15 Kasım 2021 Pazartesi

KUR'AN'I MÜBİN'İN MEÂLİ(53.YAZI) 275-) Riba yiyenler (ekonomik sistemde) şeytan çarpmış kimselerin kalktığı gibi kalkarlar. Bu durum onların alım satım tıpkı riba gibidir demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım satımı helal ribayı haram kılmıştır. Bundan sonra kim kendisine Rabbinden bir öğüt gelir de ribadan vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah'a kalmıştır. Kim tekrar ribaya avdet ederse, işte onlar ateş ashabıdır, orada onlar devamlı kalırkar. 276-) Allah ribayı mahveder, sadakaları ise taşırır. Allah (nimete) nankörlük ederek günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez. 277-) İman edip salihâtı işleyenler, salât'ı ikâme eden ve (her türlü kötülükten) arınananlar var ya, onların mükafatları Rableri katındadır onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. 278-) Ey iman edenler. Allah'tan korkun (sorumluluk bilincine sahip olun) Eğer gerçekten iman ediyorsanız ribadan bâki kalandan vazgeçin. 279-) Şayet (riba hakkında emredilenleri) yapmazsanız, Allah ve Resulü tarafından açılan savaşı bekleyin. Eğer tevbe ederseniz ana malınız sizindir. Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız. 280-) Eğer (borçlu) bir zorluk içindeyse, durumu kolaylaşıncaya kadar ona mühlet vermek gerekir. Eğer (borcu) sadaka olarak sayarsanız sizin için daha hayırlıdır, gerçekten bilmiş olsanız. 281-) Allah'a döndürüleceğiniz, sonra da her nefse hakettiğinin eksiksiz verileceği ve kimsenin zulme uğramayacağı bir güne karşı ittika edin( sorumluluk bilincine sahip olun.) 282-) Ey iman edenler. Belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığınızda onu yazın. Bir kâtib onu aranızda adaletle yazsın. Hiçbir katip Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın; (her şeyi olduğu gibi) yazsın. Üzerinde hak olan kimse (borçlu) da yazdırsın, Rabbinden korksun ve borcunu asla eksik yazdırmasın. Şayet borçlu sefih veya aklı zayıf veya kendisi söyleyip yazdıracak güçte değilse, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki de şahit bulundurun. Eğer iki erkek bulunamazsa razı olacağınız şahitlerden bir erkek ile - biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatması için- iki kadın (olsun). Çağırıldıklarında şahitler gelmemezlik etmesin. Büyük veya küçük, vâdesine kadar hiçbir şeyi yazmaktan sakın kaçınmayın. Böyle yapmanız Allah indinde daha adaletli, şehadet için daha uygun, şüpheye düşmemeniz için daha olumludur. Ancak aranızda peşin bir ticaret olursa, bu farklıdır. Bu durumda onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alışveriş yaptığınızda şahit tutun. Ne yazan, ne de şâhit zarara uğratılsın. Eğer bunu yaparsanız (zarar verirseniz) şüphe yok ki bu, sizin fasık olmanız demektir. Allah'tan korkun (sorumluluk bilincine sahip olun) Allah size (gerekli olanı) öğretiyor. Allah her şeyi bilendir. 283-) Seferde olur da, yazacak kimse bulamazsanız (borca karşılık) alınmış bir rehin de yeterlidir. Birbirinize bir emanet bırakırsanız, emanet bırakılan kimse emaneti sahibine versin ve (bu hususta) Rabbi olan Allah'tan korksun. Şahitliği, gizlemeyin. Kim onu gizlerse, kalbi günahkar olmuştur. Allah yapmakta olduklarınızı bilir. 284-) Göklerde ve yerde bulunanların hepsi Allah'ındır. (Şahitlikle ilgili) içinizdekileri açığa vursanız da gizleseniz de Allah ondan dolayı sizi hesaba çekecektir, sonra dileyeni affeder, dileyeni de azap eder. Allah herşeyin üzerinde bir kudrete sahiptir.(Bu âyette bulunan ""...içinizdekileri açığa vursanız da, gizleseniz de Allah ondan dolayı sizi hesaba çekecektir..." cümlesi, 283. âyette bulunan şehadeti gizlemek ile ilgilidir.Genel bir durumu ifade ediyor değildir.Çünkü insanın içine doğan duygulardan sorumlu olmaz.) Yüzlerce âyette yüce Allah, insanları yaptıklarından yani fiillerinden dolayı hesaba çekeceğini açıklıyor.) 285-) Resul, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, mü'minler de (iman ettiler). Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarına, Resüllerine iman ettiler. "Allah'ın Resüllerinden hiçbiri arasında ayrım yapmayız. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz! Bizi bağışla. Dönüş sanadır." dediler. 286-) Allah her nefsi, ancak gücünün yettiği ölçüde sorumlu tutar. Her nefsin kazandığı (hayır) kendine, kazandığı (şer) de kendinedir. Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Rabbimiz! Bize takatımızın üstünde işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize merhamet et! Sen bizim mevlamızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et. (Yukardaki âyette bir çelişki yoktur. Yüce Allah, din ve hüküm olarak insanların altından kalkamayacağı bir sorumluluk yüklememiştir. Dinde zorluk yoktur, din kolaylıktır. Yani bu ayetteki yük manevi bir yük iken, "Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Bize takatımızın üstünde işler de yükleme..." cümleleri de maddi yük ve zorluk anlamına gelmektedir.) (Bakara süresinin sonu)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder