KUR'AN'I ANLAMA METODU
(3.YAZI)
Dolayısıyla Nebiler ile Kur'an ehli muvahhidler Allah'ın indirdiği metodu uygulayarak aynı sonuca ulaşır ve insanları kendilerine değil, sonsuz ilme sahip olan Allah'a kul olmaya dâvet ederler.
Yine söz konusu âyette (Âli İmran-79) bulunan "kitab-ı öğretmekten" maksadın,
Şia ve Ehl-i Sünnet âlimlerinin anladığı gibi sadece sevap kazanmak, her harfini okumaya şu kadar mükafat almak için onun metnini okumak ve ezberlemek olsaydı, "kitab-ı tâlim"
"tuallimunel kitâbe " ve onu ders yapma" "ve bime küntüm tedrusun"
başka bir kıraate göre "kitab-ı bilme" "te'lemunel kitâbe" ve onu ders yapma ile "Rabbeniyyin" "Rab'dan yana" olma gibi bir sonuca ulaşmak, hatta herhangi bir sonuca ulaşmak mümkün olmazdı.
Çünkü âyette kitab-ın öğretilmesi ve sindirilmesi şeklinde anlama yansıyan ifadeler Türkçe'de kullanılan "tâlim" ve "ders" ifâdeleriyle ortaya konmaktadır.
Tâlim kelimesi, "öğretmek" yani bir kitaptaki "ilmi" karşı tarafa bütün yönleriyle birlikte açık olarak aktarma anlamına gelmektedir.
Bunun kitab-ın, iyice sindirilmeden, gelişi güzel, üzerinde çalışmadan, onun üzerinde tefekkür etmeden okunmak ve anlamadan ezberlenmek için bir başkasına verilmesinden çok farklı bir anlama gelmesi gerekiyor.
Yani okutmaktan değil, öğretmekten bahsedildiğine göre özel bir okumanın, diğer bir deyişle metodun öğretilmesinden bahsedilmektedir.
Söz konusu âyette (Âli İmran-79) geçen "tedrusun" kelimesi, "de-ra-se" fiilinin geniş zaman, ikinci çoğul formudur ve bir şeyin sürekli tekrar edilmesi ve kullanımından dolayı yıpranması anlamına geliyor.
Fiil, bir kaynağı ders yapma anlamında kullanıldığında, ders yapa yapa ondaki ilmin iyice keşfedilmesi ve zihne yerleşmesi, benimsenmesi, sindirilmesi, kapalı bir yerinin kalmaması anlamına gelmektedir.
Dolayısıyla buna benzer âyetlerde kastedilen okumanın, kitab-ın hikmetni bilen, onu içine sindirerek kendini geliştiren muvahhidlerden söz etmektedir.
Bu, vahiy ehli muvahhidlerin yaptıkları gelişi güzel, anlamadan ve üzerinde düşünmeden bir okuma değil, belli bir metoda göre okuma olmak durumundadır.
Kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan yüce Rabbimizin gönderdiği kitab-ı okuyarak, ondan hidayet üzerine hükümler çıkaracak önyargısız müminlerdir.
O halde âlemlerin Rabbi olan Allah bu metodun tüm detaylarını kitabında bizlere göstermiştir.
"Ey Resul! Allah'ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasına hükmedesin diye sana kitab-ı hak (metod) ile indirdik; (vahiy kabul etmez) hainlerden yana olma"
( Nisa- 105)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder