10 Kasım 2018 Cumartesi

PROF. DR. MUSTAFA ÖZTÜRK
(1.YAZI )
Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğü, vahyin kendi içinde bulunan çözümü, Nebi ile Resul'ün  arasında bulunan farklar bilinmeyince,  Cuma suresinin beşinci  âyetinin hükmü tahakkuk  ediyor. 
Prof. Dr. Mustafa Öztürk'ün, din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka hiçbir kaynak kabul etmeyen muvahhidler  hakkındaki cehalet ve akılsızlık dolu hezeyanları:
Ben hayatımda böyle saçma sapan bir konuşma dinlemedim.
 Turgay Güler'in sıra dışı programına konuk olarak katılan Mustafa Öztürk baştan sona kadar yalan, Nebi adına iftira, mugalata olan şu konuşmayı yapmıştır. 
Turgay Güler soruyor.
"Ama şunu konuşalım:
 "Nesi varmış ille de Kur'an, İllede Kur'an demenin" diye bir eleştiri var!
 Mustafa Öztürk cevap veriyor.
"Ben Kur'an İslam'ı söyleminin Müslümanların başına gelebilecek en büyük talihsizliklerden,  musibetlerden biri olduğu kanaatindeyim" Turgay Güler soruyor.
 "Mustafa Öztürk! Kur'an'a karşı mı geliyorsun? Öztürk cevap veriyor.
"Ben sadece ve sadece "din Kur'an'dan ibarettir" sözüne karşıyım.
 Niye karşıyım? Bunun usulü, metodolojik sıkıntıları var!
 Hafızayı resetlemesi, sıfırlaması riski var! Peygamber Efendimizin misyonunu, konumunu bertaraf etme riski var!
Turgay Güler "Bravo"
 Öztürk: Var da var!
 Turgay Güler: "Muşahhas örnekler üzerinden gidelim hocam"
 Bu ne demek?
 Öztürk: Söyleyeyim, şimdi Kur'an İslam'ı  diyoruz.
 Kur'an'dan öğrenelim İslam'ı değil mi?
 Çok çarpıcı bir örnek vereyim!
 İslam dünyasında kaç çeşit mezhep var?
 Onlarca var.
 Siz hiç bir mezhebin bugüne kadar Kur'an'ı Kerim'den kendisine âyet bulma sıkıntısına tanık oldunuz mu?
 Güler: yok.
 Öztürk: Siz diyorsunuz "kadere inanmıyorum" getirip 15 ayet koyuyorsunuz.
 Ben de diyorum: İnsanın  özgür iradesine inanmıyorum,hep kadere inanıyorum, bende getirip 30 âyet koyuyorum"
 Bir tanesi ortayol diye hem inanıyorum, hem de inanmıyorum, o da buluyor.
 Bakın Şia'nın yanında (âyet) var, Ehl-i Sünnet'inde var.
 Turgay Güler:"İsa gelecek diyende âyet buluyor,  İsa gelmeyecek diyen de ayet buluyor. Mehdi gelecek diyen de âyet buluyor,  gelmeyecek diyen da âyet buluyor"
 Öztürk: Biraz önce onu söyledim sevgili kardeşim!
Bir lafız (Kur'an)önümüzde iniş bağlamı  kaybolmuş gitmiş,  tarihte kalmış, önümüzde cansız kuru bir metin (Kur'an) halinde duruyor! Turgay Güler: Şimdi bu "cansız mı" dedi, diyecekler.
 Öztürk: O zeki kardeşlerimiz! hemen "Kur'an'a cansız" dedi, diyecekler.
 Şimdi kelimeye istediğiniz operasyonu çekiyorsunuz!
 Nasıl çekiyorsunuz?
 Kur'an suskun! eli kolu bağlı! sizin insafınıza  kalmış!
 "Benim kelimenin anlamı öyle değil" size oradan cevap veremiyor!
 Elinizin önünde, açıyorsunuz sözlüğü, sizi rahatsız eden anlam hangisi ise onu siliyorsunuz.
 Kelimeden o sözlük marifetiyle hoşunuza giden, bağlama düşen, bugün sizin kitlenizi memnun edecek anlamı buluyorsunuz, bu bunu kastetti diyorsunuz.
 Bunun adına tahrif deniyor arkadaşlar!
 Bu kitap zembille boşluğa ineydi,  tarihten  yalıtık olarak orta yerde,  gökyüzünde şöyle  sallanır bir vaziyette Peygamber efendimize de, bize de, aynı eşit mesafede, uzaklıkta olaydı böyle bir yetkimiz olabilirdi.
 Yani herkes aynı anda eş zamanlı olarak bundan anladığını anlasın, yorumlasın!
 Öyle değil, 23 senelik yaşanmış ve peygamber efendimizin rehberliğinde uygulanmış, ilk anlamını da orada bulmuş,
orada anlaşılmış ve orada hayata taşınmış bir metin var.
 Bu metnin üzerinden o kadar yorum tortuları oluştu ki, bu eklenen  yorumlarda hep masumâne anlama çabası yorumları değil, Müslümanlar birbirleriyle kavga ettiler, gırtlak gırtlağa girdiler.
Herkes pozisyonunu tahkim etmek, referansını  da dine dayandırmak için, "bu âyet benim pozisyonumu haklı kılıyor" diye bir âyet öne sürdü.
 Öbürü  dedi ki: Hayır! benim halife adayım daha haklıydı, bak bu ayet, işte Şia,
 Sünni, bitmeyen 1440 senedir, neredeyse bir kavga, bir ihtilaf, herkes  Kur'an üzerinden kendini refere ediyor. 
Arkadaşlar! Sonra, tarihte felsefi, kelami içerikli yığınla sorunumuz oluştu.
 Kabir azabından girin, sırat köprüsünden çıkın,  hepsine dair binbir çeşit yorum varmı?
Yorum var!
 Peki siz bu kadar tarihsel tortu taşıyan, anlam yüklemeleri yapılmış bir metnin 1440 küsür sene sonra,
hem de içine doğduğunuz, dünyanın kültürel çocuğu olduğunuz halde, nasıl kalkar da İslam'ın, Kur'an'ın metninin  doğru anlamını ben tespit ettim diyorsunuz.
(Devam edecek)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder