(9.YAZI)
ÖRNEK 44:
En'am suresi "Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Muttaki olanlar için ahiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır.
Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz?"
32. âyetinde bulunan "efelé ta'kilun" "Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz?" kelimesini, Şu'be "efelé ye'kilun" "Hâlâ akıl erdiremiyorlar mı?
olarak okumuştur.
ÖRNEK 45:
En'am suresi
"Bu Kuran, ümmül- kura (Mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır,,,"
92. âyetinde bulunan " ve litünzira" "uyanman için" kelimesini, Şu'be "ve liyünzira" (Kur'an'ın) "uyarması" için olarak okumuştur.
Yani aslında "kitap Resul" ile "Beşer Resul" arasında bir fark yoktur.
İkisini misyonu aynıdır.
Beşer Resul konuşan Kuran'dır.
Elçiler sadece Allah tarafından kendilerine indirilen vahyi tebliğ eder ve sadece onu dillendirirler.
ÖRNEK 46:
En'am suresi:
"Böylece suçların yolu belli olsun diye âyetleri iyice açıklıyoruz"
55. âyetinde bulunan "ve litestebine" "belli olsun" kelimesini, Şu'be "ve liyestebine" "belli etsin" olarak okumuştur.
ÖRNEK 47:
En'am suresi:
",,,Allah mesajını kime vereceğini daha iyi bilir,,," 124. âyetinde bulunan "riséletehu" "mesajını" kelimesini, Şu'be "risélétehu"mesajlarını, yani çoğul olarak okumuştur.
ÖRNEK 48:
Araf Suresi "Allah buyurdu ki: "Sizden önce gelmiş cin ve insan toplulukları arasında siz de ateşe girin"
Her ümmet girdikçe yoldaşlarına lanet edecekler.
Hepsi birbiri ardından orada (cehennemde) toplanınca, sonradakiler öncekiler için
"Ey Rabbimiz!
Bizi İşte bunlar saptırdılar. Onun için onları ateşten bir kat daha fazla azarçp ver! diyecekler. Allah da:
Zaten herkes için bir kat daha fazla azap vardır, fakat siz bilmezsiniz, diyecektir"
38. âyetinde bulunan "velékin lé ta'lemun" "fakat siz bilmezsiniz" kelimesini, Şu'be "velékin lé ye'lemun" "fakat onlar bilmiyorlardı" olarak okumuştur.
ÖRNEK 49: Araf Suresi "Çünkü siz, şehveti tatmin etmek için kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere yanaşıyorsunuz.
Doğrusu siz taşkın bir milletsiniz" 81. âyetinde bulunan "inneküm"
"siz" kelimesini, Şu'be "einneküm" "siz mi? olarak okumuştur.
O zaman mana şöyle oluyor
"Siz şehveti tatmin etmek için kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz taşkın bir milletsiniz"
Yani "böyle bir şeyi nasıl yapıyorsunuz?
Sizin bu yaptığınız kabul edecek bir şey değildir.
Sizin bu yaptığınız şeye inanmak çok zordur" gibi anlamlara geliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder