22 Mart 2019 Cuma

SÜNNETULLÂH
(2.YAZI)
 Allah Resulü'nün davet çalışmalarını tanzim etme, devleti kurma ve medeni /tevhid akidesine  bağlı örnek bireylerin teşkili gibi konularda liderlik yaptığı ilk islam hareketi sünnetullaha  yani Allah'ın yasalarına tâbi bulunuyordu.
Medeniyetleri oluşturmada liderlik makamının  önemi büyüktür.
Batıla mukavemet etmede vahyi tek kaynak kabul eden muvahhid cemaatin önemi daha büyüktür.
Mümin cemaatin adalet, merhamet,  inanç, ahlak, ihlas yani dini yalnız Allah'a özel kılarak kulluk etme,  değer ve düşüncelerini vahiy'den alacağı metot ve programın önemi de hiç şüphesiz çok önemlidir. 
Fakat şu ele aldığımız şeylerde apaçık olan Allah'ın sünnetlerinden biri kendinden emin ve  açık bir dâvet ile tedrici olarak, basamak basamak hedefe ulaşma sünnetidir.
 O Allah'ın kâinattaki değişmeyen  sünnetlerinden biridir.
Dolayısıyla, kalkınma ve  Yüce Allah'ın hanif İslam dinini yeryüzüne yerleştirmek için çalışan bir cemaate  tedricilik sünnetine uymak gerekli bir görevdir.
Bu sünnetin başlangıç noktası şudur.
Yol uzundur ve büyük bir kavram kargaşası mevcuttur.
Özellikle mezhebi cahiliyenin her şeye hakim olduğu,  rivayet ve içtihatlarıyla akıl ve fikirleri esir ettiği ve yok olmaya karşı şer ve fesadının kökleşmesini sağladığı bir zamanda bu batıl ve cahiliye dini  kökünden kazımak, tedricilik sünnetine muhtaçtır.
İlk İslam davası tedricen başladı.
Zira ilk önce inanç ve güzel ahlak merhalesine, mukavemet ve karşı karşıya gelme merhalesine, daha sonra da zafer ve davayı  yerleştirme merhalesine sıra geldi.
Bütün aşamaları bir anda aşmanın imkanı yoktur.
Yoksa ümitsizlik ve yorgunluk söz konusu olurdu.
 Tedricilik sünnetine  itibar etmek son derece önemlidir.
Çünkü İslam davası tarlasında çalışan bazı kimseler, davayı yerleştirmenin gerçekleşmesi bir gecede olacağını sanmaktadır.
Ve sonuca bakmadan, ortamı ve mevcut durumun etrafını çevreleyen bağlantı ve şartları anlamadan ve mukaddime veya üslup ve  araçlarla ilgili güzel bir hazırlık yapmadan İslam aleminin yaşadığı mevcut durumu bir bakışta değiştirmek istemektedir.
Halbuki yüce Allah Kur'an'ın bir çok âyetinde  bakışlarımızı bu  sünnete/ kanuna doğru çevirmektedir.
Rahmân ve rahim olan Allah  gökyüzünü ve yeri altı günde yarattı. Oysa yüce Allah her şeyi bir anda yaratma gücüne sahipti.
Aynı şekilde insanları,  hayvanları  ve bitkilerin  yaratılış aşamaları da sünnetullaha boyun eğmiştir.
"Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yerküreye: İsteyerek veya istemeyerek, gelin! dedi. İkisi de "İsteyerek geldik" dediler.
 Böylece onları,  iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe  görevini vahyetti. Ve biz, yakın sema'yı kandillerle donattık, bozulmaktan da koruduk.  İşte bu, Aziz, Alim Allah'ın takdiridir"
(Fussilet-11,12)
 Bütün bunlar, hikmetlerle  dolu olan sünnetullaha uygun bir şekilde kemal ve olgunluk seviyesine ulaşana kadar tedricen birçok aşamadan geçmektedir.
Tedricilik sünneti gözle görülür ve  açık bir şekilde  İslami hükümde sabittir.
 Bu da merhamet sahibi olan Allah'ın beşere sağladığı kolaylıklardan biridir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder