KUR'AN'IN "RESÜL" ANLAMINDA KULLANILDIĞI ÂYETLER
(17.YAZI)
"Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir sürenin müminlere indirilmesinden çekiniyorlar.
De ki: Siz alay edin! Allah o çekindiğiniz şeyi ortaya çıkaracaktır.
Eğer onlara, (niçin alay ettiklerini) sorarsan, elbette biz sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk, derler.
De ki: Allah ile, O'nun âyetleriyle ve onun elçisiyle mi alay ediyorsunuz?
(Tevbe- 64, 65)
Yukarıdaki âyette kurulu sisteme dikkat etmek gerekir.
Sistem şu şekilde kurulmuştur.
"De ki: Allah ile, O'nun âyetleriyle ve onun elçisiyle mi alay ediyorsunuz?
Yani Allah'ın âyetleri (indirilen vahiy) ile Elçi sadece Allah'a davet eden bir bütünün parçalarıdır.
Her ikisi de Allah'ı temsil ederler.
Kitap ile Resul'ün arasında hiçbir fark yoktur.
"Küfür, İsyan, tekzip, şikak gibi bir çok olumsuz kavram sadece elçi ve indirilen vahiy için kullanılmıştır.
Vefat edene kadar canlı yani konuşan Kur'an "Beşer" olan "Resul'"dür.
"Beşer" olan "Resul" vefat ettikten sonra onu sadece Allah tarafından indirilen vahiy temsil eder.
Dolayısıyla Allah'ın Resulünü Kur'an'dan başka hiçbir kaynak temsil edemez.
Yani Allah'a ve Resul'üne varmak için yol arayanlar vahiy'den başka bir hidayet bulamazlar.
Şia ve Ehli Sünnet'in kaynaklarındaki rivayetlerin tümü yalan, uydurma, Allah Resulü'ne iftira, sapıklık, hurafe ve şirkin en karanlık olanıdır.
Din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka hiçbir kaynak yoktur.
"Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir.
Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkoyar, salat-ı ikame ederler, zekatı verirler,
Allah ve Resulü'ne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azizdir hikmet sahibidir"
(Tevbe, 71)
Yukarıdaki âyette bulunan "Resul" kavramının "Kitap Resul" olduğu açık olarak görülmektedir. Çünkü kıyamet gününe kadar her yere gitme ve ulaşma kabiliyeti bulunan sadece "Kitap Resul'dür"
Kitap Resul'ün önünde hiçbir engel yoktur.
"Kitap Resul" akıl, zihin, hafıza olmak üzere tüm teknoloji aletleri ile her yere gitme kabiliyeti mevcuttur.
Aslında uydurma dinin ortaya çıkmasının en büyük sebebi Kur'an'da bulunan "Nebi" ile "Resul" sisteminin bilinmemesinden kaynaklanmıştır.
Şia ve Ehli Sünnet'in muhaddisleri,müctehitleri ve Mezhep imamları son derece Kur'an cahili kimselerdi.
Şia ve Ehli Sünnet âlimleri Kur'an'dan zerre kadar nasipleri olmayan, akıllarını kullanmayan, tefekkür ve sorgulama nimetlerinden mahrum birer gelenekçi ve hurafeci idiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder