29 Kasım 2021 Pazartesi
KUR'AN'I MÜBİN'İN MEÂLİ(67. YAZI)Nisa Süresi Medine'de inmiştir.176 âyettir.Rahman, Rahim Alla'ın Adıyla 1-) Ey insanlar! Sizi, bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden korkun. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’tan ve rahimlerin haklarına riayetsizlikten de korkun. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir. 2-) Yetimlere mallarını verin, temizi habis olanla değişmeyin, onların mallarını kendi mallarınıza katarak (kendi malınızmış gibi) yemeyin; çünkü bu, büyük bir vebaldir. 3-) Eğer yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız size helâl olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuzla yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır. 4-) Kadınlara sadakalarını gönül rızası ile verin; eğer gönül hoşluğu ile onun bir kısmını size bağışlarlarsa onu da afiyetle yeyin. 5-) Allah’ın geçiminize dayanak kıldığı mallarınızı aklı ermezlere (reşit olmayanlara) vermeyin; o mallarla onları rızıklandırın, onları giydirin ve onlarla konuşurken mâruf söz söyleyin. 6-) Nikah çağına gelinceye kadar yetimleri (gözetip) sınayın, eğer onlarda bir rüşd görürseniz hemen mallarını kendilerine sunun. Büyüyecekler diye o malları israf ile ve tez elden yemeyin. Zengin olan (veli) iffetli olsun, yoksul olan da (ihtiyaç ve emeğine göre) mâruf ile yesin. Mallarını kendilerine sunduğunuz zaman üzerlerinde şahit bulundurun. Hesap görücü olarak da Allah yeter. 7-) Ana-babanın ve akrabaların bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır; ana-babanın ve yakınların bıraktıklarından kadınlara da bir pay vardır. Gerek azından, gerek çoğundan farz olarak bir pay ayrılmıştır. 8-) (Mirastan payı olmayan) yakınlar, yetimler ve miskinler miras taksiminde hazır bulunurlarsa bundan, onları da rızıklandırın ve onlarla konuşurken mâruf söz söyleyin. 9-) Geriye eli ermez, gücü yetmez zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde (halleri ne olur) diye korkacak olanlar (kendileri de yetimlere haksızlık etmekten) korkup titresinler; Allah’tan korksunlar ve sözün sağlam olanını söylesinler. 10-) Zulmen yetimlerin mallarını yiyenler şüphesiz karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar; zaten onlar alevlenmiş ateşe yaslanacaklardır. 11-) Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) vasiyet eder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. Bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından konmuş farzlardır (paylardır). Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir. (Bir erkeğin mirastan payının iki kadın hissesi kılınmasındaki hikmet şudur: Erkek hem kendisine hem de hanımına ve çocuklarına harcama yapmak zorundadır. Onun için kendisine iki hisse verildi. Kadına gelince, o sadece kendisi için harcar. Evlendiğinde nafakasından kocası sorumludur. İşte bu itibarla, kadının mirastan payı (bazı durumlarda harcamalarına bakılırsa) esasen erkekten fazla olmaktadır.) 12-) Yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir. Çocukları varsa bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Çocuğunuz yoksa, sizin de, yapacağınız vasiyetten ve borçtan sonra, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (zevcelerinizindir). Çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Eğer bir erkek veya kadının, anababası ve çocukları bulunmadığı halde (kelâle şeklinde) malı mirasçılara kalırsa ve bir erkek yahut bir kızkardeşi varsa, her birine altıda bir düşer. Bundan fazla iseler üçte bire ortaktırlar. (Bu taksim) yapılacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara uğramaksızın (yapılacak)tır. Bunlar Allah’tan size vasiyettir. Allah Alim'dir, Halîm'dir.13-) İşte bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah’a ve Resülüne itaat ederse Allah onu, altından nehirler akan cennetlere koyacaktır; orada devamlı kalıcıdırlar ve işte azim kurtuluş budur. 14-) Kim Allah’a ve Resülüne isyan eder ve sınırlarını aşarsa Allah onu, devamlı kalacağı bir ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azap vardır. 15-) Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı aranızdan dört şahit getirin. Eğer şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm vefat ettirinceye yahut Allah onlara bir yol açıncaya kadar evlerde tutun. 16-) İçinizden onu yapan her iki tarafa eziyet edin; eğer tevbe eder ve ıslah olurlarsa artık onlara eziyet etmekten vazgeçin; çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve merhamet edendir. 17-) Allah’ın kabul edeceği tevbe, ancak cehaletle kötülük edip de sonra hemen yakından tevbe edenlerin tevbesidir; işte Allah bunların tevbesini kabul eder; Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. 18-) Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca "Ben şimdi tevbe ettim" diyenler ve kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için elim bir azap hazırlamışızdır. 19-) Ey iman edenler! Kadınlara zorla vâris olmanız size helâl değildir. Apaçık bir fuhuş yapmadıkça, onlara verdiğinizin bir kısmını ele geçirmeniz için de kadınları sıkıştırmayın. Onlarla mâruf ile geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız (biliniz ki) Allah’ın hakkınızda çok hayırlı kılacağı bir şeyden de hoşlanmamış olabilirsiniz. 20-) Eğer bir eşi bırakıp da yerine başka bir eş almak isterseniz, onlardan birine bir kantar mehir vermiş olsanız dahi ondan hiçbir şeyi geri almayın. Siz buhtan ederek ve apaçık günah işleyerek onu geri alır mısınız?21-) Vaktiyle siz birbirinizle haşir-neşir olduğunuz ve onlar sizden sağlam bir misak almış oldukları halde onu nasıl geri alırsınız! 22-) Geçmişte olanlar bir yana, babalarınızın nikahladığı kadınları nikahlamayın; çünkü bu çirkin bir hayasızlık ve iğrenç bir (ahlak) ve en kötü bir yoldur. 23-) Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, eşlerinizin anaları, kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı. Eğer onlarla (nikâhlanıp da) henüz birleşmemişseniz kızlarını almanızda size bir mahzur yoktur. Kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir arada almak da size haram kılındı; ancak geçen geçmiştir. Şüphesiz Allah Ğafur ve Rahim olandır.(Geçen geçmiştirin anlamı, bu şekilde devam eder anlamında değildir. Bilmeden böyle bir şey olmuşsa sorumluluk olmamakla birlikte, derhal ayrılmaları gerekiyor.) 24-) Ve yeminle sahip olduklarınız müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı. Allah’ın size yazgısı budur. Bunlardan başkasını, namuslu olmak ve zina etmemek üzere mallarınızla (mehirlerini vererek) istemeniz size helâl kılındı. Onlardan faydalanmanıza karşılık kararlaştırılmış olan mehirlerini verin. Mehir kesiminden sonra (bir miktar indirim için) karşılıklı anlaşmanızda size günah yoktur. Şüphesiz Allah Alim, Hakim olandır. 25-) İçinizden, mümine hür kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse, ellerinizin altında bulunan mümine genç kızlarınız (sayılan) cariyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilmektedir. Hep aynı köktensiniz (insanlık bakımından aranızda fark yoktur). Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost da tutmamaları şartı ve sorumlularının izni ile onları (cariyeleri) nikâhlayıp alın, mehirlerini de mâruf ile verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınların cezasının yarısı (uygulanır). Bu (cariye ile evlenme izni), içinizden günaha düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır. Allah Ğafur'dur, Rahim'dir.(Yukarıdaki âyette bulunan bir cümle Ehli Sünnet ve Şia'nın uydurdukları "recm" (zina edeni taşlayarak öldürme) cezasını tek başına çöpe atmaya yeterlidir. "...cariyeleriniz evlendikten sonra bir huhuş yaparlarsa onlara hür kadınların cezasının yarısı uygulanır..." (Nisa- 25)Şimdi can alıcı soru şu: "Hür kadınların cezası "recm" yani ölüm ise, cariyelere ölümün yarısı nasıl uygulanacak?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder