3 Haziran 2017 Cumartesi

ALLAH VE ELÇİLERİNDEN  BAŞKA HERKES SORGULANABİLMELİDİR.
Sorgulama nimetinden mahrum olan cemiyetler gelişme gösteremezler.
Sorgulama nimetine değer vermeyen milletler gerçek anlamda  medeniyet kuramazlar.
Kur'an'a göre Allah ( cc) sorgulanamaz.
"Allah, yaptığından sorumlu tutulamaz, onlar (bütün insanlar) ise sorguya çekileceklerdir"
(Enbiya, 23)
Bu ayetteki gerçeğe rağmen Musa (aleyhisselam) Allah'ı bir fiilinden dolayı sorgulamıştır.
"Musa dedi ki, Ey Rabbimiz! Gerçekten sen Firavun ve kavmine dünya hayatında ziynet ve nice mallar verdin.
 Ey Rabbimiz! (Onlara bu nimetleri), insanları senin yolundan saptırsınlar ve elem verici azabı görünceye kadar iman etmesinler, diye mi (verdin)? ,,,,,"
(Yunus, 88)
Rahman ve Rahim olan Allah ( cc) hikmetsiz bir şey yaratmadığından dolayı sorgulanamaz.
Allah abes, boşuna bir şey icat etmez ki sorguya çekilsin.
Fakat Musa (aleyhisselam) Firavun tarafından kavmine karşı yapılan katliam ve işkencelere dayanamayıp Rahman ve Rahim olan Allah'a  böyle bir şey söyledi.
"Biz, göğü, yeri ve bunlar arasındakileri, oyun olsun diye yaratmadık"(Enbiya, 16)
"Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık"
( Duhan, 38)
 "Onları sadece gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar"
(Duhan, 38)
Allah'ın Elçileri vahyi tebliğ etmede hata ve ihanette bulunmadıklarından dolayı sorgulanamazlar.
Fakat yaptıkları hatalardan dolayı Allah ( cc) Nebi'leri (Elçileri  değil) sorgulamış ve eleştiriye tâbi tutmuştur.
"Cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dâhi olsalar, müşrikler için af dilemek ne NEBİ'YE ne de inananlara yakışmaz"
( Tevbe, 113)
"Ey NEBİ!
Allah'tan kork, kâfirlere ve münafıklara itaat etme. Elbette Allah her şeyi bilmekte ve yerli yerince yapmaktadır"( Ahzab, 1)
"Ey NEBİ!
 Eşlerinin rızasını gözeterek Allah'ın sana helal kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun"
(Tahrim, 1)
ŞİMDİ ESAS KONUMUZA GELELİM
Konuşmalarında genellikle Kur'an'ı anlatan, çok değer verdiğimiz Mehmet Okuyan hocayı 26. 05. 2017 tarihinde cuma günü saat 24 civarında Habertürk tv'de seyrediyorum.
 Konu: mukabele okumak nereden geliyor?Mehmet Okuyan,
 Programda  inanmadığı halde şu uydurma rivayetleri  söylemek zorunda kaldı.
"Mukabele Hz Peygamber döneminden geliyor.
Kur'an'ın kaybolmaması için Cebrail okuyor   Peygamber dinliyordu"
"Hatta son yıl iki defa kaydedilerek arzedildi, Peygamber Cebrail'e Kur'an'ı arzediyordu, kaybolmaması için"
Yani Mehmet Okuyan Hoca'ya göre bugün camilerde okunan mukabele geleneği Allah Resulü'nün  uygulamasından  gelmektedir.
Mehmet Okuyan diyor ki,
"Mukabele Hz Peygamber döneminden geliyor, vahyi Cebrail okuyordu, Peygamber (Aleyhisselam) dinliyordu, bunu vahyin kaybolmaması için yapıyordu"
"Peygamber okuyor, Cebrail dinliyordu, hatta son yıl Cebrail ile Hz Peygamber arasında yapılan mukabele iki defa tekrar edilmiştir"
"Cebrail (Aleyhisselam) Peygamber (Aleyhisselam) a okur, Cebrail dinlerdi"
"Son mukabele iki defa yapıldığı için  Peygamber (Aleyhisselam)ın  vefat edeceği anlaşılmıştı"
 Mehmed Okuyan Hoca bu uydurma rivayetlere inanıyor ki, bunları  zorlanarak da olsa dile getirmiştir.
Aslında yukarıda geçen hurafeleri Mehmet Okuyan'dan  başkası söyleseydi güler geçerdik.
Fakat bunları söyleyen Mehmet Okuyan olunca eleştiriye tâbi tutmadan geçmek olmaz.
Çünkü Kur'an ehli muvahhidler onun söyleyeceği şeylere inanıyorlar.
Halbuki yukarıda söz konusu edilen rivayetlerin hepsi uydurma ve yalandan ibarettir.
Çünkü Kur'an Cebrail( Aleyhisselam) tarafından Allah Resulü'nün kalbine indiriliyordu ve onu unutması mümkün değildi.
Bütün bu rivayetler Kur'an'a aykırıdır.
MESELA,
"Gerçek hükümdar olan Allah, yücedir. Sana O'nun vahyi tamamlanmazdan önce Kur'an'ı (okumakta) acele etme ve "Rabbim, benim ilmimi arttır" de.(Taha, 114)
MESELA,
(Resulüm! ) onu (Vahyi) çarçabuk kavramak için dilini kımıldatma. Şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir.
 O halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et. Sonra şüphen olmasın ki, onu açıklamak da bize aittir"
(Kıyame, 16, 17, 18, 19)
MESELA,
"Sana (Kur'an'ı) okutacağız, artık Allah'ın dilediği hariç, sen hiç unutmayacaksın,,,"(Âlâ, 6, 7)
Dolayısıyla Mehmet Okuyan Hoca'nın  dile getirdiği bütün bu  rivayetler  Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğüne aykırı ve  uydurmalardan başka bir şey değildir.
Çünkü vahyin Allah Resul tarafından unutulması mümkün değildir.
"Allah Resul Kur'an'ı Cebrail ile mukabele ediyordu" türündeki bütün rivayetler, diğer rivayetler gibi tam bir saçmalıktır.
ASLINDA MEHMET OKUYAN GİBİ  KUR'AN'A AĞIRLIK VEREN İLAHİYATÇILAR RİVAYETLERDEN ELLERİNİ ÇEKMEK ZORUNDADIRLAR.
ÇÜNKÜ RİVAYETLERDEN ELİNİ VE DİLİNİ TEMİZLEMEYENLER TAM OLARAK KUR'AN'I ANLAYAMAZLAR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder