KUR'AN'DA KIRAAT FARKLILIKLARI YÜZÜNDEN YAPISI VE MANASI DEĞİŞEN KELİMELER
(36. YAZI)
ÖRNEK 236
Bakara süresi
"Eğer sadakaları açıktan verirseniz ne âlâ! Eğer onu fakirlere gizlice verirseniz, İşte bu sizin için daha hayırlıdır.
Allah da bu sebeple sizin günahlarınızı örter,,,," 271. âyetinde bulunan "ve yükeffirü anküm min seyyiétiküm" "sizin günahlarınızı örter" kelimesini,
Ebu Amir "ve nükeffirü anküm min seyyiétiküm" "sizin günahlarınızı örteriz" olarak okumuştur.
ÖRNEK 237
Bakara süresi
"Allah'a döndürüleceğiniz, sonra da herkese hakettiğinin eksiksiz verileceği ve kimsenin haksızlığa uğratılmayacağı bir günden sakının" 281. âyetinde bulunan "turceun" "döndürüleceğiniz" kelimesini Ebu Amir "terciun" "döneceğiniz" olarak okumuştur.
ÖRNEK 238
Bakara süresi
"Yolculukta olur da, yazacak kimse bulamazsanız (borca karşılık) alınmış bir rehin de yeterlidir,,,," 283. âyetinde bulunan "ferihénun" "bir rehin" kelimesini, Ebu Amir "feruhunun" "rehineler" yani çoğul olarak okumuştur.
ÖRNEK 239
ÂLİ İmran suresi
"Allah ona (İsa'ya) yazmayı, hikmeti, tevrat'ı, İncil'i öğretecek" 48. âyetinde bulunan "ve yuallimuhu" "öğretecek" kelimesini, Ebu Amir "ve nuallimuhu" "öğreteceğiz" olarak okumuştur. ÖRNEK 240
ÂLİ İmran suresi
"İman edip iyi davranışta bulunanlara gelince Allah onların mükafatlarını eksiksiz verecektir,,,," 57. âyetinde bulunan
"feyuveffihim ucurahum" "mükafatlarını eksiksiz verecektir" kelimesini, Ebu Amir "fenuveffihim ucurahum" "mükafatlarını eksiksiz vereceğiz" olarak okumuştur.
ÖRNEK 241
Yasin suresi
"Biz onu (Resul'e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmaz dı da. Onun söyledikleri ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kuran'dır. Diri olanları uyarsın ve kafirler cezayı hak etsinler diye"
70. âyetinde bulunan "liyünzira men kéne heyyen" "Diri olanları uyarsın" kelimesini, Nâfi "litünzira men kéne heyyen" "Diri oranları uyarasın" olarak okumuştur.
Bir kıraate göre uyarıcı "Resul" olurken, diğer kıraate göre uyarıcı "Kur'an" oluyor.
Zaten Resul (Elçi) ile Kur'an arasında hiçbir fark yoktur.
Allah'ın elçileri sadece Allah'tan indirilen vahyi tebliğ ederler.
İşte Yasin süresi 69. âyet bu gerçeği apaçık gösteriyor.
Onun (Resul- Kur'an) söyledikleri ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kuran'dır.
ÖRNEK 242
Saffat suresi
"Onlar (şeytanlar- zararlı mahluklar-tehlikeli maddeler ) artık mele'i â-lâ'ya kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar" 8. âyetinde bulunan "lé yessemmeun" "kulak veremezler" kelimesini, Nâfi "lé yesmeune " "işitmezler" olarak okumuştur.
ÖRNEK 243
Saffat suresi
"Sonra gelenler içerisinde, kendisine (İlyas) bir ün bıraktık "İlyas'a selam olsun dedik" 130. âyetinde bulunan "selémün alé ilyésin" "İlyas'a selam olsun!" kelimesini, Nâfi "selémün âle éli yâsin" "Yasin ailesine selam olsun dedik" olarak okumuştur.
ÖRNEK 244
Şuara süresi
"Aziz ve hakim olan Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahyeder" 3. âyetinde bulunan "kezelike yuhi"
"işte böyle vahyeder" kelimesini, Nâfi "kezelike yuha" "( Allah tarafından) İşte böyle vahyediliyor" olarak okumuştur.
Bu kıraate göre âyetin anlamı şöyle oluyor. "Aziz ve hakim olan Allah tarafından sana ve senden öncekilere işte böyle vahyediliyor"
ÖRNEK 245
Enam süresi
"İsmail, Elyas'a, Yunus ve Lut'u da da hidayete erdirdik.
Hepsini âlemlere üstün kıldık" 86. âyetinde bulunan "vel yese'a" "Elyas'a" kelimesini, Kisai "ve leyse'a" olarak okumuştur.
Yani bizim Kur'an'da "El yesa" olan elçin'in adı kıraat imamı Kisai'nin yanında "leysea" olarak okunuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder