ÂYETLERİN ARKA PLANLARI
(7.YAZI)
MESELA
"Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır.
De ki: Hidayet, ancak Allah'ın hidayetidir.
Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır"
( Bakara- 120)
Arka plan:
Müşrikler hiçbir zaman Allah tarafından indirilen vahyin hidayetini tek kaynak kabul eden muvahhid Müslümanlardan razı olmayacaklardır.
Dolayısıyla durum bundan ibaret olsa da vahiy'den uzaklaşıp uydurma dinin rivayetlerine gitmek büyük bir zulümdür.
Böyle yapanları yüce Allah yönsüz ve yardımsız olarak ortada bırakır.
MESELA
"Andolsun biz Kur'an'ı öğüt almak isteyenler (veya düşünce sahibi olanlar) için kolaylaştırdık. Ondan öğüt alan yok mu?"
(Kamer- 17, 22, 32, 40)
"Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve karşı gelenleri şiddetle uyarasın diye senin dilinle indirip okutarak kolaylaştırdık"
(Meryem- 98)
"Biz onu (Kur'an'ı) öğüt alsınlar diye senin dilinde indirerek kolay anlaşılmasını sağladık"
(Duhan- 58)
Arka plan:
Bu âyetler gibi onlarca âyetten sonra yani Kur'an'ın açık, anlaşılır, detaylandırılmış kolay bir kitap olduğunu ısrarla vurgulandıktan sonra onun kapalı, zor, anlaşılmaz diyen Şia ve Ehli Sünnet'in alimleri büyük bir iftira ile Kur'an'a ihanet etmektedirler.
MESELA
"(Hakikaten üzerini örten) kafirler, bu Kur'an'ı sakın dinlemeyin, okunurken gürültü yapın. Umulur ki sesini bastırırsınız, dediler"
(Fussilet- 26)
Arka plan:
Şia ve Ehli Sünnet'in bütün rivayet ve içtihatları, fıkıh ve mezhepleri Kur'an'ı susturmak için bir provokasyon bir operasyon ve bir organizasyondur.
Dolayısıyla Şia ve Ehl-i Sünnet'in rivayet bataklığına düşenler hiçbir zaman Kur'an'ın selâmet sahiline ulaşamazlar.
MESELA
"İnsanları Allah'a çağıran ameli salih işleyen ve "Ben müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kim vardır"
( Fussilet- 33)
"...O (Allah) gerek daha önce gelmiş kitaplarda gerekse bunda (Kur'an'da) Müslümanlar adını verdi"
( Hac-78)
Arka plan:
Kendilerini İslamdan başka bir isim ile niteleyenler yani Allah kendilerine vahiy indirdikten ve Müslüman adını verdikten sonra kendilerine Yahudi, Hristiyan, Şii ve Sünni adını verenler Allah'a karşı haddi aşmış ve vahiy'den uzaklaşmışlardır.
MESELA
"De ki: Kesin delil ancak Allah'ındır..."
Arka plan:
Din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka delil arayanlar yalan söylüyorlar.
MESELA
"Dinlerini parça parça edip gruplara ayrılınlar var ya, (Ey Resul! ) senin onlarla hiç bir ilişkin yoktur"
( Enam- 159)
"Ey Resul! Sen yüzünü hanif (saf Müslüman) olarak dine, Allah'ın insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir.
Allah'ın yaratışında (Tevhid- İslam) değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler. Hepiniz O'na (Kur'an'a) yönelerek Allah'a karşı gelmekten sakının, salat-ı ikame edin, müşriklerden olmayın.
Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan olmayın. Bunlardan her fırka kendilerinde olan inanç ile sevinip kibirlenmektedir.
( Rum-30, 31 32, 32)
Arka plan:
Hristiyanlık, Yahudilik, Şiilik ve Sünnilik ve bütün yan kolları ihtilaf, bölücülük ve şirkten başka bir şey değildir.
Yukarıdaki âyetlerde arka plan âyetlerin içinde yer almıştır.
Dolayısıyla Rum süresi 30 31 ve 32. ayetleri batıl dinleri ve mezhepleri deşifre etmede gerçekten çok önemli âyetlerdir.
MESELA
"Bunlar (evliya- ilâhlar- şeyhler- gavslar) sizin ve atalarınızın taktığı birtakım uydurma isimlerden başka bir şey değildir. Allah onlar hakkında (doğru yolda olduklarına dair) hiçbir delil indirmemiştir. Onlar ancak zanna ve nefislerinin heva ve hevesine uyuyorlar. Halbuki kendilerine Rableri tarafından yol gösterici ve hidayet edici Kur'an gelmiştir"
( Necm- 23)
"Andolsun biz size hakkı getirdik, fakat çoğunuz haktan hoşlanmıyorsunuz"
(Zuhruf-78)
"Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tâbi olmaz, yalandan başkabir söz söylemezler"
(En'am-116)
"Bu âyetlerin arka planı:
Din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka kaynak edinenlerin hiçbir zaman hidayete tabi olmadıklarını, inanç ve fikir olarak çoğunluğa uymanın sapıklık olduğunu, hidayete ulaştıracak tek kaynağın Kur'an olduğunu, vahiy'den başka bütün sözlerin sadece bir algı olduğunu açık olarak göstermektedir.
Özellikle Necm süresi 23. âyetinde bulunan "... Onlar ancak zanna ve nefislerinin arzusuna uyuyorlar. Halbuki kendilerine Rableri tarafından hidayet gelmişti"
cümlesi çok önemlidir.
Dolayısıyla hidayet sadece Allah katından indirilen vahiy'le mümkün oluyor.
Din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka hiçbir kaynak ve hidayet edici yoktur.
(Son)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder