25 Haziran 2017 Pazar

KUR'AN'DA ALLAH ELÇİLERİNİN ÖNEMİ
(19. YAZI)
"Ey iman edenler! Allah'a ve Resulüne itaat edin, işittiğiniz halde O'ndan yüz çevirmeyin"
(Enfal, 20)
Yukarıdaki âyette geçen "Allah'a ve Resulüne itaat edin" den sonra gelen
 "O'ndan yüz çevirmeyin" cümlesi çok önemlidir.
Eğer Allah ve  Resulü ayrı şeyleri temsil etmiş olsalardı
"Onlardan yüz çevirmeyin" veye "İkisinden yüz çevirmeyin" olarak gelmesi gerekirdi.
Fakat Resul
(Elçi) Allah'ı temsil makamında olduğu için ona itaat ALLAH'A itaat olarak kabul edilmiştir.
Yani "Resulden yüz çevirmek", vahiy'den yüz çevirmek, dolayısıyla Allah'tan yüz çevirmek anlamına gelmektedir.
Resüller ( Elçiler) tamamen ALLAH'I  temsil makam ve mertebesine sahiptirler.
Bu ayette de aynı hakikat hakimdir.
"Ey iman edenler!
"Hayat verecek şeylere sizi çağırdı zaman, Allah ve Resulü'ne uyun. Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız"
(Enfal, 24)
Ayette "Hayat verecek şeylere sizi çağırdı zaman, Allah'a ve Resulüne uyun"
buyrulmuştur.
Eğer Allah ve Resulü ayrı şeyleri temsil etmiş olsalardı
"sizi çağırdığı zaman" değil, sizi çağırdıkları zaman" olması gerekirdi.
Fakat Resul (Elçi) Allah'ı temsil makamında olduğu için
 "çağırdığı zaman" buyrulmuştur.
"Ey iman edenler! Allah'a ve Resulüne ihanet etmeyin, bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz"
(Enfal, 27 )
Yukarıdaki ayette de Allah Resulü'ne karşı ihanet,
Allah'a ihanet olarak kabul edilmiştir.
"Eğer Allah'a ve hak ile bâtılın ayrıldığı gün, iki ordunun birbiri ile karşılaştığı gün (bedir savaşında)
 kulumuza indirdiğimize inanmışsanız, bilin ki, ganimet olarak aldığınız her hangi bir şeyin beşte biri Allah'a ve Resulüne, akrabalara, yetimlere, yoksullara ve yolcuya aittir. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir"
(Enfal, 41)
Aslında Allah'ın hiç bir şeye ihtiyacı yoktur.
Fakat "Resul" Allah'ı temsil makamında olduğu için ve ganimetleri Allah'ın emri istikametinde fakirlere dağıtacağı için
 "ganimet olarak aldığınız her hangi bir şeyin beşte biri  Allah'a, Resulüne" buyrulmuştur.
"Allah'a ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin,,,,"(Enfal, 46)
"İtaat" kavramı Kur'an'da sadece Allah  ve Resulü" ile için  kullanılmıştır.
 Yani Kur'an'ın hiçbir ayetinde "Nebi'ye itaat edin" diye bir şey geçmez.
"Ey NEBİ! Müminleri savaşa teşvik et,,,,,"
(Enfal, 65)
Peki yukarıdaki ayette neden "Resul" değil de "Nebi" kavramı kullanılmıştır.
Çünkü "Nebi" Vahiy haricinde savaş ile alakalı  kendisine ait fikir  ve görüşler ileri süreceğinden
dolayı "Resul" kavramı yerine "Nebi" kavramı getirilmiştir.
Komutan olan Nebi özel yetenek ve hitabetiyle ordusunu savaşa hazırlayıp onlara kendi hareket ve  cesaretiyle
 heyecan vermesi gerekiyor.
Savaş sahnelerinde komutan olan kişinin sözün gücünü kullanması çok önemlidir.
MESELA "cesur yürek" ve "yüzüklerin efendisi" filmlerinde bu gerçek güzel işlenmiştir.
"Yeryüzünde ağır basıncına kadar, hiç bir Nebi'ye esirleri bulunması yaraşmaz.
 Siz geçici dünya malını istiyorsunuz, halbuki Allah sizin için ahireti istiyor,,,,"
(Enfal, 67)
Yukarıdaki ayette Nebi  esirlerle ilgili  vahiy'den bağımsız olarak kendi içtihadıyla  hareket edip hata ettiğinden dolayı Resul ( Elçi) değil, "Nebi" kavramı kullanılmıştır.
Çünkü bilmeyerek Nebi hata eder, fakat Resul hata etmez.
Resul makam ve mertebesi vahyi tebliğ etmekle alakalı bir görevdir, Nebi kavramı ise özel ve sivil bir kimliğe sahiptir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder