UYDURMA DİNİN MENSUPLARINA ASLA İNANMAYIN, ÇÜNKÜ SÖYLEDİKLERİ HER ŞEY YALANDIR.
Rahmân ve Rahim olan Allah Kur'an'ı Mübin'de şöyle buyuruyor.
"Allah'ın âyetlerine inanmayanlar yok mu, kuşkusuz Allah onları doğru yola iletmez ve onlar için elem verici bir azap vardır. Allah'ın âyetlerine inanmayanlar, ancak yalan uydurur. İşte onlar, yalancıların ta kendileridir"
(Nahl, 104, 104)
Baştan sona kadar yalan olan ve Nebi adına iftira edilen ehl-i sünnet din mensuplarının karşılarında bulunan vahiy ehl-i muvahhidleri susturmak için getirdikleri çok gülünç bir hezeyan vardır.
Bu Kur'an cahilleri derler ki:
"Usul-ü hadis, usul-ü fıkıh,usul-ü tefsir ilmini bilmek lazımdır"
Kırk (40) yıldan beri uydurma ve iftira ehl-i sünnet dinini araştıran biri olarak Allah'a yemin ediyorum.
Şia ve Ehli Sünnet'in din ataları olan Mezhep imamları ve muhaddisleri Kur'an'ın zerresinden haberi olmayan cahil adamlardı.
Ancak Kur'an'ı bilmeyen bir kişi, bu muhaddis ve müctehidlerin ne kadar cahil ve düşüncesiz olduklarını anlayamaz.
Her şey geliyor, Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğünü bilmede, kendi içinde bulunan çözümünü kavramada düğümleniyor.
Bu muhaddis ve müctehidler, bırakın Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğünü, vahyin kendi içinde bulunan çözümünü anlamaları, Kur'an'ın en önemli iki kavramı olan Nebi ile Resul'ün arasında bulunan farkları bile anlamaktan âciz, Kur'an cahili kimselerdi.
Halbuki Kur'an bütün insanlara hitap eden bir kitaptır.
Kur'an'a baktığımızda bu dincilerin her zaman insanları Allah'ın hidayet yolundan engellediklerini görüyoruz.
Yani Kur'an'ın muhatabı seçkin bir grup, zümre, ilim erbabı değil, bütün insanlardır.
"Bu Kur'an bütün İNSANLIĞA bir açıklamadır, takva sahipleri için de bir hidayet ve bir öğüttür"
(Âli İmran, 138)
"İşte bu Kur'an, kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek ilah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye İNSANLARA gönderilmiş bir"belâğ" bildiridir"
(İbrahim, 52)
"Ey İNSANLAR! Şüphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik"
(Nisa, 174)
"Ey İNSANLAR! Resul size rabbinizden hakkı(Kur'an'ı ) getirdi,,,,"
"Ey İNSANLAR! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir"
(Yunus, 58)
Kur'an yalnız akademik çevrelere hitap eden, onlara özel olarak indirilen, anlaşılması zor bir kitap değildir.
Kur'an'ın hiçbir âyetinde "Ey âlimler!,," diye bir hitap geçmez.
Bütün âyetlerde "Ey iman edenler! Ey insanlar! Ey akıl sahipleri! Aklını kullananlar! gibi hitaplar yer alır.
Üzerinde zihin yorduktan sonra, temiz ahlak ve vicdan sahibi herkesin anlaması için Kur'an, Allah tarafından kolaylaştırılmış anlaşılabilir bir kitaptır.
(Meryem, 97; Duhan, 58; Kamer, 17, 22, 32, 40)
Yalnız üzerinde düşünülecek, akıl kullanılacak, temiz bir ahlak ve berrak bir inanç yani İhlas olacaktır.
Önyargılardan uzak olmayanlar Kur'an'ı asla anlayamaz.
Yani Kur'an'ı anlamak için din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka hiçbir kaynağa iman etmemek gerekir.
Din ve hüküm olarak başka bir kaynağa iman edenlere karşı Kur'an otomatikman kapılarını kapatır.
Kur'an'ın ahlakı budur.
Yani kur'an cahili yalancı ve sahtekar mezhepçilerin "Usul-ü hadis, usul-ü fıkıh,usul-ü tefsir" gibi uydurma kavramlar öne sürmeleri sadece hedef saptırmaya yönelik bir ahmaklıktır.
Bu ahmaklar müminleri aldatmaya çalışırlar gerçekte ise sadece kendilerini aldatırlar fakat farkında olmazlar.
Şimdi insaf ve aklı selim ile bir soruya cevap arayalım!
"Hidayet ve rahmet kaynağı olan Allah'ın kitabından beslenmek mi daha sağlıklı, nefis-enfes, edepli ve erdemli bir harekettir.
Yoksa necis,habis, zehirli ve ölümcül, beşeri bir kaynaktan beslenmek mi?
Biri, Allah tarafından indirilen hidayet, rahmet, güzel öğütlerle dolu, kesin bilgi, saf inanç, tek doğru, sırat-ı müstakim, elçilerin dosdoğru, tehlikesiz bir cennet yolu.
Diğeri, tağutlar tarafından uydurulmuş şirk, hurafe, azap, kaos, anarşi, zulüm, katliam, kargaşa, terör, cehalet, taklit ve düşman istilalarını beraberinde getiren dünyanın en tehlikeli yolu ve sarp yokuşu cehennemin yolu mu?
Mübin olan Allah'ın kitabına kulak verelim.
"Şimdi (düşünün bakalım), yüzüstü kapanarak yürüyen mi varılacak yere daha iyi erişir, yoksa doğru yolda düzgün yürüyen mi?
(Mülk, 22)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder