulduğumuz dinden daha doğrusunu getirmişsem
(yine mi bana uyumazsanız) deyince, dediler ki: Doğrusu biz sizinle gönderilen şeyi inkar ediyoruz.
Biz de onlardan İntikam aldık. Bak, (hakkı) yalanlayanların sonu nasıl oldu"
(Zuhruf, 23, 24, 25)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder