ŞİRK SAPIKLIĞI KENDİLERİNE ATALARINDAN MİRAS KALDI
(34. YAZI)
CÜBBELİ AHMED'İN ŞİRK SAPIKLIĞI
"Hz Ömer efendimiz kabre İner inmez hemen
Münker- Nekir geldiler.
"Rabbin kim? dediler.
O da hemen dedi ki:
Ben size sorayım:
Nereden geldiniz?
Hz Ömer, durun bakayım! dedi.
Siz nereden geldiniz?
Arş'tan geldik, Arş neresi ?
E dedi ki, siz arştan geldiniz Rabbinizi unutmadınız!
Ben bir metre yerden geldim gömüldüm, ben niye unutayım Rabbimi, bana soruyorsunuz.
Bir de ondan sonra ne kopardı?
Dedi ki, meleklere bir daha bu Muhammed ümmetinden kabre girenlerin hiçbirine öyle korkutucu manzara ile sert gelmeyeceksiniz bir daha, diye meleklere bir ültimatom verdi.
Adam olursan Melekler seni dinler!
Böyle dostların çok işleri var!
MAHMUT USTAOSMANOĞLUNUN ŞİRK SAPIKLIĞI
"Mevla Teala ziyade genişlik sahibidir.
Ama bu, bizim bildiğimiz genişlik değildir.
O'na mahsus genişliktir.
Ziyade bilicidir.
İsteyen o, istenilen o, bilen o, bilinen o, şahit o, meşhut o, akıl ermez bu işlere.
"Namaz kıldık" diyoruz.
Ama asıl namazın hakikatini Mevla Teala'nın kıldığı namazın sureti oluyor.
Mevla Teala gibi kim kılabilir?
Asıl kendisine layık olan namazı kendisi kılıyor. Mevla Teâla hakkıyla kılıyor, ya biz!
Çok dikkat ederek namaz kılsak, ancak Mevla Teala'nın kıldığı namazın süretini kılmış oluruz. Demek ki zat-ı pâkı süphaniye hem abid, hem mâbud, hem zakir, hem mezkur.
Yani hem ibadet ediyor, hem ibadet olunuyor, hem zikrediyor, hem de zikr olunuyor"
( Ahıska Yayınları, 1 baskı, İstanbul 2012, Mahmut Efendi sohbetler 6. Cilt, sayfa 109) CÜBBELİ'DEN AYRILAN GRUBUN ÖNCÜLERİNDEN OLAN MESUT ÖZDEMİR'İN ŞİRK SAPIKLIĞI
SORU:
Hocam! namazlarımı kılıyorum, ancak Kur'an okumayı bilmiyorum.
Ama her akşam eve geldiğimde Türkçe mealinden okuyorum.
Bunun sevabı, veya sakıncası var mıdır?
CEVAP:
"Türkçe maldan okumanın sevabı illaki var, sonuçta Kur'an'ı Kerim'in mealini okuyorsun. Ama meal'den hiçbir şey anlamazsın onu da söyleyeyim.
Yani meal'den hiç kimse bir şey anlamaz! Mesela: Ben sana bir meal söyleyeyim.
mesela: Ne diyor âyeti kerimede mevlamız.
"Oruç sizin üzerinizde yazıldı"
Ne demek bu? Mealde böyle, "kütibe aleykümüssiyému " "oruç sizin üzerinize yazıldı" Nasıl yazıldı yani! kalem alıp üzerimize oruç mu yazılar.
Türkçesi bu, ama manası bu değil, oruç size farz kılındı.
"Kütibe" "furize" manasında, yani farz kılındı manasında.
Bunu da ancak tefsirden çözebilir.
Bu kardeşimiz gene meal okumaya veya tefsirli mealler var, onları okumaya devam etsin.
Ama şunu söyleyelim.
Kur'an'ın Arapçasından yani aslından bir sayfa okumak,
Türkçeyi hatim etmekten belki 10 kere, 20 kere hatim etmekten daha sevaptır.
Yani kekeleye kekeleye böyle
"kü-ti-be" böyle kekeleye kekeleye okusun bir sayfayı bir saatte okusun ama o bir saatte okuyacağı bir cüz Türkçe meali'den çok çok daha sevaptır.
Niye sevaptır?
Çünkü bu Allah'ın kelamıdır.
Bir kimse Kur'an okurken, okuduktan sonra, "ben Allah'la konuştum" diye yemin etse, yemin kefareti ödemek zorunda değildir.
Çünkü onun içindeki gizli manaları biz Türkçede açığa çıkaramayız.
Eğer Türkçe okumakla iş yerine gelmiş olsaydı, o zaman namazı da Türkçe kılardık, ezanı da Türkçe okurduk
O zaman ne olurdu?
Herkes bunu anlasın derdik.
Ama öyle değil, bir Fatihayı Türkçe okumanın manası yedi ayet, yedi sıra yapmaz.
Ama Fatiha'nın manası yedi sıra değil ki, develer yükü kitaplar Fatiha'nın manasını almıyor!
Onun için Arapça okuduğun zaman Mevlanın kasdettiği bütün manayı söylemiş olursun. Ama Türkçe'yi okuduğu zaman sadece onu tefsir eden kişinin ondan ne anlamış olduğunu, ne söylemiş olduğunu öğrenmiş olursun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder