12 Haziran 2017 Pazartesi

BU "POSTACI" SÖZÜ NEREDEN ÇIKTI
(6. YAZI)
İşin bilimsel yönüna gelince, Kur'an'da "elçi"  karşılığı olarak  kullanılan "resül" sözcüğünün Arap dilinde karşılığı  "sözü veya işi yüklenen kişiyi" ifade eder.
 (Rağıb el İsfehani, resül madd)
  Bir fıkıh  terimi olarak Resul'ün anlamı ehl-i sünnet mezhep anlayışın bir tür anayasası sayılan Mecelle'de şöyle verilmektedir:
" Risalet, bir kimse, tasarrufta dahli(etkisi)   olmaksızın  bir kimsenin sözünü diğerine tebliğ etmektir.
 Ol kimseye resul veya mürsil,  tebliğ  yapılana da mürselün ileyh denir."
(Mecelle, madde: 1450)
İslami terimlerini  açıklamadaki otoritesiyle ünlü  Seyyid Şerif cürcani (Ölüm. 816/ 1413)
ünlü eseri "Tarifat"ın  resul maddesinde Resulü şöyle tanımlıyor :
"Resul, Allah'ın hükümlerini halka ulaştırmak üzere görevlendirilen insana denir"
( Cürcani, Tarifat, Resul  madd)
 Resul, Allah'ın hükümlerini Allah'ın kullarına ulaştırır,
 Allah adına hüküm koyamaz, Allah'ın hükümlerine müdahale edemez.
 Resul,  Allah'ın elçisidir, ama Allah'ın ortağı asla değildir.
 Bu böyle olduğu içindir ki, Emevi Abbasi imalatı hurafe Ehli sünnet dini ile kadim İran inançlarının taşeronluğunu yapan Şia mezhebinin kaynaklarındaki yalan ve uydurma rivayetler vahiy hüviyeti taşıyamazlar.
  Çünkü ne olursa olsun sonuçta beşeri  ürünlerdir.
Ve Nebi (Aleyhisselam) ın bir beşer  olduğu,  tartışmasız bir Kuran gerçeğidir.
O halde,  vahiy yani Allah tarafından indirilen orijinal din ve ilim  sadece ve sadece  Kur'an ayetleri için geçerlidir.
 Dolayısıyla Allah tarafından indirilen ve  elçinin dilinde hayat bulan Kur'an, sorumlu olduğumuz tek kaynaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder