KUR'AN'DA ALLAH ELÇİLERİNİN ÖNEMİ
(2. YAZI)
"Nitekim kendi içinizden size AYETLERİMİZİ OKUYAN, sizi kötülüklerden arındıran, size kitap ve hikmeti talim edip bilmediklerinizi size öğreten bir RESUL gönderdik"
( Bakara, 151)
Resul (Elçi) ile kitabın arasında bir fark yoktur.
Elçi konuşan Kur'andır.
Elçi olmazsa din, Kur'an, iman, vahiy diye bir şey olmaz.
Resul ( Elçi) değerini Kur'andan alır
Vahiy elçinin dilinde hayat bulur.
Dolayısıyla Elçilik makam ve mertebesinin önemini ortaya koymak için Kur'an'da geçen bütün
Resul ve Nebi ibarelerini ele alacağız.
Resul ve Nebi ibarelerini ele alacağız ki, Resul ( elçi) ile Nebi'nin arasında bulunan fark ortaya çıksın ve din konusunda
ümmeti bağlayan sözün sadece Resulü'n dilinde hayat bulan vahiy olduğunu kesin olarak görelim.
Nebi'nin makam ve mertebesi, değer ve kıymeti, şeref ve onuru, namus ve şahsiyeti Kur'an tarafından koruma altına alındığı halde sözlerinin bir bağlayıcılığının olmayacağı belli olsun.
Rahman ve Rahim olan Allah Kur'an'ı Mübin'de şöyle buyuruyor.
"Musa'dan sonra,
Beni İsrail'den ileri gelen kimseleri görmedin mi? Kendilerine gönderilmiş bir Nebi'ye :
"Bize bir hükümdar gönder ki onun komutasında Allah yolunda savaşalım" demişlerdi,,,,"
(Bakara, 246)
İsrail oğullarına Resul ( Elçi) makam ve mertebesine ulaşmadan Tevrat ile hüküm veren çok NEBİ gönderilmiştir.
İşte yukarıdaki ayette söz konusu edilen şahsiyet bu Nebi'lerden bir tanesidir.
Çünkü Bakara suresi 247 ve 248 ayetleri de onun NEBİ kimliğine dikkat çekmişlerdir. Rahman ve Rahim olan Allah Kur'an'ı Mübin'de şöyle buyuruyor.
"O Elçilerin bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş, bazılarını da derece derece yükseltmiştir,,,"
(Bakara, 253)
Yukarıdaki ayette geçen "üstün kılma" aslında "farklı kılma" anlamında kullanılmıştır.
Çünkü Allah'ın Elçileri arasında ayırım yapmak doğru değildir.
Elçilerin hangisinin üstün olduğunu sadece Allah bilir.
"Resul ( Elçi), Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de iman ettiler,,,,,"
(Bakara, 285)
Resul ( Elçi) kendisine gelen vahye ilk once o iman etmeli ki, gönül rahatlığıyla başkasına tebliğ etsin.
Kendisinin iman etmediği bir şeye başkalarını davet edemez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder