20 Kasım 2021 Cumartesi

KUR'AN'I MÜBİN'İN MEÂLİ(58.YAZI)51-) Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyle ise O’na ibadet edin. İşte sırat'ı müstakim budur.52-) İsa, onlardaki küfrü hissedince: Allah'a (vahiy'le) giden yolda benim yardımcılarım kimlerdir? dedi. Havârîler: Biz, Allah (yolunun) yardımcılarıyız; Allah’a iman ettik, şahit ol ki bizler müslümanlarız, cevabını verdiler.53-) (Havârîler:) Rabbimiz! İndirdiğine iman ettik ve Resül'e tâbi olduk. Şimdi bizi (vahdaniyyetini tasdik eden) şahitlerden yaz, dediler.(Âyette bulunan "İndirdiğine iman ettik ve Resül'e tabi olduk" cümlesi çok önemlidir. Çünkü dinde sadece Allah tarafından indirilen ve Resül'ün dilinde hayat bulan vahye iman edilir. Zaten ikisi de aynı şeydir. Sadece Kur'an'a iman eden bir kişi, insanlık tarihinde gelen bütün Resüllere tâbi olmuş olacaktır.) 54-) (Yahudi din adamları) tuzak kurdular; Allah da onların tuzaklarını bozdu. Allah, tuzakları bozanların hayırlısıdır.55-)Allah buyurmuştu ki: Ey İsa! Seni vefat ettireceğim ve seni nezdime yükselteceğim, seni (vahiy'le) kafirlerden temizleyeceğim ve (bir Resül olarak) sana tâbi olanları kıyamet gününe kadar kâfirlerden üstün kılacağım. Sonra dönüşünüz bana olacak. İşte o zaman ihtilâfa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim.56-) Kafirlere gelince, onları dünyada ve ahirette şiddetli bir azaba çarptıracağım; onların yardımcıları da olmayacak.57-) İman edip sâlih amellerde bulunanlara gelince, Allah onların ücretlerini eksiksiz verecektir. Allah zalimleri sevmez.58-)(Ey Resül!) Bu söylenenleri biz sana âyetlerden ve hikmetli zikirden tilâvet ediyoruz.59-) Allah indinde İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir. Allah onu topraktan yarattı. Sonra ona «Ol!» dedi o da oluş sürecine girdi. 60-)(Ey Nebi!) Hak, Rabbinden gelendir. Öyle ise sakın şüphe edicilerden olma.(Âyetin arka planda kalan meâli: Din ve hüküm olarak Rabbinden gelmeyen hak olamaz.) 61-) Sana gelen bu ilimden( İslam-iman-vahiy) sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi çocuklarınızı biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz de kendi kadınlarımızı, nefislerimizi ve nefislerinizi dâvet edelim, sonra da Allah’ın lânetini yalancıların üzerinde olmasını dileyelim.62-) Şüphesiz bu (İsa hakkında anlatılanlar), hak olan kıssalardır. Allah’tan başka ilâh yoktur. Muhakkak ki Allah, evet O, Aziz, Hakim olandır. 63-) Eğer yüz çevirirlerse, şüphesiz Allah, ifsad edicileri hakkıyla bilendir.64-)(Ey Resül!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda ortak olan bir kelimeye geliniz: Allah’tan başkasına ibadet etmeyelim; O’na hiçbir şeyi şirk koşmayalım ve Allah’ı bırakıp da (yanında-yöresinde-altında) kimimiz kimimizi Rabler edinmesin. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz. (Şia hiç bir zaman Ehli Sünnet'in rivayet ve ictihadlarını yani mezheplerini kabul etmez. Ehli Sünnet de hiçbir zaman Şia'nın rivayet ve ictihadlarını kabul etmeyecektir. O halde tek bir kurtuluş ve barış yolu kalıyor. Sırat'ı müstakim, hidayet, hikmet ve rahmet olan Allah'ın kitabı Kur'an. Yani ortak değer olan Allah'ın mesajından başka hiçbir kitap Şii ve Sünni din adamlarını bir araya getiremez, aralarında barış ortamını kuramaz.) 65-) Ey ehl-i kitap! İbrahim hakkında niçin çekişirsiniz? Halbuki Tevrat ve İncil ondan sonra indirilmiştir. Siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız?66-) İşte siz böyle kimselersiniz! Peki hakkında ilim sahibi olduğunuz bir konuda tartıştınız; fakat ilim sahibi olmadığınız konuda niçin tartışıyorsunuz! Oysa ki Allah, her şeyi bilir, siz ise bilmezsiniz.67-) İbrahim, ne Yahudi, ne de Hristiyan idi; lâkin o, Allah’ı bir tanıyan hanif (her türlü şirkten uzak sadece Allah'a ) teslim olanlardan idi; hiçbir zaman müşriklerden olmadı. (Âyetin güncel durumu: Muhammed, ne Sünni, ne de Şii idi; lâkin o, Allah'ı bir tanıyan hanif (her türlü şirkten uzak sadece Allah'a) teslim olanlardan idi; hiçbir zaman müşriklerden olmadı. Eğer âyeti bu şekilde anlamayacak olursak, Kur'an'da yer almasının bir önemi yoktur.Veya Şiilik ve Sünnilik diye iki din gelmeyecek olsalardı, bu âyetin Kur'an'da yer almasının bir manası olmayacaktı.Yani "kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" meselesi.) 68-) İnsanların İbrahim’e en yakın olanı, ona tâbi olanlar, şu Nebi (Muhammed) ve iman edenlerdir. Allah müminlerin velisidir.(Yukarıdaki âyette Resül değil de "Nebi" kavramının kullanılması, hitap kitlesinin tarihsel ve bölgesel olmasındandır. Yani Medine'de bulunan Yahudiler'dir. Kur'an, bölgesel ve tarihsel yani yerel insanlara seslendiği zaman Nebi, evrensel mesaj ile ilgili hitabında Resül kavramını kullanır.) 69-) Ehl-i kitaptan bir kısmı istediler ki, ne yapıp edip sizi saptırabilsinler. Oysa onlar sadece kendilerini saptırırlar da farkına bile varmazlar.70-) Ey ehl-i kitap! (hakka) şâhid olduğunuz halde niçin Allah’ın âyetlerinin (üzerini örterek) kafir oluyorsunuz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder