SÜNNETULLÂH
(2.YAZI)
Allah Resulü'nün davet çalışmalarını tanzim etme, devleti kurma ve medeni /tevhid akidesine bağlı örnek bireylerin teşkili gibi konularda liderlik yaptığı ilk islam hareketi sünnetullaha yani Allah'ın yasalarına tâbi bulunuyordu.
Medeniyetleri oluşturmada liderlik makamının önemi büyüktür.
Batıla mukavemet etmede vahyi tek kaynak kabul eden muvahhid cemaatin önemi daha büyüktür.
Mümin cemaatin adalet, merhamet, inanç, ahlak, ihlas yani dini yalnız Allah'a özel kılarak kulluk etme, değer ve düşüncelerini vahiy'den alacağı metot ve programın önemi de hiç şüphesiz çok önemlidir.
Fakat şu ele aldığımız şeylerde apaçık olan Allah'ın sünnetlerinden biri kendinden emin ve açık bir dâvet ile tedrici olarak, basamak basamak hedefe ulaşma sünnetidir.
O Allah'ın kâinattaki değişmeyen sünnetlerinden biridir.
Dolayısıyla, kalkınma ve Yüce Allah'ın hanif İslam dinini yeryüzüne yerleştirmek için çalışan bir cemaate tedricilik sünnetine uymak gerekli bir görevdir.
Bu sünnetin başlangıç noktası şudur.
Yol uzundur ve büyük bir kavram kargaşası mevcuttur.
Özellikle mezhebi cahiliyenin her şeye hakim olduğu, rivayet ve içtihatlarıyla akıl ve fikirleri esir ettiği ve yok olmaya karşı şer ve fesadının kökleşmesini sağladığı bir zamanda bu batıl ve cahiliye dini kökünden kazımak, tedricilik sünnetine muhtaçtır.
İlk İslam davası tedricen başladı.
Zira ilk önce inanç ve güzel ahlak merhalesine, mukavemet ve karşı karşıya gelme merhalesine, daha sonra da zafer ve davayı yerleştirme merhalesine sıra geldi.
Bütün aşamaları bir anda aşmanın imkanı yoktur.
Yoksa ümitsizlik ve yorgunluk söz konusu olurdu.
Tedricilik sünnetine itibar etmek son derece önemlidir.
Çünkü İslam davası tarlasında çalışan bazı kimseler, davayı yerleştirmenin gerçekleşmesi bir gecede olacağını sanmaktadır.
Ve sonuca bakmadan, ortamı ve mevcut durumun etrafını çevreleyen bağlantı ve şartları anlamadan ve mukaddime veya üslup ve araçlarla ilgili güzel bir hazırlık yapmadan İslam aleminin yaşadığı mevcut durumu bir bakışta değiştirmek istemektedir.
Halbuki yüce Allah Kur'an'ın bir çok âyetinde bakışlarımızı bu sünnete/ kanuna doğru çevirmektedir.
Rahmân ve rahim olan Allah gökyüzünü ve yeri altı günde yarattı. Oysa yüce Allah her şeyi bir anda yaratma gücüne sahipti.
Aynı şekilde insanları, hayvanları ve bitkilerin yaratılış aşamaları da sünnetullaha boyun eğmiştir.
"Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yerküreye: İsteyerek veya istemeyerek, gelin! dedi. İkisi de "İsteyerek geldik" dediler.
Böylece onları, iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe görevini vahyetti. Ve biz, yakın sema'yı kandillerle donattık, bozulmaktan da koruduk. İşte bu, Aziz, Alim Allah'ın takdiridir"
(Fussilet-11,12)
Bütün bunlar, hikmetlerle dolu olan sünnetullaha uygun bir şekilde kemal ve olgunluk seviyesine ulaşana kadar tedricen birçok aşamadan geçmektedir.
Tedricilik sünneti gözle görülür ve açık bir şekilde İslami hükümde sabittir.
Bu da merhamet sahibi olan Allah'ın beşere sağladığı kolaylıklardan biridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder