16 Kasım 2021 Salı

KUR'AN'I MÜBİN'İN MEÂLİ(54.YAZI) ÂLİ İMRAN SÜRESİ Medine'de inmiştir. İki yüz âyettir. Rahman Rahim Allah'ın Adıyla 1-) Elif. Lam. Mim. 2-) Allah, O'ndan başka ilâh yoktur. O hay'dır, kayyum'dur. 3,4-) (Ey Nebi!) O, (Allah) sana kitab'ı hak ile (bir amaca yönelik), önceki (kitapları) tasdik edici olarak indirmiş; daha önce de, insanlara hidayet olmak üzere Tevrat ve İncil'i indirmişti ve Furkan'ı da indirdi. Bilinmeli ki, Allah'ın âyetlerinin (üzerini örten) kafirler için şiddetli bir azap vardır. Allah, Aziz'dir. İntikam sahibidir. (Yani âyetleri gizleyen kafir ve zalimlerin yaptıklarını yanlarına bırakmaz, onları bir gün cezalandırarak intikam alır demektir. (İbrahim-42,43) 5-) Şüphesiz ki ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz. 6-) Rahimlerde sizi dilediği gibi şekillendiren O'dur. O'ndan başka ilah yoktur. O Aziz'dir, Hakim'dir. 7-) Sana kitab'ı indiren O'dur. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri mahkemdir ki, bunlar kitab'ın anasıdır. Geri kalanları da müteşabihtir. Kalblerinde eğrilik olanlar, fitne aramak için, onun müteşâbihlerine ve te'viline tâbi olurlar (takılır kalırlar). Halbuki onun te'vilini ancak Allah ve ilimde (iman'da) râsih olanlar bilir.(İlimde râsih olanlar:) Ona iman ettik; hepsi Rabbimiz indindendir, derler.Bunu ancak aklıselim sahipleri tezekkür eder. (Zıtlık prensibine göre yukarıdaki âyette bulunan "verrasihûne fil ilmi" "imanda sağlam duruş sergileyenler" anlamına gelmektedir. Çünkü "fi kulubihim zeyğun" "kalplerinde eğrilik" ifadesinin zıttı "imanda sağlam duruş sergilemek" demektir.)İlim kelimesi, bilgi anlamına geldiği gibi, vahiy, Kur'an, İslam, din, iman, âyetler anlamına da gelmektedir. (Aslında Kur'an'ın hepsi muhkemdir. Müteşabih, birbirine benzeyen demektir. Müteşabih âyetler Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğüne göre çözülünce yani hikmet ortaya çıkınca müteşabih olan âyetler de muhkem olacaklardır.) Te'vil kelimesine, yorum manasını vermek doğru değildir. Çünkü te'vil, yüce Allah bağlamında veya onun öğrettiği ilim ve açıklama anlamında kullanılmıştır. Allah yorum değil, kesin açıklama yapar.) 8-) (Onlar şöyle yakarırlar:) Rabbimiz! Bizi (vahiy'le) hidayete ilettikten sonra (şirk ve hurafelerle) kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Şüphesiz ki sen vehhab olansın.(Vahiy haricinde hidayet ve kalplerin eğrilmesi söz konusu değildir. Ancak vahiy'le ciddi anlamda muhatap olduktan sonra hidayet ve sapkınlık olur.) 9-) Rabbimiz! Gelmesinde şüphe edilmeyen bir günde, insanları mutlaka toplayacak olan sensin. Şüphesiz ki Allah vâdettiğinden hilaf etmez. 10-) Bilinmelidir ki inkar edenlerin ne malları ne de evlatları Allah'tan (gelecek azaba karşılık) kendilerine bir fayda sağlamayacaktır. İşte onlar ateşin yakıtıdırlar. 11-) (Onların yolu) Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin tuttuğu yola benzer. Onlar âyetlerimizi yalanladılar, Allah da kendilerini (şirk ve küfür) günahları yüzünden yakalayıverdi. Allah'ın cezası çok şiddetlidir. 12-) Kafirlere de ki: Yakında mağlup olacaksınız ve cehenneme sürüleceksiniz. Orası ne kötü kalınacak bir yerdir! (Kıraat farklılığı) (Bu âyet şu şekilde de okunmuştur. "kul lillezine keferü seyuğlebûne ve yuhşerûne ilé cehenneme ve bi'sel mşhéd" yani kafirlere de ki: "Yakında mağlup olacaklar ve cehenneme sürülecekler. Orası ne kadar kötü bir yerdir.) 13-) (Bedir'de) karşı karşıya gelen şu iki grubun halinde sizin için büyük bir ibret vardır. Biri Allah yolunda çarpışan bir birlik, diğer birlik ise, bunları gözle apaçık kendilerinin iki misli gören kafir bir grup. Allah dileyeni (hak edeni) yardımı ile destekler. Elbette bunda basiret sahipleri için büyük bir ibret vardır. (Kıraat farklılığı) (Yukarıdaki âyette geçen "yerevnehum" (onları gören) kelimesini, kıraat imamı Nafi "terevnehum" (onları gördüğünüz) olarak okumuştur. Bu kıraate göre, iman edenler, kafirleri kendilerinin iki misli gördükleri halde yüce Allah onlara yardım ediyor ve galip geliyorlar.Bizim mushaflara göre kendilerinin iki misli olarak gören kafirlerdir. Kur'an'da "fietün" "birlik" kelimesi, geçtiği her yerde savaş bağlamında geçmektedir.) 14-) Şehevi arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının metaıdır (geçimliğidir) Halbuki varılacak güzel yer, Allah'ın indindedir. 15-) De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takva sahipleri için Rableri indinde, içinden nehirler akan, devamlı kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah'ın rızası vardır. Allah kullarını görüyor. 16-) (Bu nimetler) "Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki biz iman ettik; bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru!" diyen; 17-) Sabreden, sadık olan, huzurda boyun büken, infak eden ve seher vaktinde istiğfar dileyenler (içindir).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder